English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lucky us

Lucky us translate Turkish

971 parallel translation
- Lucky us.
- Ne şanslıyız.
Lucky us.
- Ne kadar şanslıyız.
- Lucky superstition for us.
- Bu batıl inanç bize yaradı.
Lucky thing for us these weren't entirely eaten up.
Şanslıyız ki, giysileri tamamen eriyip gitmemiş.
It's lucky Mr. Lushin came along to help us.
Şansımız varmış ki, bize yardım etmek için Bay Lushin ortaya çıktı.
It was certainly lucky for us that it showed up wasn't it?
Ortaya çıkması büyük bir şanstı...
Lucky they didn't hit us.
Bize isabet etmediđi için ţanslýyýz.
It's a lucky thing we have Boy to look after us.
Şanslıyız ki, bize göz kulak olmak için Çocuk yanımızda.
Lucky for both of us I didn't.
İkimiz içinde büyük şans inanmamam.
- But lucky for us, all the same.
- Ama yine de, bizim şansımız varmış.
I thought maybe we'd be lucky, they wouldn't find us.
Şansımız biraz yaver gider, bizi bulamazlar diye düşünmüştüm.
Maybe we are lucky. It might have sunk us.
Bizi de batırabilirdi.
Maybe one day I'll be lucky enough to meet a man I could live with... without either one us having to give up our own self.
Belki de bir gün birlikte olabilmek için, ikimizin de kendi benliğimizden vazgeçmesinin gerekmeyeceği bir adamla karşılaşacak kadar şanslı olabilirim.
What about us teaming up tonight, seeing if we can get lucky?
Neden bu gece buluşup, şansımızı denemiyoruz?
Lucky Cleitus, to be the only one amongst us chosen to go to war.
Şanslı Cleitus, aramızda savaşa gitmeyi seçen tek kişi.
Lucky five of us got here.
Başardığımız için şanslıyız, Teğmen.
If we're lucky enough to find that U-boat, he may tow us up against a raider before help comes, and that wouldn't be so lucky.
Evet. Ve U-Boat'ı bulacak kadar şanslı isek, yardım gelmeden önce bir Raider ile karşılaşmak bizim için pek iyi olmayacaktır.
Neither of us was lucky this evening.
İkimiz de bu akşam şanslı değiliz.
It was lucky for us, son, but it weren't lucky for Old Yeller.
Biz şanslıydık oğlum, ama Old Yeller değildi.
You know, we have been very lucky every year... to have had some of the really top men in the newspaper field... come and talk to us.
Gazetecilik alanında gerçekten önemli isimler... her yıl bizi ziyaret etti. Onlarla... konuşma şansına sahip olduk.
Each of us wants to embrace the lucky team.
Her birimiz bu şanslı ekibi kucaklamak istiyoruz.
As long as you trust us, you're lucky.
Bize güvendiğin sürece şanslısın.
So I guess it's pretty lucky neither of us is rich, huh?
Sanırım ikimizin de zengin olmaması şans, değil mi? Evet.
We're lucky they're still in trees and have barely lost their tails, or they'd have already thrown us out.
Neyse ki hala ağaçlarda yaşıyorlar ve kuyruklarını yeni kaybettiler yoksa bizi çoktan def ederlerdi.
Even if a ship passed by, we'd be lucky if they saw us.
Buralardan başka bir gemi geçse bile, bizi görme şansı çok az.
We're lucky the old woman even gave us this.
Yaşlı kadının bunu verdiğine şükret.
And hope for a lucky shot before they zero in on us?
Onlar vurmadan biz mi vuracağız?
You were lucky to have both of us interested in you.
Şanslısın ki her ikimizin de ilgisini çektin.
Anyway, it's lucky for us that Ryu's looking after the leading shaman.
Her neyse, Ryu'nun baş şamana bakması bizim için bir şans.
You're lucky ; he'll stay with us for at least three months.
Şanslısın ; kendisi en az üç aylığına bizimle kalacak.
- Lucky for all of us and your child.
Sadece senin doğacak çocuğun değil, hepimiz çok şanslıyız.
For us old timers... we are lucky enough to keep our lives. And so are many of our students and children. We all owe it to you, Master Fang.
Bizler yeterince yaşadık hayattan pek fazla bir şey beklediğimiz yok, ama evlatlarımız yaşamın daha başında bunların hepsini sana borçluyuz Usta Fang.
us or some show-off that might be lucky even if he weren't good.
Bu gösteriş budalası iyi olmasa da, şansı yaver gidebilir.
Lucky for us we got them.
İyi ki onlarla evlenmişiz.
And if you're not lucky, have you thought what might happen to us here?
Şanslı değilsen, bize ne olacağını biliyor musun?
We might get lucky and find him sittin'home waiting on us, Mingo.
Belki şansımız vardır, ve bizi evde bekliyordur, Mingo.
Uncle Wang gives us lucky money yearly.
Wang Amca her yıl bize şans parası verir.
Why isn't the lucky man among us?
Bu mutlu insan niçin aramızda değil?
You know, I thought we'd never get rid of those two rascals, but lucky for us folks, King Richard returned, and, well, he just straightened everything out
O iki pislikten kurtulamayacağımızı sanmıştım, ama şansımıza Kral Richard döndü ve her şeyi yoluna koydu.
On the radio, I got my first job from Paul Stewart... and we were lucky enough to have him join us later in the Mercury.
Radyodaki ilk işimi Paul Stewart'tan almıştım... Ve daha sonra merkür'de o da bize katılığı için şanslıydık.
Big, fat and slow. Lucky for us, it didn't have enough power to go through-and-through the gas tank.
Şansımıza benzin deposunu delip geçecek kadar kuvvetli değilmiş.
A splendid lucky number you've found for us.
Şanslı bir numara, tam ona denk geldin.
- Lucky for us, it had.
- Şanslıyız ki avlanmış.
After ten years of slavery a lucky event gave us back to liberty and we returned to Naples where we found all our property sold, and could hear no news of our father.
On yıl esir kaldıktan sonra büyük bir şans eseri özgürlüğümüze kavuşup Napoli'ye döndük. Ama varımızı yoğumuzu satmışlardı, babamızdan da haber alamadık.
If we're lucky, it's a Vogon come to throw us out into space.
Eğer şanslıysak, bizi uzaya atmak için gelen bir Vogon'dur.
Lead us in a big hand for the lucky winners!
Talihlilere kocaman bir alkış verelim!
Lucky for both of us, Ricky.
- İkimizin de şansına Ricky.
Lucky for us my darling sailor boy Paco... left me this bottle of tequila.
Şanslıyız ki sevgili denizcim Paco bu tekila şişesini bırakmış.
You were lucky to have a lake! There were 150 of us living in a shoebox in the middle of the road!
Biz 150 kişi yolun ortasındaki ayakkabı kutusunda yaşardık.
It's lucky you've... thought of such a good plan... and rid us of evil
Size çok Teşekkür ederim... Eğer siz olmasaydınız... amaçlarına ulaşabilirlerdi
And I'd be kinda scared about today, man...'cause women, we're lucky they fuck us'cause they got them machines.
Bugün artık korkuyorum. Artık kadınlar bizi beceriyorlar. Çünkü makineleri var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]