English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let's play

Let's play translate Turkish

3,070 parallel translation
Let's go play in your room, boys, come on.
Odanıza gidip oyun oynayın hadi, çocuklar.
- Okay, babe, let's play a new game.
- Pekala bebeğim, hadi yeni bir oyun oynayalım.
Let's just say in the early Fae wars between Light and Dark, they tried to play both sides, and fooled neither.
Diyelim ki önceki Fae savaşlarında Aydınlık ve Karanlık taraf arasında ikili oynamışlar ancak iki tarafı da kandıramamışlar.
Let's play.
Oynayalım bakalım.
Come on, let's play.
Haydi, oynayalım.
Let's just go play doll house or something.
Haydi gidip bebeklerinle ve ya başka oyuncaklarınla oynayalım.
- Let's play Bloody Mary.
- Haydi Bloody Mary oynayalım.
Let's play a game.
Hadi oyun oynayalım.
Oh, let's not play that right now.
Şimdiden oynamayalım.
Here, let's play catch with that diaper behind your head.
Haydi, şu çocuk beziyle at-yakala oynayalım.
Let's play finger-bang.
Parmak Silah oynayalim
Spencer, let's go take a little break and play right over here, then we'll go home and do some finger-painting.
Spencer, şimdi küçük bir mola verelim burada biraz oynarız, sonra da eve gidip parmak boyası yaparız.
Let's play this out.
Olanları canlandıralım. Uyuyor...
Let's play some beer pong.
Gel biraz bira içelim.
- Let's play a game, huh?
- Hadi gel seninle bir oyun oynayalım, ha?
Fine, let's play hide-and-seek.
Pekâlâ, hadi saklambaç oynayalım.
Let'S play walkie-talkie!
Telsizle oynayalım!
Let's play.
Oynayalim.
Now let's play on the original wheel.
Simid, haydi orijinal tekerlekle oynayalim.
Let's just play the song.
Sadece şarkıyı oynatalım.
Let's play.
- Oyuna devam edelim tamam mı?
Oh, let's play a little baseball.
Ya da biraz beyzbol oynayalım.
When it's a game of betrayal, then let's play openly.
Zaman, ihanet bir oyun sonra's açıkça oynayalım.
Let's play our little lying game.
Ufak yalan oyunumuzu oynayalım hadi.
- All right, let's play some ball.
- Hadi bakalım biraz top oynayalım.
Let's play a game against each other
Benimle bir el oyna diyorum.
Let's play baseball
Beysbol oynayalım.
Okay, the satellite link is online, so let's play God.
Tamam, uydu bağlantısı kuruldu. Tanrıcılık oynayalım.
Let's play in there.
Şunun içinde oynayalım.
and that some students with school... a vast expanse of ah a lot of snow ah let it snowball fight come play with me
Bir de şu sözde sınıf arkadaşları... - Bembeyaz! - Şu karlara bak!
- Let's role play.
- Hadi rol yapalım.
Okay, let's just sit... And play the card game, where no one loses.
"Pekala, o halde oturalım da sonunda kimsenin yenilmediği şu kart oyununu oynayalım."
Let's go up and play.
Haydi gidip oynayalım. Haydi.
Let's play.
Oynayalım.
Let's play! Truth or dare?
Doğruluk mu cesaret mi?
And I almost got run over on my bike'cause I was carrying six bags of groceries and my light burned out and every driver in Toledo decided to play let's-see - how-close-we-can-get - to-the-kid-on-the-bike - who's-risking-his-life - to-bring-home-the-guacs.
Az kalsın bisikletimle beni ezeceklerdi çünkü 6 bakkal poşeti taşıyordum ve farım patladı ve Toledo'daki bütün sürücüler eve-çerez-getirmek-için - hayatını-riske-atan bisikletli-çocuğa - ne-kadar-yaklaşabiliriz oyununu oynamaya karar vermişler.
Sümbül Agha, let's play another round.
Sümbül Ağa'm, bir el daha oynayalım be!
Let's play a new game.
Hadi yeni bir oyun oynayalım.
I was like, "Let's play. Play me some songs, you guys."
Ben "Hadi bana bir şeyler çalın çocuklar." dedim.
It started with, "Let's do a shot before we play." We'd call it "band prayer".
"Çıkmadan önce bir shot atalım." diyerek başladık. "Grup duası" dedik adına.
Then that turned into like, "Let's do ten shots before we play."
Zamanla "Çıkmadan önce 10 shot atalım." a döndü olay.
So, let's go around and we'll, um, we'll play a little game.
Hadi küçük bir oyun oynayalım.
Let's play one more round.
Bir tur daha oynayalım.
All right, we look forward to seeing you all at tonight's rally, but right now, let's play some hoops!
Hepinizi bu geceki mitinge bekliyoruz. Şimdi basket zamanıdır!
Trivia! Let's play "trivia".
Trivia, bence bunu oynamalıyız.
Mommy, Grandpa let us stay up until midnight. and play video games.
Anne, dedem gece yarısına kadar oturup video oyunu oynamamıza izin verdi.
How long will we go, Mother? Let's stop and play.
Daha ne kadar gideceğiz anne, durup oyun oynayalım.
Oh come on. Let's just play together.
Hadi ama.Sadece beraber çalalım.
Let's play.
Başla!
Let's play a game.
Hadi bir oyun oynayalım.
If I don't play by House's rules, he won't let me in.
House'un kurallarına göre oynamazsam katılmama izin vermeyecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]