English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe a little

Maybe a little translate Turkish

7,700 parallel translation
Well, maybe I'll just start with a hot shower, maybe a little foot rub.
Sıcak duş ve küçük bir ayak masajıyla başlasam diyordum.
- Maybe a little rich.
- Belki biraz ağır gelir.
Maybe a little longer.
Belki biraz daha uzun.
We need to wait till he's isolated and maybe a little more drunk.
Oradan ayrılana kadar beklemeliyiz. Ya da biraz daha sarhoş olmasını.
Maybe a little lower in the wind.
Rüzgar biraz düşük olabilir.
Eh, maybe a little bit.
Belki birazcık.
Maybe a little.
Birazcık.
Maybe a little bit, but I still think...
- Belki biraz ama bence...
Maybe a little bit more. Huh?
Belki biraz daha fazla istersin ha?
Maybe you want to try a little harder.
Belki biraz daha fazla istemelisin.
Maybe she knows a little more than you do.
Belki o senden biraz daha fazlasını biliyordur.
Maybe we can have a little quick treat before you head out.
Okulunuza gitmeden önce küçük bir şeyler yapabiliriz aslında.
Maybe just a little.
Birazcık.
NOT A LOT OF WATER, BUT A LITTLE. ENOUGH TO MAYBE MAKE A DIFFERENCE.
Çok fazla değil ama bir nebze de olsa bir fark yaratmış olacaksın belki de.
I WISH I COULD TAKE BACK EVERY HURTFUL THING I EVER SAID. BUT MAYBE THAT'S WHAT MAKES LIFE A LITTLE SWEETER.
Keşke, şimdiye kadar söylediğim her kırıcı sözü geri alabilsem ama belki de hayatı biraz daha tatlı kılan budur.
Ms. Greeley, I am worried maybe you've had, like, a little too much to drink forever.
Ms. Greeley, ı endişeli duyuyorum. Belki biraz fazla gibi, yaşadığınız. - sonsuza içmek için.
Maybe we can talk a little later about another charity.
Belki daha sonra başka bir bağış hakkında görüşebiliriz.
Maybe if you could stop complaining and be a little grateful.
Belki sızlanmayı bırakıp biraz minnettar olabilseydin...
Would it be easier if I maybe took the next one, give you a little more room?
Size biraz yer açmak için diğer asansörü beklesem daha kolay olmaz mı?
I don't know, maybe if my daughter had married and I'd had some grandchildren, that might have slowed things down a little here and there.
Bilmiyorum da kızım evlenseydi birkaç torunum olsaydı işler zaman zaman yavaşlayabilirdi.
Maybe you can pour me a little in a glass?
- Bilmem. Bardağa azıcık koysan olur mu?
You ever think about making this place a little nicer, maybe fixing it up?
Şimdiye kadar burayı biraz daha hoş yapmayı düşündün mü, belki de düzenlemeyi falan?
- Just maybe a little bit.
Birazcık.
Maybe I could make her a noblewoman and maybe she could have a little castle as well.
Belki onu asil bir kadın yaparım ve küçük bir şatoda yaşayabilir.
Maybe you just need to man up a bit, instead of being a little bitch.
Bence bebek gibi zırlamayı kesip biraz erkek olman lazım.
Or maybe it didn't work out because you're a judgmental little gerontophile with a mouth like a cat's ass.
Ya da belki sen, ağzı bir kedinin kıçına benzeyen, her şeyi eleştiren ve yaşlı insanlardan hoşlanan biri olduğun için yürümedi.
You do a little self-defense maybe?
Savunma sporu yaptın mı?
And so I think what agencies will try and do is they'll... they'll want to step right up to the line, and maybe get a little bit of chalk on their toes, but don't step over it.
Ve böylece ne ajansları düşünüyorum denemek ve yapacak onlar olacak bir... Onlar adım isteyeceksiniz Sağ çizgiye kadar, ve belki bir nebze olsun kendi parmakları üzerinde tebeşir, ama üzerinde adım yok.
Maybe you two had a little post-cuddly spat or something?
Belki ikiniz sevgili kavgası falan yaşamışsınızdır?
- I mean, he's a little weird, maybe...
- Biraz garip olabilir belki...
Maybe one with a little less hair, but yeah.
Belki biraz daha az saçla ama evet.
Hey, listen, maybe it's not my place to tell you this, but I think you're taking this whole thing a little personally, John.
Belki söylemek bana düşmez ama bence tüm bu şeyleri kişisel algılıyorsun, John.
Maybe you don't squeeze my hand so tightly, my palms are getting a little sweety
Elimi bu kadar sıkı sıkıya sıkmasan daha iyi. Avuçlarım terliyor.
But he is growing up, and, maybe you're right about one thing, he's getting a little old for me to be spanking him, so...
Ama tabii büyüyor ve bir konuda haklısınız. Artık şaplak atılacak yaşta değil.
I was just hoping that maybe in this world, maybe things were a little bit better.
Belki bu dünyada her şey biraz daha iyidir diye umuyordum.
- Maybe if you... Started to eat a little, your appetite will improve.
Belki ufacık bir ısırık alırsanız iştahınızı açacaktır.
And I was thinking... maybe I could make it up to you with a little handle.
Ve düşündüm de... belki telafi edebilirim, küçük bir el işi ile.
Maybe just a little dishonest around the eyes.
Belki de gözlerinde birazcık yalancılık vardır.
Well, that's great, but do you think maybe we're getting ahead of ourselves a little bit?
Şey, bu... Harika. Ama sence biraz acele etmiyor muyuz?
Maybe with a little more enthusiasm?
Biraz daha hevesli olsan daha iyi olmaz mı?
All I'm saying is, maybe you've been a little distracted is all.
Demek istediğim belki biraz dikkatin dağınık.
I mean, it was, um... a little sappy, maybe.
Biraz acemi eseri olmuş.
But because maybe... with a little help... this place could be the reason we never have to do either again.
Ama belki ufak bir yardımla burası bir daha bunları yapmamızı gerektirecek bir yer olmayabilir.
Maybe he can look after you a little?
Belki sana biraz bakabilir.
Well, I figured, if I came here, you know, got a little beat up again, maybe you'd feel sorry for me and walk me home, maybe even put your arm around me.
Düşündüm ki, buraya gelirsem belki biraz daha hırpalanırım falan. Belki bana acırsın da beni eve götürürsün. Belki de bana sarıIırsın bile.
Maybe that could be a little more romantic.
- Belki biraz daha romantik olabilirdi.
Maybe just in the fish tank, like a little each day.
- Belki sadece balık tankında, Her gün biraz gibi.
Maybe something a little stronger.
Belki biraz daha sert bir şey.
Maybe they should be a little more friendly, hmm?
Belki de biraz daha arkadaş canlısı olmalılar.
I wasn't a part of it. Oh. Well, maybe you just need a little more time to think about your answers.
Belki de cevaplarını düşünmek için zamana ihtiyacın vardır biraz.
I saw a little girl the other day, about three, maybe four years old.
Geçen gün bir kız çocuğu gördüm, yaklaşık üç, belki dört yaşında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]