English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lan

Lan translate Turkish

81,292 parallel translation
I look for people that are passionate about what they do, and for some reason, they haven't found success.
Yaptıkları işe dört elle sarılan ama nedendir bilinmez, yine de başarılı olamamış insanlara.
Where the fuck are my onion rings?
Soğan halkalarım nerde lan?
If anyone's being punished, it's us.
Cezalandırılan biri varsa, o biziz.
Also, don't touch my snake, and don't think you're doing me any favors by feeding him, okay?
Ayrıca, yılanıma dokunmayın ve onu besleyerek iyilik yaptığınızı sanmayın tamam mı?
Where... where's the snake?
Nerede... yılan nerede?
The snake's in here?
Yılan burada mı?
I daresay the Texas Rangers will enjoy a bit of sport today.
Texas kolcuları bugün iyi ter atacak anlaşılan.
Attaboy, boys!
Helal lan size!
If Ryder manages to persuade the other barons that your attack on the oil fields was a violation of the foundation treaty, every clipper in the badlands will be crashing through our walls.
Ryder petrol arazilerine düzenlediğin saldırının kuruluş anlaşmasına yapılan bir ihlal olduğuna dair diğer baronları ikna etmeyi başarırsa Çorak Topraklar'daki her kırpıcı duvarlarımızı yıkar geçer.
He fancied me.
Beni sanılan.
When the Vikings invaded, they used to pull their longboats out of the water, turn them upside down and live in them as houses until they'd pillaged and looted enough to build new ones.
Vikingler işgal ettiğinde, onların longboats çekmeyi kullanılan Suyun, onları baş aşağı çevirin ve evler gibi onlara yaşamak onlar talan ve yağmalanmış etmişti kadar yeterince yenilerini inşa etmek.
"Monster", "sea creature", "serpent", "really, really big fish".
"Canavar", "deniz yaratığı", "yılan" "Çok büyük balık".
I keep thinking there's going to be one of those bookcases that you pull special books and it's a secret passage!
Burada kitaplardan birini çekince gizli bir odaya açılan kütüphanelerden varmış gibi geliyor hep.
But as it turns out, I was wrong.
Ama anlaşılan o ki yanılmışım.
And imagine a ball being shot across the sky.
Ve gökyüzüne fırlatılan bir top hayal edin.
They crack under the heat gun during adhesion.
Isı tabancası ile yapılan testlerde çatlamalar olmuş.
And I can tell because I just so happen to be a brain-eating zombie who loves kids'brains.
Ve mükemmel beyinden anlarım çünkü ben çocukların beyinlerine bayılan bir beyin yiyen zombiyim.
But, remember, you broke up with me.
Ama hatırlatırım, benden ayrılan sendin.
You made this possible.
Bunu mümkün kılan sensin.
Or to try out that new beer garden on 9th that just opened and looks cool.
Ya da 9. caddede yeni açılan ve harika görünen bira bahçesini denemek için falan.
he can fold his body into a box the size of a domestic carry-on.
Vücudunu ev taşımada kullanılan kutulara sığdırabiliyor.
Like try out that new beer garden on 9th that just opened and looks cool.
9. caddede yeni açılan ve harika görünen bira bahçesini deneyelim mesela.
Because, uh, you know, carrots are a vegetable that you could eat, but it also re... refers
Çünkü bildiğiniz üzere hem yapılan yemeğin ayarını tutturabilme olayı var hem de mücevherlerde ayar olayı var. Kaç ayar falan deriz ya.
I was born with a gift, a gift I thought would die with me, but it lives on.
Benimle sonra ereceğini düşündüğüm bir yeteneğim vardı ama anlaşılan devam ediyor.
Yeah, well, then from that, you can probably extrapolate what it means to have a tape-snake.
Evet, madem öyle bağırsak yılanına sahip olmanın ne demek olduğunu anlayabilirsin.
- You have a tape-snake.
- Sende bağırsak yılanı var.
Yeah, man.
- Tabii lan.
Looks like we didn't need your help after all.
Anlaşılan yardımına ihtiyacımız yokmuş.
So, it looks like we didn't need your help after all.
Anlaşılan yardımına ihtiyacımız yokmuş.
Local officials are blaming the terrorist group for that shocking drone attack on Harry Connick Jr.'s house.
Yerel yetkililer, Harry Connick Junior'ın evine yapılan şok edici dron saldırısı için teröristleri suçluyor.
So these are the interviews with the man who took the photos.
Bu, fotoğrafları çeken adamla yapılan görüşme.
Did she ever mention anyone pestering her?
Kendisine asılan herhangi birinden bahsetti mi hiç?
GCHQ has a dragnet over calls in and out of ISIS-held areas.
GCHQ, IŞİD bölgelerinde yapılan tüm aramaları görebilir.
Mr Russell, you are charged on an indictment containing one count of murder, in that on a day between 1st and 3rd February, 2003, you murdered Linda Simms.
Bay Russell, bir cinayet suçundan yargılanıyorsunuz. 1 ve 3 Şubat 2003 tarihleri arasında Linda Simms'i öldürdünüz.
I was the one who ended up in hospital.
Hastaneye kaldırılan bendim.
And it's about the people who were at this meeting, one of whom, I believe, was your husband.
O toplantıya katılan kişilerden bir tanesi de senin kocandı.
Well, fuckin'A, you should be.
Olmalısın tabii lan!
Get your fucking hands off me!
Çek lan ellerini!
With wicked tongue... the serpent lied and took their liberty.
Aşağılık bir dille yılan yalan söyledi... ve hürriyetini aldı.
a method of mystical camouflage used since the persecutions in Salem.
Salem'deki zulümlerden beri kullanılan mistik bir kamuflaj yöntemidir.
With wicked tongue, the serpent lied and took their liberty.
Aşağılık bir dille,... yılan yalan söyledi, ve hürriyetini aldı.
Glamour is a magic that predates modern technology.
Câzibe, modern teknolojiden önce kullanılan bir sihirdir.
With wicked tongue, the serpent lied and took their liberty.
Aşağılık bir dille, yılan yalan söyledi... ve hürriyetini aldı.
Technically, it does come from the anal glands, which makes it very helpful when you want to attract deer.
Aslında gerçekten anal bezlerden salgılanıyor, bu da geyikleri çekmeye yarıyor.
Looks like Danita's work.
Danita yapmış anlaşılan.
Looks like somebody's going in the hole.
Biri deliğe gidecek anlaşılan.
What the fuck?
Ne oluyor lan?
What the fuck?
Nasıl lan?
Hey, man, get the...
Yok artık lan...
What the hell?
Bu ne lan?
It's a fucking dart!
Dart lan bu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]