English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe someday

Maybe someday translate Turkish

794 parallel translation
Maybe someday after I've paid for what I did there'll be a chance to begin again.
Belki bir gün, yaptıklarımın hesabını verdikten sonra her şeye yeniden başlama şansım olabilir.
And maybe someday you'll be proud of me.
Ama belki bir gün benimle gurur duyarsın.
Maybe someday I will.
Ama belki birgün olur.
Maybe never, but maybe someday.
Belki hiç olmaz. Ama belki de birgün olabilir.
And then maybe someday...
- Ve belki bir gün...
Maybe someday I can do you a real favor.
Belki bir gün sana bir iyilik yapabilirim.
Maybe someday she'll get run over or something.
Belki bir gün bir arabanın altında falan kalır.
Maybe someday the Sawyers will be in here instead of out there.
Kim bilir, belki bir gün Sawyers dışarıda değil de... burada olacak.
And then I'd look at the pictures of the women in their lovely clothes dream that maybe someday I...
Ve harika elbiseler giymiş kadınların resimlerine bakıp belki bir gün ben de gelirim diye hayal eder...
Maybe someday.
- Belki bir gün.
Maybe someday I will.
Bir gün belki başarırım.
Maybe someday I can tell you about it, after it's all straightened out.
Düşünüyor musun... Her şeyi yoluna koyduktan sonra, belki birgün anlatırım.
Who knows, maybe someday he might even share my power.
Kim bilir, belki bir gün benim gücümü bile paylaşabilir.
But maybe someday it'll get better and stronger.
Ama belki bir gün daha iyi ve daha sert olur.
Maybe someday I can do the same for you!
Belki bir gün ben de sana yaparım.
Maybe someday we'll name a train after you.
Belki bir gün bir trene senin adını verirler.
I hope that maybe someday I can teach our...
İnşallah bunlarla belki bir gün bizim- -
Because she is, maybe someday there'll be a lasting peace between our people.
Onun sayesinde, belki bir gün senin ve benim insanlarım arasında uzun süre bir barış olacak.
Maybe someday we'll meet again.
Belki bir gün yine karşılaşırız.
Maybe someday I'd like to have a wife.
Belki bir guen ben de bir karim olsun isterim.
Maybe someday you'll make me the same kind of present.
Belki bir gün sen de bana bunun gibi bir hediye verirsin.
We haven't done anything with these yet but maybe someday, if we expand.
Buraya henüz el atmadık ama gerek duyduğumuzda bunu düşünürüz.
- Maybe someday.
- Belki bir gün çeker.
And like I said, Who knows? Maybe someday We'll do business.
Dediğim gibi belki bir gün birlikte iş yaparız.
I used to dream that maybe someday Maxie and I Would be through, and I'd meet you someplace, and We'd run away.
Bir gün Maxie'yle ayrılırız, bir yerde seninle buluşurum ve birlikte kaçarız diye hayal kurardım.
- Well, maybe someday.
- Şey, belki bir gün.
Maybe someday you will. That's all, son.
Belki bir gün anlarsın.
Well, it's about... Do you think that maybe someday if I work very hard that I could get into medical school?
Konu şeyle ilgili eğer yeterince çalışırsam ileride tıp fakültesine gidebilme şansım var mı?
Maybe someday...
Belki bir gün...
Maybe someday I'll get to prove it to him.
Belki bir gün bunu ona ispatlayabilirim.
Maybe someday I show up, you teach me grow onions, huh?
Belki bir gün gelirim, sen de bana soğan yetiştirmesini öğretirsin hı?
Oh, maybe I'll tell you someday when I know you better.
Belki seni biraz daha tanırsam söyleyebilirim.
And maybe, someday someplace?
Ve belki bir gün... ... bir yerde?
Maybe we play for this orchestra again someday.
Belki orkestra için bir gün yeniden oynarız.
And then someday, maybe they'd put up a statue out there in the street, a statue with a carving on it.
Ve o zaman bir gün belki de şu sokağa bir heykel dikerler, üzerine şunun kazındığı :
Maybe you'll let me return the compliment someday!
Nasıl istersen bebeğim. Bir gün aynını ben de sana yaparım belki.
Maybe the Americans will come back someday.
Belkide Amerikalılar bir gün dönecek..
As long as we're gonna buy that house someday, why don't we maybe borrow it for now, like we'll make out it's ours.
Bir gün, bu evi satın alacağımıza göre niçin şimdilik onu ödünç almayalım. Bizimmiş gibi davranalım.
Maybe you could let me have a baby someday, and it could be a boy.
Belki bir gün, bir bebeğim olmasına izin verirsin. Ve bir erkek olur.
Well, maybe I can return the favor someday.
Belki bir gün bu iyiliğinizin karşılığını verebilirim.
Maybe not, but someday you'll wish I hadn't missed my shot today...
Şimdi değilse bile onu öldürmemiş olmamdan bir gün pişmanlık duyacaksın.
You maybe able to help me someday.
Bir gün bana yardımcı olabilirsin.
- Someday maybe you'll buy me iodine.
- Belki bir gün sen de bana "eyodin" alırsın.
Well, maybe he'll have to make a choice someday.
Belki günün birinde seçim yapmak zorunda kalır.
I'll find a place to settle down someday, maybe out in the Territory.
Günün birinde yerleşecek bir yer bulacağım, belki de buradan uzaklarda.
- Maybe I'll wind up an Arkadin myself someday.
- Belki ben de bir gün Arkadin olurum.
- Maybe I'll think so someday.
- Belki ben de bir gün öyle düşünürüm.
Maybe not for hundreds of years but someday.
Belki yüzlerce yıl içinde değil ama bir gün.
Maybe not now, but like Rutledge says, "Someday."
Belki şimdi değil, ama Rutledge'ın söylediği gibi, "Birgün."
Maybe I should get you to take me there someday.
Belki bir gün beni oraya götürmeni sağlamalıyım.
Someday when you grow up,... and don't ask so many questions,... maybe I'll tell you.
Bir gün büyüdüğünde ve bu kadar çok soru sormazsan belki sana anlatırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]