English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe we will

Maybe we will translate Turkish

572 parallel translation
T'as I'air thinking, Harry, maybe we will give you your opinion?
Düşünceli görünüyorsun, Harry... Belki de bize aklından geçenleri söylemelisin.
- Well, maybe we will.
- Belki de kaçarız.
Maybe we will get together only after I die.
Belki ben öldükten sonra bir araya geliriz.
Maybe we will have a couple of drinks, too!
Belki bir şeyler de içer.
Sometime, maybe we will go there.
Belki bir gün gideriz.
- Maybe we will.
- Belki görürüz.
Maybe we will conquer an empire without fighting.
Belki bu imparatorluğu savaşmadan fethederiz.
- Maybe we will.
- Belki evleniriz de.
But if my prayers are answered, maybe we will meet in the world beyond.
Dualarım kabul edilirse, belki öteki dünyada buluşuruz.
We'll make it a little longer, a little wider and then maybe we will bury you together.
Mezarı biraz daha uzun ve geniş kazacağız. Belki ikinizi birarada gömeriz.
Maybe you're right. Maybe we will see each other again. But just in case we don't...
Habeş adama, diyakozun Filip'e eliyle iman ve şan ihsan ettin ki o arabasında oturmuş kutsal kitabı okuyordu.
And maybe we will cry
"VE BELKİ AĞLARIZ"
Maybe we will find out some answers.
Belki "bilimsel" bir açıklama bulabiliriz!
Maybe we will see it.
Belki de biz ona bakacağız.
There will be those who, I think, understandably, will argue that we humans should remain hidden in the great galactic tall grasses, because, of course, maybe they're hungry, for example, and would like some hors d'oeuves.
Benim anladığım kadarıyla bu insanlar insanoğlunun evrenin uzun çayırları Arsında gizli kalmasını doğru buluyorlar, Çünkü, elbette, Onlar aç olabilir, örneğin,
And maybe it will come back to me by the time we get there.
Belki oraya gittiğimizde aklıma gelir.
Maybe somebody we know will show.'
Belki bir tanıdığı görürüz.
- Maybe not but it'll get into a lot better homes than we ever will.
- Belki değil ama bizim göreceğimizden çok daha iyi evlere gidecekler.
We will play now. Maybe I win it back.
Şimdi oynarız, belki geri kazanırım.
Maybe Jane will be in Randini before we get there.
Belki de Jane, biz oraya varmadan önce Randini'de olur.
Maybe things will be different. And we'll have one to grow up with all over again.
Belki işler farklı olacak ve çocuğumuzla yepyeni bir hayata başlayacağız.
Maybe if we go inside, it will go away.
Eminim içeri girersek ondan kurtuluruz.
Can't tell. Maybe when we leave this country... young kids like you will be able to grow up and live safe.
Kim bilir, belki ayrılmadan önce bu kasabayı, senin gibi çocukların güvenle yaşayacakları bir yer haline getirebiliriz.
Maybe Martin will come back for it, then we can ask him.
Geri dönerse ne olduğunu sorabiliriz.
Uh... how long will it take if we send them through the third Two weeks, maybe.
Üçüncü sınıfla gönderirsek, ulaşmaları ne kadar zaman alır?
Maybe some day you will kill me or I will kill you, but we will not spit on each other.
Belki bir gün sen beni, ya da ben seni öldürebilirim. Ama birbirimize tükürmeyiz.
We will see our children ride white horses, maybe.
Belki çocuklarımızın beyaz atlara binişlerini izleriz.
Maybe when we get back to shore, everybody will have disappeared.
Belki sahile döndüğümüzde herkes yok olmuş olacak.
Listen, you clodpoll... I may have saved your miserable life in a moment of madness... but if you think that means we're back where we started... then maybe this will help you think otherwise!
dinle, beni aptal adam... seni bu berbat dünyadaki sefilliğinden kurtarabilirdim... ama başladığımız noktaya geri döndüğümüzü kasdediyorsan...... bu sana nerede olduğunu anlamana yardımcı olacaktır!
Maybe he hopes we will fall into a trap.
Belki de tuzağa düşeceğimizi umuyordur.
Well, maybe the tunnel will change your mind when we start working tomorrow.
Yarın işe başladığımızda belki de tunel fikrini değiştirecektir.
That means we go to Chicago for a week's billing and come back here and maybe some cheap, mangy club owner will give us a job
Bir haftalığına Chicago'ya gider, buraya döneriz. Ve belki cimri bir kulüp sahibi bize dansçı kızları takdim edeceğimiz... - bir iş verir.
Well... Maybe God will help us since we represent civilization,
Neyse, bu kötü durumdan bizi... yine tanrının yardımı koruyacaktır!
Maybe we'll get to London or maybe not. The Blighs will lose.
Biz belki Londra'ya gideriz, belki de gitmeyiz, ama Bligh gibi olanlar kaybedecekler.
Maybe we will.
- Belki görürüz.
Although I keep dreaming that maybe the stock market will go zooming up, and we can go to Paris.
Asıl hayalim, borsanın hızla artması, ve Paris'e gidebilmek.
Maybe you will feel less flattered when I tell you that you are the first man we have ever met.
Sana bunu söylediğimde belki daha az gururun okşanacak ama sen bizim tanıştığımız ilk erkeksin.
Maybe we will too.
- Belki biz de.
Well, maybe they will after we've done it.
Belki işimiz bittikten sonra ederler.
That's a wonderful idea, except we already thought of it, so maybe it's not such a wonderful idea, because if we thought of the Roman cave, and you thought of the Roman cave, so will the Germans think of the Roman cave.
Harika bir fikir, ama bunu zaten düşündüğümüzü saymazsak. Yani belkide o kadar harika bir fikir değildir, Çünkü biz Roma mağarasını düşündüysek,
If we rape her, she will maybe come out with the truth...
Ona tecavüz edersek, belki gerçeği itiraf eder.
Maybe the train won't, but we will.
Belki bu tren gitmeyecek, ama biz gideceğiz.
One day, maybe even tomorrow, we will be like him.
Günün birinde, hatta belki yarın onun gibi oluruz.
If we don't get into it, somebody else will, maybe the five families.
Biz girmezsek, başkası girer. Belki beş ailenin hepsi.
Maybe that 10, or 20 years from now, we will have become evil, too.
Belki bugünden on veya yirmi yıl sonra, biz de düşman safta olacağız.
Now if you will all settle down and stop moving about maybe we could learn something today.
Şimdi, kımıldanmayı kesersiniz bugün belki bir şeyler öğrenebiliriz.
Maybe the computer will pick out some memories of us together and we can learn from the past.
Belki bilgisayar birlikte olduğumuz anlardan birini seçebilir, ve biz de geçmişten bir şeyler öğrenebiliriz.
Maybe what we're doing is God's will.
Belki Tanrı böyle istiyor.
We don't know. Maybe the ship's log will tell us.
Bilmiyoruz, belki geminin seyir defterinde birşeyler yazıyordur.
We tear the ads from magazines... no one will miss those... make cardboard, paint grilles on that, and put it in the hole, maybe partially obscure it with a towel or whatever.
Dergideki reklamları yırtacağız... kimse onlara bakmaz... karton yapıp, üstüne ızgara resmi yapınca, deliği örteceğiz, belki havlu gibi şeyle bir bölümünü gizleriz.
Maybe we can find some transportation that will get us further into the city.
Belki şehir merkezine daha hızlı götürebilecek bir araç bulabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]