English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like a man

Like a man translate Turkish

11,682 parallel translation
You look like a man who appreciates the finer things in life.
Hayatın zarif noktalarından mutlu olan biri gibisiniz.
Like a man who doesn't have a baby at home.
Evde bekleyen bir bebeği olmayan biri gibi.
And then I ditched the rear pussy shocks so that the proud new owner could ride hard tail like a man.
Arka amortisörleri de attım ki yeni ve gururlu sahibi, adam gibi bir sert kuyruğa binebilsin.
Like a man and his wife.
- Karı koca gibi.
How like a man to mistake the battle for a war.
Nasıl bir adam savaş alanında hata yaparsa...
- Take it like a man, Henry.
Adam gibi kabul et Henry.
Seems like a man worth talking to.
Konuşmaya değer bir adam gibi görünüyor.
I came to you like a man,
Bir erkek gibi sana geldim.
I believe in you. The last person that helped me like this was a man that I looked up to.
Bana en son böyle yardım eden adam saygı duyduğum birisiydi.
For a man like Fenwick, I suspect that'll be enough.
Fenwick gibi bir adama sanırım bu yeterli olur.
Looks like a little old man, but to me, he's my son, and...
Küçük bir yaşlı adama benziyor, ama bana göre, o benim oğlum, ve...
How can a man believe in something like that?
Erkek dediğin öyle şeylere inanır mı?
You look like a man who asks questions.
Sorular soran birine benziyorsun.
Make me a man, or something romantic like that.
Beni bir adam yapacağı gibi romantik bir fikre kapıldım.
Or hide in the bathroom of a tea place like a real man.
Ya da gerçek bir çay erkeği gibi tuvalette saklanacaktım.
I mean, these boots are just like... who needs a man?
Kime erkek lazım?
Yeah. The man I was with for what felt like a year will barely look at me, and I'm lying to him about who I am.
Sahte de olsa bir sene birlikte olduğum adam yüzüme bakmıyor.
You don't look like you killed a man.
Bir adam öldürmüş gibi gözükmüyorsun.
Man, we need a name like Em...
"Domuz Ağılı" diyelim.
Like, why does Elvis... even have to be a man?
Mesela Elvis... Neden erkek olmak zorunda?
I'm still trying to figure out when my little brother turned into a grown ass man, and you talk like you know something too.
Küçük kardeşimin ne zaman büyük bir adam olduğunu ve çok şey biliyormuş gibi konuştuğunu anlamaya çalışıyorum.
I'd like to say a few words about a great man and a dear friend.
Bu muhteşem adam ve sevgili dost hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.
Does a man like you ever really lose a taste for that?
Sizin gibi bir adam hiç alışkanlıklarını bırakabilir mi?
Like, I had a man on this morning whose mother had put her head in the gas oven because her cat had died.
Mesela annesi kedisi öldüğü için kafasını gaz ocağına sokan bir adamla konuştum bu sabah.
You simply have no idea what it will feel like to have a man as resourceful and determined as me dedicate himself entirely to your every need, your every desire.
Benim gibi kaynakları olan ve bütün hayatını senin ihtiyaçlarını ve arzularını karşılamaya adayan... bir erkek sana nasıl hissettirir bir fikrin yok.
I have never met a man selfish like your brother.
Veer abin çok bencil biri.
Respect to a man like Lucky meant that everybody listened to him. Almost like a director in a play.
Lucky gibi bir adama saygı duymak herkesin onu dinlediği anlamına gelir.
You've never known a man like me... but you're gonna get a chance to.
Benim gibi bir adam hiç bilmediğimiz... Ama sen bir şans alacağım vardır.
It is entirely possible that Zoe killed David the moment he got back to them and we're standing around like idiots, waiting on a dead man.
Zoe'nin David'i onlara geri döndüğü anda öldürmüş olması kuvvetle muhtemel biz de burada aptallar gibi ölmüş adamı bekliyoruz.
There was a man shot like the others, like the rest, but he... he wasn't sick.
Bir adam vardı. Diğerleri gibi vurulmuştu ama hasta değildi.
Well, I'd like to be a sort of co-editor, but no man will put up with that so I'm going to try and find a woman.
- Eş editör olmak istiyorum ama hiçbir erkek buna yanaşmaz. Bu yüzden bir kadın bulacağım.
I want to introduce you to the man who conceived of our grand strategy, whose passion convinced even a stubborn old fossil like me.
Sahip olduğu hırsla benim gibi bir ihtiyarı bile ikna eden bu büyük stratejinin sahibi olan kişiyi sizlere takdim etmek isterim.
We have need of a man like you, flaws and all.
Senin gibi bir adama ihtiyacımız var, Hatalarınla.
You like it, Arak? - Yeah. - It's a real man's drink.
Gerçek adam içkisidir.
( CRACKLING ) MAN : ( ON RADIO ) Eyewitness report. A S.H.I.E.L.D. transport is under attack by, it looks like, Absorbing Man!
Görgü tanıklarının dediğine göre bir S.H.I.E.L.D. transfer aracı Emici Adam'ın saldırısı altında!
But you cannot be married to a man and leave him out of a secret like this.
Ama bir adamla evlenirken ona böyle bir sırrı söylememezlik edemezsin.
- He seemed like a nice young man to me.
- Bana iyi bir genç adam gibi görünmüştü.
He seems like a good man.
İyi bir adama benziyor.
Mm. He sounds like a remarkable young man.
Oldukça başarılı bir genç adama benziyor.
I didn't run over to help you out there because I like you... Or because I think you're a good man, a good father... Or that you can grow one hell of a beard.
Dışarıda sana yardım etmeye koşmamın sebebi senden hoşlanmam iyi bir adam ve iyi bir baba olduğunu düşünmem veya çok fiyakalı sakallarının olması değildi.
A rumor like that can destroy a man's career.
Böyle bir söylenti adamın kariyerini bitirir.
A man like Harding won't know half the people on the guest list.
Harding gibi bir adam davetli listesinin yarısını tanımaz.
Those pictures made people feel sorry for First Lady Grant, but they make Senator Grant look weak and frigid and sexless and like she can't keep a man.
O fotoğraflar yüzünden insanlar First Lady Grant'a acımaya başladı. Ama Senatör Grant olarak ortaya çıktığımda soğuk, isteksiz ve bir adamı bile elinde tutamayan biri olarak görmeye başladı.
The man is OK, he's working here, and you behave like a lunatic!
O iyi bir adam, çok iyi çalışıyor ve sen tam bir deli gibi davranıyorsun!
! I acted like such a big man, and I didn't want to admit I was a coward.
Ağır abiler gibi davranıyordum çünkü korkağın teki olduğumu sizlere itiraf etmek istemedim.
A man, just like you.
Senin gibi bir adamım.
Whether you like it or not, a well-groomed man may first trigger a stale stereotype in your subconscious mind...
İster beğenin ister beğenmeyin, bakımlı bir insan ilk anda bilinç altınızda bulunan bir kalıbı uyandırır.
It was like watching an eagle on the battlefield draw out the contents of a man's head though his eyes.
Bu, savaş alanındaki bir kartalın bir insanın gözlerinden geçerek kafasını delmesini izlemek gibiydi.
Because I ask myself why would a great man like you feel the need to hide behind women's skirts?
Çünkü kendime, neden senin gibi büyük bir adamın kadınların eteğinin altına saklanma ihtiyacı hissettiğini sorup duruyorum.
Like a monkey who won the lottery, So the least you can do is be a man, pay her yourself, Or suck it up and tell her the truth.
Maymunun lotoyu tutturması gibi, en azından erkek gibi davran da kendi maaşından öde ya da al götüne sok ve ona gerçeği söyle.
A man like you should not go to that place alone, though I will not go with you.
Sizin gibi biri oraya yalnız gitmemeli. Sizinle oraya gitmem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]