English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lucky her

Lucky her translate Turkish

1,245 parallel translation
- Lucky her.
- Şanslıymış.
- Lucky her.
Şanslı kız. Ah!
Lucky her!
Ne şanslı.
I'II be lucky to have a figure like that when I'm her age.
O yaşta böyle bir vücudum olsa, daha ne?
So anyway, if you're then lucky enough... to find someone who's the good kind of smart and the good kind of funny, then generally they're just kind of- -
Yani her neyse, eğer hoş biçimde komik hem de zeki biriyle karşılaşacak kadar şanslıysan onlar da çoğunlukla, bir çeşit...
- She'll be lucky ifthey don't boot her out before morning.
- Gün doğmadan kovulmazsa, şanslı.
But you're very lucky she's agreed to let you interview her.
Sizinle görüşmeyi kabul ettiği için çok şanslısınız.
And if I'm very lucky, the good WILL commence any minute now.
Eğer şanslıysam iyi niyetin etkileri her an gerçekleşebilir.
What did you call her? Your "lucky charm"?
Onu nasıl çağırıyordun? "Tılsımım" diye mi?
Yeah, between you and me, I should have busted her but I thought I might get lucky.
Evet, senin ve benim aramda, Onu tutuklamam gerekirdi ; fakat bir şans elde edebilirm diye düşündüm.
Lucky is a leprechaun that Gretch had tattooed on her hip to impress loser number five.
Şanslı, 5 numaralı kaybedeni etkilemek için Gretch'in kalçasına yaptırdığı cin dövmesi.
And if I'm lucky, Audrey is just about finished with her latest conquest, so....
Ve şanslıysam, Audrey son sevgilisiyle işini bitirmiştir.
- She's in shock. Lucky he got her back.
Onu hayata döndürmesi büyük şanstı.
"Lucky there's a man who positively can do all the things that make us " Laugh and cry
Şansımıza bizi güldüren ve ağlatan her şeyi olumlu anlatacak bir adam var.
- Todd should be so lucky to get her.
- Todd öyle bir kız bulduğu için çok şanslı.
DOCTOR : Lucky for her.
Kız şanslıymış.
You're certainly a lucky man to have her.
Onunla evli olduğun için çok şanslısın.
Lucky-schmucky. I knocked her up, but she's stuck now.
Şans mans işte, zamanında hamile bırakmıştım, artık eli mahkûm.
But most of it's covered by her hair, which, lucky for us is remarkably thick for a woman her age.
Ama şansımıza, bu yaştaki bir kadın için fazla kalın olan sacları çoğunu kapamış.
- Yes. We were lucky to get to her first.
- Evet.Ona ilk biz ulaştığımız için şanslıyız.
She is aggressive, and we're happy and lucky to have her.
Evet. Diana.
I got lucky at her parent's house and hit the mother lode of information.
Ailesinin evinde şansım iyi gitti ve bilgilerin ana madenine çarptım.
Well, then it's your lucky day... because she is a close personal friend of mine... and I was just talking to her a few minutes ago... on the phone, and she said that she'd be willing... to go horseback riding with you on the beach... and to have a candlelight dinner with you... and sit in a tub and drink champagne.
O zaman bu senin şanslı günün... çünkü o benim çok yakın bir arkadaşım... ve birkaç dakika önce onunla konuşuyordum... ve bana söyledi ki seninle sahilde... at sürmekten çok hoşlanırmış... ve mum ışığında akşam yemeğinden... ve banyoda şampanya içmekten.
What did you do with her Lucky Charms?
Şanslı Büyüleri'ne yaptın?
Full of all kinds of lucky stuff.
Her tür şans getiren malzemeyle dolu.
I'm very lucky to have found her.
Onu bulduğum için çok şanslıyım.
She's lucky I don't bash her brains in.
Kafatasını parçalamadığım için çok şanslı.
Well, lucky for you I can usually spot good intentions.
Her zamanki gibi casusluk yapmak hoşuna gidiyor.
We can call the operator and ask her, if we're lucky...
Kanalın sadece San Julian'da olduğunu biliyoruz.
You're lucky to be rid of her.
Seni terk ettiği için çok şanslısın.
You're lucky to be rid of her.
Ondan kurtulduğun için şanslısın dostum.
I believe Charlene was... she said the most amazing thing in that ice-cream truck... she's lucky I gave her my jacket
Charlene'in dondurma kamyonunda en harikulade şeyi söyledi ona ceketimi verdiğim için şanslı.
Dude, you're lucky. lf Gaines caught you with her...
Ahbap, şanslısın. Gaines seni yakalasaydı...
It's got to be legal for me to make it stick. She's about to get her throat cut, and that's if she's lucky.
Onun boğazını kesecek, o da şanslıysa.
Lucky for her she got your smarts, not Eddie's.
İyi ki zekâsını Eddie'den değil de, senden almış.
Chloe could lose her in a heartbeat, and we might not be so lucky again.
Chloe onu her an kaybedebilir. Yine şanslı olmayabiliriz.
Just because you're not wearing your lucky suit doesn't mean that whatever you do wear
Uğurlu takımını giymemen her giydiğin takımın uğursuz olacağını göstermez.
Now I'm lucky if my kid gets to spend a weekend with her father and little Miss New Boobs.
.. düşünmüştüm. Şimdiyse çocuğum bir hafta sonunu babasıyla.. .. ve küçük Bayan Yeni Memeler'in ikizleriyle geçirebiliyorsa, şanslıyım.
I'm lucky if my kid gets to spend a weekend with her father and little Miss New Boobs.
Şimdi eğer benim çocuklarım babalarıyla beraber bir hafta sonu geçiyorlarsa şanslıyım.. ... ve küçük ikiz yeni memeler.
LUCKY LEDA LANDS ON HER FEET.
Şanslı Leda dört ayak üstüne düştü.
One of those two people will fight for that relationship every time, if it's right and they're real lucky. One of'em will say something.
Bu iki insandan biri her zaman ilişki için mücadele edecektir eğer doğruysa ve gerçekten şanslıysalar, birisi, bir şey söyleyecektir.
It was lucky you were watching that show the other night, and it was unlucky that your patient went the other way, even though you did everything right, and for the record, you did.
O programı seyrettiğin için şanslıydın, ama her şeyi doğru yapmana rağmen, hastan öldüğü için de şanssızdın. Bilmen için söylüyorum, her şey doğruydu.
But it's comforting to know the ones you love are always in your heart... and, if you're very lucky... a plane ride away.
Ama sevdiklerinizin her zaman kalbinizde olduğunu bilmek insanı rahatlatır.Ya da şanslıysanız, bir uçak uzakta.
Child psychologist is coming in to take a run at her, maybe we get lucky.
Çocuk psikoloğu, onu sorgulamak için geliyor. Belki şansımız yâver gider.
You can't always be lucky.
Her zaman şanslı olamazsın.
We are very, very lucky to have as our reader Roxeanne de Persand who, as you know, is a very fine poet in her own right.
Kendisi de çok iyi bir şair olan Roxeanne Persand aramızda olduğu için çok ama çok şanslıyız.
We were lucky to be joined by one of the greatest talents of our generation any generation, as a matter of fact, Ramblin'Sandy Pitnik.
neslimizin en yeteneklileri ile birleşmekte anlıydık her neslin, ama gerçek olan, RambIin'Sandy Pitnik.
Phantom or no, she's a privateer, and Lucky Jack'll have her.
Hayalet veya değil. O düşman ve Şanslı Jack onu ele geçirecek.
And if we're really lucky, you'll have coffee with her, okay?
Şansın varsa birlikte kahve de içersin?
Marcella's such a truly magnificent cook. We are lucky to have found her.
Marcela mükemmel aşçıdır, onu biz bulduk da.
We're very lucky to have with us, freshly from her tour of Europe,
Avrupa gezisinden yeni dönen Bayan Melrose Ape'i aramızda görmekten...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]