Lie back translate Turkish
697 parallel translation
That's as far as you can go Oh, you can't simply lie back You must be cold and heartless as you know
Daha ileri gidemezsin öyle hemen kendini, teslim edemezsin soğuk ve kalpsiz olman, gereklidir bilirsin.
Then lie back down.
Öyleyse tekrar uzanın.
- Now lie back quietly.
- Yavaşça arkana yaslan.
Now just lie back here.
Şimdi arkanıza yaslanın.
Just lie back and take it easy while you can.
Sen sadece yat. Buradayken dinlenmene bak.
Now just try to lie back and relax.
Şimdi biraz uzanıp dinlenin.
You lie back in the sand as in the more loving hands... that the rain and wind and thunder slip under your dress every evening.
Kumlara sevgi dolu bir kucakmışçasına uzanıp yatıyorsun ve yağmur, rüzgar, fırtına her akşam elbisenin altından savruluyor.
Just now, lie back.
Şimdilik, sadece yat.
Better lie back.
Uzan bakalım.
Would you lie back?
Tekrar uzanır mısın?
Miss Frances, please lie back.
Miss Frances, lütfen arkana yaslan.
Lie back and rest.
Arkana yaslan ve dinlen.
Now, come on, lie back, love, come on.
Hadi bakalım, artık uzan, hadi.
We just lie back in bed like civilized people and sip it through a straw.
Yatağa uzanıp medeni insanlar gibi yavaş yavaş içeceğiz işte.
Let's just lie back and enjoy the afternoon sun. Do you like me like this, Toby?
Toby, bana sarılıp testte yaptığın gibi aklına geliveren şeyi yap.
Lie back.
Sırtüstü yatın.
Lie back.
Uzan.
Lie back.
Uzanın.
You just lie back, baby, and when I get you all prettied up..... I'll go and cancel that call.
Yaslan arkana bebeğim, seni güzelleştirdikten sonra gidip aramayı iptal edeceğim.
Lie back and open your mouth.
Arkana yaslan ve ağzını aç.
Lie back, please.
Lütfen uzanın.
Lie back.
Yatın.
I wanted to lie back and relax.
Arkama yaslanıp rahatlamak istedim.
Lie back on the bed.
Yatağa sırtüstü uzan.
Lie back. Just relax.
Geriye doğru yaslan ve sakin ol.
Lie back and abandon yourself faithfully and above all, don't hurry.
Sırtını yasla ve inancına teslim ol...
What would you do, lie back and take it?
Ne yapardın, sırtüstü yatıp alır mıydın?
But the boat on the river stayed tied up tight That's as far as things could go Oh, you can't simply lie back
Daha ileri gidemezdin hemen kendini teslim edemezsin soğuk ve kalpsiz olman, gereklidir bilirsin yoksa her türlü olay gelebilir başına evet, bir tek cevap var...
Why don't you go back to Paris and lie down?
Neden Paris'e dönüp biraz uzanmıyorsun?
Well, I'll go powder my nose tell our hostess a customary lie and be right back. Meet you in the hall, Doug.
Holde bulusuruz, Doug.
When you lie flat on your back and rest... and watch the clouds sailing, as I often do... you're so close to those other people... that you can hear the thrumming of the hoofs of their horses... and the sound of the wheels on the road... and their laughter and talk... and the music of the instruments they carried.
Sırt üstü uzanıp dinlenirken ve benim de sık sık yaptığım gibi tepedeki bulutları seyre daldığınızda o insanlarla olabildiğince yakınlaşmış oluyorsunuz öyle ki atlarının toynak tıkırtılarını duyabilir yollarda tepinen arabalarının tekerlek gıcırtılarını işitebilir kahkahalarını ve konuşmalarını çaldıkları müzik aletlerini duyabilirdiniz.
Listen, my dear... will you be a saint and back me up in the most appalling domestic lie?
Dinle canım... En korkunç aile içi yalanımda beni destekler misin?
As I remember, when you lie flat on your back you snore.
Hatırladığım kadarıyla, sırt üstü yattığında horluyordun.
You're making more money now than you ever made in your life, and all you wanna do is lie on your back, smoke cigars and look at naked women!
Şu an hayatın boyunca kazandığından çok para kazanıyor ve tüm yapmak istediğin ; sırtüstü yatmak, puro içmek, at yarışı oynamak ve çıplak kadınlara bakmak!
Then what you said to me back there on the river was a lie about how you never could have done it alone and how you'd lost your heart and everything.
Demek ki orada bu işi yalnız yapamayacağını söylediğinde yalan söylüyordun. Hani kalbini bana kaptırmıştın peki ya diğer şeyler.
That lie about my wanting him to get it back means he'll put it on that island.
Bu, çakmağı adaya bırakacağını gösteriyor.
Anna, you'd better go back to the bungalow and lie down.
Anna bungalova dönsen ve yatsan?
Every time I lie down on this sofa, I get stabbed in the back.
Bu kanepeye her oturuşumda, sırtımdan bıçaklanmış gibi oluyorum.
Well, you've done what you came back to do, so there's no need to lie about it.
Tamam, şimdi döndüğünde yapman gerekeni yaptın, bundan sonra yalan söylemene gerek yok.
Mom, lie down for a while. The Sergeant will come back later.
Anne bir süre dinlen, çavuş daha sonra geri gelecek
When I went back to Lila wondering what lie I could tell her, I found there was no need for lies, no need for anything.
Ne türden bir yalan uyduracağımı düşünerek Lila'ya döndüğümde, yalanlara gerek kalmadığını gördüm, hiçbir şeye gerek kalmamıştı.
Go back in and lie down.
Odana dön ve uzan.
I've told lies for a lot of different reasons myself, but... There was rarely a time when, if I'd had a second chance I wouldn't have taken back the lie and told the truth.
Ben de farklı sebeplerle bir sürü yalan söyledim ama bazı anlar vardır ki söylediğimiz yalanı geri alıp yerine doğru olanı söylememiz gerekir.
Fine. If they lie to you, you lie right back to them.
Eğer onlar size yalan söylüyorlarsa, siz de onlara yalanla cevap verin.
I will lie on my back and look at the clouds.
Sırtüstü uzanacağım ve bulutları izleyeceğim.
You won't be able to lie on your back for a few days.
Birkaç gün için arkanıza yaslanamaycaksınız
Now, lie down on the back seat, Peebie.
Arka koltuğa uzan şimdi Peebie.
You just want me to come running out to kick that ball so you can pull it away and see me lie flat on my back and kill myself.
Benden bu topa koşarak gelip vurmamı istiyorsun böylece topu çekebilesin ki ben de sırt üstü yere düşüp, kendimi öldüreyim.
When they looked back, they saw the body of Little Man lie down among his friends.
ArkaIarna baktkIarnda, Küçük Adam'n cesedi digerIerinin arasna ygImst.
We can just lie low for a couple of days... stroll back into camp... and nobody will say a dickie bird.
Birkaç gün yatıp dinlenebiliriz... kampa dönmeden önce... ve hiçbir şey olmaz.
Do you remember when you came with riksdalerne in one hand and your dick in the other - and asked me to lie on my back for you? Then you behaved.
Bir elinde para, diğerinde aletin bana gelip altına yatmamı istediğin günü hatırlamıyor musun?
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188