English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just so you know

Just so you know translate Turkish

6,894 parallel translation
And just so you know, me and the posse ran Jay right out of town.
Bilesin ki, ben ve heyet Jay'i buradan atmaya geldik.
Just so you know... I'm really sorry.
Tekrar söylemeyeceğim ama düşündüğünden daha çok üzgünüm.
Okay, well, just so you know, unless it's a gunshot wound, I don't have to report it.
Silahlı yaralanma olmadığı sürece polise bildirmeme gerek yok.
I'm listening to you, though, just so you know.
Ben yine de seni dinliyorum, bil istedim.
Just so you know, I really do appreciate this and it's an honor.
Bilesin ki bunu çok takdir ediyorum, büyük bir onur.
Just so you know, I didn't do anything wrong.
Bilesiniz ki ben yanlış bir şey yapmadım.
Just so you know, she came by herself.
Bilesin ki kız kendi geldi.
And you're not even my type, just so you know.
Ve tipim bile değilsin, sadece bilirsin.
But just so you know, if you ever are scared, if you ever need me, I promise I'll always be here.
Ama bildiğin gibi, eğer korkarsan,... bana ihtiyacın olursa, söz veriyorum ki orada olacağım.
Just so you know, the Greendale ad is gonna go up any time now.
Greendale reklamı birazdan yayınlanacak.
Okay, just so you know, if I do and we have half Sting children, when they ask me how to grift, I'm gonna tell them to watch their mother, not listen to you! Yeah!
Evlenirsem ve Sting çocuklarımız olursa, üçkağıt öğrenmek istediklerinde annelerini izlemelerini söyleyeceğim, seni dinlemelerini değil!
Just so you know, Alicia, I'm thinking about leaving.
Şunu da bilmeni isterim Alicia, ben ayrılmayı düşünüyorum.
Just so you know? We would've worked, just not right now.
Şunu bil ki, bunu yürütebilirdik ama şu an imkansız.
Just so you know...
Bil diye söylüyorum.
I should have shared it earlier, I know, but you and Jessie were just so young.
Önceden paylaşmam gerekirdi, biliyorum ama Jessie de, sen de çok gençtiniz.
Will : Alright, you know what? I will try to be nice to that blowhard instrumentum, just so Marcus can get out of my house and I can finally
Var ya yine de bu palavracı mankafaya iyi davranmaya çalışacağım.
I know you're pissed, but you want to just try and not go so hard on Mike?
Kızgın olduğunun farkındayım ama çabalamaya çalışsan ve böyle Mike'ın üzerine gitmesen?
- You know, I just put her to bed, so, you probably shouldn't just wake her up.
Daha şimdi yatırdım. yani uyandırmamalısın bence.
You know, it's so amazing how some people change so much after high school and some just stay exactly the same.
Bazı insanların liseden sonra bu kadar değişmeleri ve bazılarının da aynen öyle kalmaları gerçekten inanılmaz.
He just seemed so appreciative, you know?
Çok minnetar olmuş görünüyordu.
Richard, all they know is that you didn't have your laptop when you ran that test, so just tell them that you borrowed my laptop or you came home for lunch and used my computer.
Richard, tek bildikleri denemeyi yaptığında laptopunun yanında olmaması. Onlara laptopumu ödünç aldığını ya da öğle yemeği için evime gelip bilgisayarımı kullandığını söyle.
I just miss Tom so much lately, I don't know what I'm saying, so if you could just rewind...
Sadece son zamanlarda Tom'u çok özledim, ne söylediğimi bilmiyorum, yani yapabilirsen bunu geri saralım.
You were going through so much, you know, and... and... Just trust that I wanted to come clean so many times, all right?
Bunca şeyle uğraşıyordun, bilirsin, ve inan ki çok kez gelip içimi boşaltmak istedim, tamam mı?
You know, she's just so familiar.
Bilirsin, o çok alışıldık.
So we just, you know, they're Facebook friends,
o yüzde biz de, bilirsin, onlar Facebook'da arkadaşlar,
And when it comes right down to it, we just... we just love each other, and so... and we've always loved each other, you know, even when we had our problems.
Yoluna girince de... Birbirimizi seviyoruz, o yüzden... Birbirimizi hep sevdik, sorunlarımız olduğunda bile.
I know he needs this, so I'm just asking you, please, promise me you'll reconsider.
Buna ihtiyacı olduğunu biliyorum, o yüzden senden rica ediyorum, lütfen yeniden düşüneceğine söz ver.
You know, it's actually not so bad if you just cooperate.
Aslına bakarsan, insanlarla iyi geçindiğin sürece sorun yok.
I was just coming to let you know the silent auction is wrapping up, so...
Sessiz müzayedenin bitmek üzere olduğunu söylemeye geldim.
You know, you just throw a little nail in there, like so.
Bir çivi yeter buna, aynen böyle.
What? But then I talked to Carol and she told me more about your situation, and I realized, I might've... you know, just... misjudged you, so-so I'm sorry.
- Ama sonra Carol'la konuştum ve durumundan bahsetti bana ve anladım ki seni yani seni yanlış değerlendirmişim, özür dilerim.
It's just so sad, you know?
- Çok üzücü işte.
So you know I own the dealership you just stole that truck from.
Yani az önce çaldığınız arabanın sahibi olduğumu biliyorsunuz.
I know. I'm sorry that sounded kind of prejudiced, but... it's just that you all stayed so close together and no one saw you outside of school.
- Biliyorum, kulağa biraz ön yargılı gibi geliyor ama hepiniz çok yakın duruyordunuz ve kimse seni okul dışında görmemişti.
You know, I used to think that just because my father... owned so much of this town that... that I should be the one to take charge.
Eskiden babamın şehrin yarısına sahip olduğu için idare alması gerekenin ben olduğumu düşünürdüm.
It's just with the end of the school year, you know how it is. Everything's so out of control.
Okul döneminin sona ermesiyle, nasıldır bilirsin her şey bir hayli kontrolden çıktı.
I felt alone, and, um... I've been wanting to tell you for so long, but I-I just didn't know how.
Yalnız hissettim ve sana bunu uzun zamandır söylemek istiyordum ama nasıl yapacağımı bilmiyordum.
So what you're saying is if I just drove the, you know, 90 minutes every weekend, I, uh... I could have ended up with Nicki.
Yani demene göre hafta sonları 90 dakikalık yolu gelseydim Nicki'yle birlikte olacaktım.
We get some drinks, and I know that there is somebody that you hate at work for no reason, because that's always how you are, so we could just throw them catty looks all night.
İçkimizi alırız ve iş yerinde birinden yok yere nefret ettiğini biliyorum çünkü hep böyle yaparsın. Gece boyu onlara haşin bakışlar atarız.
He just was in so much pain that he, you know, took it out on his mom and took it out on his dad and took it out on his siblings.
Çok fazla acı çekiyordu ve bunu annesinden, babasından ve kardeşlerinden çıkarıyordu.
You know, I felt so different and so crazy that people just left me alone.
O kadar farklı ve deli hissediyordum ki insanlar beni yalnız bırakmıştı.
So I just want to know, between you and me, who really did it?
Öğrenmek istiyorum. Aramızda kalacak. Kim yaptı?
I mean, you know, I get it, he's too busy to-to-to talk. But, I mean, so send a note, Pat, just send a note!
Yani biliyorum konuşmak için çok meşgul ama Pat, en azından bir not yollayabilirdi.
You know, we really should buy some fresh vegetables sometimes, just so w...
Gerçekten arada sırada taze sebzeler almamız gerekiyor...
You know, it's been so long, at this point, maybe we should just float it to next year.
Şu tarihi düşünsek çok zaman geçmiş artık önümüzdeki sene yaparız.
Okay, so I was just going about my day, you know, thinking about how we might've made a baby and how freakin'excited I am about it.
Normal günüme devam ediyordum. Bir bebek yapmış olabileceğimizi düşünüp deli gibi heyecanlanıyordum.
I can't stop giggling, you know. I'm just so happy.
- Çok mutluyum.
So best we just sit tight for now and, uh, you know, hit it hard first thing in the morning?
Yani en iyisi şimdilik oturup sabah ilk iş aramaya başlayalım ha?
So, if you need me to order for you, just let me know.
Siparişin varsa söylemen yeterli.
So no pressure. - You know? Just say- -
- Bu yüzden baskı hissetme, diyeceğim...
Yeah, so just, you know, FYI.
Bilgin olsun diye sadece.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]