English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Love her

Love her translate Turkish

20,171 parallel translation
You love her.
Onu sevmiyor musun?
I love her.
Seviyorum ben onu.
If you love her...
Anlamıyorum.
I love her too, you know that.
Ben de onu seviyorum, sen de biliyorsun.
I love her.
Onu seviyorum.
I love her, ma.
- Onu seviyorum anne.
Because I love her!
Çünkü onu seviyorum.
If you love her this much, you should marry her.
Onu çok seviyorsan, onunla evlenmelisin.
You love her.
Anneni seviyorsun.
That's a lot to overcome. People in love can overcome anything.
- Âşık insanlar her şeyin üstesinden gelir.
I love you, Padma, and-and I'd do anything to be with you.
- Evet. Seni seviyorum Padma ve seninle olmak için her şeyi yaparım.
And I will always love you for that.
Ve bunun için seni her daim seveceğim.
If you liked my wife's snizz, you're gonna love her ambrosia.
Eğer karımın vajinasını beğendiyseniz ölümsüzlük yemeğine bayılacaksınız.
"I love you in every way."
# Seviyorum seni her türlü. #
And shower all your love on her.
Ve tüm aşkını yansıt ona.
Her love is my weakness.
Onun aşkı, benim zayıf noktamdı.
Wherever you are, whenever you are, I love you, Rip.
Her neredeysen hangi zamandaysan seni seviyorum Rip.
It's beautiful, and powerful, and once you know it, love changes everything.
Aşk güzeldir, kuvvetlidir. Ve aşkla tanışınca her şey değişir.
Because I should have seen it, May, but between her Inhuman love connection and me licking my wounds after Bobbi and Hunter left,
Anlamam gerekirdi May. Ama onun Nainsan sevgi bağı ve benim Bobbie ile Hunter'ın gidişinden sonra yaralarımı sarma çabam arasında gözden kaçırdım.
Each day, she delivered an offering, a sign of submission and love from her people.
Hergün, insanları sadakat ve sevgisini temsil eden bir hediye sunuyormuş.
'Cause, I mean, a guy who is in love will say anything to make you happy, and trust me, that dude is in love.
Aşık bir adam seni mutlu etmek için her şeyi söyleyebilir, ve inan bana, o adam sana aşık.
If you love me, if you ever loved me, let her go.
Beni seviyorsan beni biraz olsun sevdiysen onu serbest bırak.
OK. So I want to start over and just say I love the lube- -
Tamam.Öyleyse her şeye kayganlaştırıcını ne kadar sevdiğimi söyleyerek...
Oh, I'm lying because I've- - ♪ Never been in love B-4 ♪ ♪ Now all at once it's you ♪
Yalan söylüyorum çünkü... â ™ ª Hiç B-4 ile aşk yaşamadım â ™ ª â ™ ª Şimdi tüm önceliğim sensin â ™ ª â ™ ª Her şeyden daha fazla â ™ ª
I mean, every cell of my being says, "You love this woman. Don't ruin it by marrying her."
İçimden bir ses durmadan " Bu kızı seviyorsun.
Mm-hmm. You both love Alice. You're both trying to save her.
İkiniz de Alice'i seviyor ve onu kurtarmaya çalışıyorsunuz.
He was pretending to be in love with her for a year so that we could get close to her clients.
Müşterilerine ulaşabilmemiz için bir yıl boyunca ona aşıkmış rolü yapıyordu.
I think the love of your life is always the love you can't have.
Bence hayatınızın aşkı her zaman sahip olamadığınız aşktır.
Why does everything I love fall apart as soon as I touch it?
Neden sevdiğim her şey dokununca parçalanıyor?
I fell in love with her all over again.
Ona tekrar aşık oldum.
All I know is everything I do, I do for the love of God.
Tek bildiğim, yaptığım her şeyi Tanrı için yaptığım.
Do you promise to love, honor, and protect her in sickness and in health till death do you part?
Ölüm sizi ayırana kadar hastalıkta ve sağlıkta onu seveceğine, onurlandıracağına ve koruyacağına söz veriyor musun?
- He's easy to fall in love with.
- Her kadının kolaylıkla âşık olabileceği bir erkek.
"He's easy to fall in love with"?
Her kadının kolaylıkla âşık olabileceği bir erkek mi?
Ifyou talk to her for 30 minutes a day, you're in love.
Günde 30 dakika konuşuyorsanız âşıksınız demektir.
Well, it is for her but he's in love, but won't admit it and he's suffering like a dog.
Yani kız için öyle ama Ivano buna âşık. Ama bir türlü itiraf edemiyor ve köpekler gibi acı çekiyor.
Because ifyou love someone, you protect them, from everything.
Çünkü birini sevdiğiniz zaman onu her şeyden korursunuz.
I was overwhelmed by the love I felt from these people, even though their faces couldn't show it.
Bu insanlardan gördüğüm sevgi ile şaşkına uğradım, Her ne kadar yüzlerinden okunmasa bile.
But hurting the ones we love, whether we mean to or not, that's just what we do.
İsteyerek ya da istemeyerek sevdiklerimizi incitmek her zaman yaptığımız şeydir.
They will destroy everything you love.
Sevdiğin her şeyi yok edecekler.
And I would forgive everything if you would only forgive me, my love.
Her şeyi affedebilirim.. .. eğer sen beni affedebilirsen.. .. aşkım.
Blinded by love as I once was, ready to give everything, even your life, for one who is and always will be unworthy.
Bir zamanlar benim olduğum gibi.. 611 00 : 35 : 21,647 - - 00 : 35 : 24,231.. aşk gözünü gör etmiş senin. Her şeyini hatta canını bile..
May her sins and failings committed in moments of weakness be forgiven by your merciful love.
Gaflete düşüp işlediği günahlar ve kusurları şefkat dolu sevginle af olsun.
I think that his love, kind of like what they were saying, he's imagining her in his mind and his heart because he loves her that much, like, he's able to... like, create a version of her in his heart because...
Bence onun aşkı, şu dedikleri şeye benziyor. Onu zihninde ve kalbinde canlandırıyor. Çünkü onu o kadar çok seviyor ki kalbinde onun bir benzerini oluşturabilecek derecede çünkü...
You know how much I spent to get her to love me?
Beni sevmesi için ne kadar harcadığımı biliyor musun?
Oh, I love everything about it.
Bununla ilgili her şeyi sevdim.
All the time worrying, "does he love me? Do I love him?"
Her zaman "O beni seviyor mu?", "Ben onu seviyor muyum?" diye endişe ediyorsunuz.
I'd love nothing more than for your father to join us, but your father is following his own path, as he always does.
- Babanın bize katılmasını çok isterim ama o kendi bildiği yolda ilerliyor. Her zaman yaptığı gibi.
We must each relinquish a beloved memory of the one we love the most.
Her birimiz en sevdiğimiz insanla ilgili bir anıdan vazgeçmeliyiz.
You know what I love about you, Ray, is, you always manage to find the bright side.
Senin sevdiğim yanın ne biliyor musun, Ray her zaman olayın iyi tarafından bakıyorsun.
You and Carter have spent lifetimes together, and in each one, you've fallen in love, so why would this lifetime be any different?
Carter ve sen beraber ömürler boyu yaşadınız ve her birinde, aşık oldunuz peki neden bu hayat daha farklı olsun ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]