English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe we'll get lucky

Maybe we'll get lucky translate Turkish

168 parallel translation
- Maybe we'll get lucky.
Belki şansımız güler.
Maybe we'll get lucky and blow a track. Save the grenades.
Belki şans yardım eder de bir paletini patlatırız.
Maybe we'll get lucky.
Belki şans yardım eder.
Maybe we should just cut the chitchat and you just jump in here and we'll get lucky.
Neyse, bu boş lafları bırakalım. Gel buraya da işimize bakalım.
Well, maybe we'll get lucky, and he'll do the half with our landlord in it.
Belki şansımız yaver gider. Toprak sahibimiz, o yarıda yaşıyordur.
Maybe we'll get lucky.
Belki şansımız vardır.
Maybe we'll get lucky on the Rising Star.
Belki Rising Star'da şansımız yaver gider.
Put her on your machine. Maybe we'll get lucky.
Belki bir şeyler bulabiliriz.
Well, maybe we'll get lucky and one day modern medicine will find a cure.
Belki bir gün şans yüzümüze güler de modern tıp çaresini bulur.
Tryin'a long shot, pal, maybe we'll get lucky.
O düşük ihtimali kovalıyoruz ahbap, belki şansımız yaver gider.
Listen, maybe we'll be lucky and get some big houses to clean.
Dinle, belki şansımız yaver gider. Büyük bir eve temizlikçi gireriz.
Listen, just do what you're told, and maybe we'll get lucky again.
- Bak, sen sadece söyleneni yap, belki şansımız yine yaver gider.
Maybe we'll get lucky.
Belki birinde şansımız yaver gider.
- Maybe we'll get lucky.
- Belki şansımız yaver gider.
Maybe we'll get lucky.
Belki şansımız yaver gider.
Maybe we'll get lucky and Laura will rescue us.
Belki şans yüzümüze güler de Laura bizi kurtarır.
Think positive, Mr. Chang. Maybe we'll get lucky and win.
Belki şans bize güler de kazanırız.
Maybe we'll get lucky and come up with a user.
Belki şanslıyızdır da bir kullanıcıya rastlarız.
Maybe we'll get lucky.
Belki bize şans getirir.
Yeah, maybe we'll get lucky. Elise Eliot, right?
Tanrı seni kutsasın!
Maybe we'll get lucky and the Jem'Hadar will pick that place to stand.
Belki şanslıysak Jem'Hadar bu yerin karşısında durur.
Maybe we'll get lucky with a shark.
Belki şansımıza köpekbalığı olur.
Maybe we'll get lucky and find whatever's down there.
Belki şansımız yardım eder de aşağıdaki o şeyi buluruz.
Maybe if we get lucky, I'll get pregnant.
Şanslıysan belki geç gelirsin.
Maybe we'll get lucky and everyone that walks through the door tonight will be a first-timer like Bob.
Belki şansımız yaver gider de... bu akşam buraya gelen herkes Bob gibi ilk tecrübesini yaşıyor olur.
Hey, Scully, maybe if we get really lucky next time they'll let us clean toilet bowls.
Hey, Scully. Bir dahaki sefere şansımız yaver giderse tuvaletleri temizleriz.
But maybe we'll get lucky.
Belki şanslı çıkarız.
Maybe you'll get lucky, we'll all die, and you can have all our stuff.
Belki şanslısındır. Hepimiz ölürüz de bütün eşyalarımızı sen alırsın.
Usually, they're not the stealthiest of criminals, so maybe we'll get lucky, sneak up on'em.
Genellikle, suçluların en sessizi sayılmazlar bu yüzden şanslıyız. Gizlice yaklaşalım.
- Maybe we'll get lucky.
Belki şansımız iyi gider.
Without those two kids... maybe we'll all get lucky.
O iki çocuk olmadan... Belki hepimizin şansı tutar.
Maybe we'll all get lucky.
Belki hepimizin şansı tutar.
Maybe we'll get lucky and Tony won't show.
Belki sansımıza Tony ortaya çıkmaz.
Or maybe we'll get real lucky and catch us a nice shopping cart.
Çok şanslı olursak belki de bir alışveriş sepeti tutabiliriz.
Maybe we'll get lucky and another one will turn up.
Belki, tekrar karşılaşacak kadar şanslıyızdır.
Maybe, next time, we'll get lucky.
Belki bir dahaki sefere şansımız yaver gider.
Maybe we'll get lucky.
Belki de şansımız açılır.
Maybe we'll get lucky and find whatever is down there.
Belki şansımız yardım eder de aşağıdaki o şeyi buluruz.
- Can you find out where it came from? - I can scan the frequency. Maybe we'll get lucky.
- Frekansı tarayabilirim... belki şansımız vardır.
Well, maybe we'll get lucky. Nobody's that lucky.
- Kimse o kadar şanslı değildir.
Well, look, maybe we'll get lucky and settle at the conference tomorrow.
Bak, belki yarın şansımız yaver gider ve konferansta anlaşmaya varabiliriz.
Maybe we'll get lucky tonight.
Belki bu gece şansımız yaver gider.
Maybe we'll get lucky, find some help along the way.
Belki şansımız yaver gider, yardım da buluruz.
We're here to have fun and have a few laughs. And if I'm lucky, maybe I'll get to dance with my beautiful wife, Melanie.
Buraya eğlenmek ve gülmek için geldik, ve eğer şanslıysam belki güzel karımla dans edebilirim.
Well, not on my own... but if you hit me in the head really hard... maybe we'll get lucky.
Yani, kendi kendime değil de... kafama sertçe vurusan... belki şansımız olur.
Maybe we'll get lucky and you'll get a turn.
Şansımız varsa bir tur da seninle oynarlar.
Well, maybe with the help of the FBI we'll get lucky.
Belki FBI'ın yardımıyla şansımız rast gider.
Maybe we'll get lucky with somethin'.
Belki şansımıza bir şeyler çıkar.
Maybe we'll get lucky and he's already dead.
Belki şanslıyızdır, adam çoktan ölmüştür.
I figured I'd take some pictures, get'em developed tonight... and maybe we'll get lucky.
Bir kaç resim çekip, onları bu akşam bastırırsam belki bir şansımız olabilir.
We'll, uh, we'll run a search, tell banks to keep an eye out for bills with a similar serial range and maybe this time we'll get lucky.
Aramalar yapacağız ve bankalara bu seri numaralarına dikkat etmelerini... söyleyeceğiz, kim bilir, belki bu sefer şansımız yaver gider.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]