English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe a

Maybe a translate Turkish

55,714 parallel translation
Maybe a... Kit Kat.
Kit Kat olabilir.
Maybe a few hours?
- Belki birkaç saat?
Maybe AJ just needs a little bit of reassurance.
Belki de A.J.'in biraz güvenceye ihtiyacı vardır.
Maybe Mike, too.
Mike'a da yapmış olabilir.
But maybe it's a way to get back to the States real fast.
Ama, ABD'ye hemencecik dönmenin bir yolu da olabilir bu.
There are just a few things that are missing in some of these relationship scenes, and we'd love it if you'd consider adding, maybe, some ADR, some different music choices.
Yarışçıların ilişkilerini aktardığın sahnelerde eksik bir şeyler var. Dublaj yaptırmanı ve farklı müzik tercihlerinde bulunmanı isteriz mümkünse.
Maybe stay here a while.
Belki biraz burada kalabiliriz.
Maybe it no longer considers you a threat.
Belki artık seni tehdit olarak görmüyordur.
Maybe rough me up a little?
Biraz da pataklarsın belki.
Maybe it's time to take a break.
Belki ara vermenin vaktidir.
Hey, maybe we should take a deep breath and relax.
Belki biraz nefeslenip sakin olmalıyız.
Okay, but in this insane world we suddenly live in, things that I never thought could happen do happen, so maybe there is a way.
Kendimizi içinde bulduğumuz bu çılgın dünyada, hiç ihtimal vermediğim şeyler gerçekleşebiliyor.
She had a demon wound, maybe that's what the water reacted to.
İblisin açtığı bir yarası vardı, belki o yüzden suda tepkime olmuştur.
Maybe this is a mistake.
Belki de bir hata yaptık.
But together... maybe we have a shot.
Ama birlikte... belki de bir şansımız var.
The vampire has a half-hour, maybe 40 minutes, before he turns to dust.
Vampirin yarım saat, belki 40 dakika var. Toz haline gelmeden önce.
Alec, maybe it's a mistake putting me in charge of him.
Onun sorumluluğunu bana vermek bir hata.
You know what? Maybe they have everything to do with it. Because it was a warlock who told me to always follow my gut,
Belki de çok ilgisi vardır çünkü sezgilerime güvenmemi söyleyen bir büyücüydü.
Okay, maybe movie night wasn't such a good idea.
Tamam, belki de film gecesi o kadar da iyi bir fikir değildi.
Maybe's that been the problem, approaching it from a mystical vantage instead of leaning into our strengths,
Belki de hatamız budur, güçlü yanlarımıza yönelmek yerine ona mistik bakış açıdan yaklaşmamız.
Maybe something that's gonna fix that thin-crust pizza you call a face.
Hayır, buldum. Yüz dediğin o ince hamurlu pizzayı düzeltecek bir şeye.
And so we sit here, with our anger, trying to think of a way to hurt Savitar or maybe kill him.
Biz de burada oturmuş, Savitar'ı incitmenin veya öldürebilmenin bir yolunu düşünüyoruz.
That maybe instead of beating yourself up about what you can't do, take a moment and appreciate what you can do because it's pretty badass.
Yapamayacağın şeyler konusunda kendini hırpalamak yerine yapabildiklerin için otur da kendini takdir et. Çünkü çok efsane bir şey.
That could take a few hours, maybe even a few days.
Bu birkaç saat hatta birkaç gün bile sürebilir.
If "Top Gun" here's a maybe, how the hell did I even get on the team?
Eğer Top Gun falan çekiyorsak ben nasıl oldu da ekibe girdim?
I made a FOIA request, but seeing as all this is classified, that could take months, maybe even years.
Bilgi Özgürlüğü Yasasına dayanarak bir istek yaptım ama davanın gizli olduğunu göz önüne alınca aylar, hatta belki yıllar sürebilir.
And maybe I don't get a second chance... But you don't have to go down that road.
Ve belki de benim ikinci bir şansım yok ama sen bu yolu seçmek zorunda değilsin.
You can maybe slide a little something past your wife, your husband, or even your boss, but you can't hide nothing from God!
Karınızdan, kocanızdan hatta patronunuzdan bir şey saklayabilirsiniz. Ama Tanrı'dan hiçbir şey saklayamazsınız!
Maybe with a little less attitude.
Belki daha az tavır takınan hâlini.
And I have a feeling that maybe... maybe there wasn't enough room for her grief with yours.
Diyorum ki belki de onun yası için yeterince alan yoktu. Seninki varken...
Or maybe nobody will screw up, and you guys will be happy for a long time.
Belki de kimse saçmalamaz ve uzun süre mutlu olursunuz.
I feel like I've made a lot of really major life decisions and maybe they were very bad ones.
Öyle hissediyorum ki birçok önemli karar aldım ve belki de bunlar çok kötü kararlardı.
Maybe I'm a fake radio therapist.
Belki sahte bir radyo terapistiyim.
Well, uh, I just wanna say, we're so glad to have you in town and, uh, maybe I'll get to find out a little bit more about what this one was like as a kid, huh?
Burada olmana sevindiğimizi söylemeliyim. Belki bu sayede onun çocukluğu hakkında daha çok şey öğrenirim.
Well, maybe not a Ferrari. But, uh...
Ferrari olmayabilir.
Maybe I'm naive, but I feel like I could do it in a way where, at the end of it,
Belki safım ama kendini daha iyi hissedebileceği şekilde
So I'm gonna take a step back... let her handle her own recovery, and, um... maybe if I do that... we'll have something real.
Bir adım geri çekilip kendini iyileştirmesine izin vereceğim ve bunu yaparsam belki gerçek bir şey yaşarız.
Maybe this was a mistake.
Belki de bir hataydı.
Ever. Maybe if you'd ever been in, like, a real adult relationship, you would understand.
Gerçek bir yetişkin ilişkin olsa anlardın belki.
Maybe you should take a self-defense class or something.
Belki de kendini savunma dersleri falan almalısın.
And so, I thought, we could talk to Arturo and maybe get him to design a lesson plan that's more inclusive.
Ve ben de düşündüm ki, Arturo ile konuşabilir ve daha kapsayıcı seviyesi olan bir ders anlatımı yaptırabiliriz.
Okay, so maybe comparing him to a cartoon character isn't very helpful.
Tamam, belki de onu çizgi film kahramanlarıyla kıyaslamak pek de yardımcı olmuyordur.
We got Prometheus, the vigilante, and the one wild card I thought maybe might be on our side just murdered a cop.
Prometheus var, kanunsuz var, bir de bizim tarafımızda olabileceğini düşündüğüm polis öldüren bir joker var.
Felicity's note said something about a demon... oh, wait, maybe that says, "lemon."
Felicity'nin notunda bir iblisle ilgili bir şey yazıyordu. Bir dakika... İlginç de yazıyor olabilir.
And I think maybe you've had a bit too much to drink.
Ve bence biraz içkiyi fazla kaçırdın.
- Point being, I was expecting you and Helix to come up with a fresh perspective, you know, maybe pull out some new tricks, something Chase isn't gonna anticipate.
Yani belki birkaç eski numara kullanmak olabilir. Chase'in ummayacağı bir şey yani.
Maybe one of the others found a way out.
Belki diğerleri bir çıkış yolu bulmuştur.
Maybe Diana just wanted her daddy to be a hero and save Mommy.
Belki Diana babasının bir kahraman olup annesini kurtarmasını istemiştir.
Maybe Portland isn't, like, the safest place to raise a family right now, you know?
Belki Portland şu anda ailemizin yaşaması için en uygun yer olmayabilir.
I know it's none of my business, but after what you guys just went through, maybe you should give Simon some time.
Karışmak bana düşmez ama atlattığınız onca şeyden sonra, belki de Simon'a biraz zaman vermelisin.
Maybe she found a lead on Valentine and is off hunting him down.
Belki Valentine'la ilgili bir ipucu bulmuştur ve onu avlamak için takip ediyordur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]