English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Meeting people

Meeting people translate Turkish

626 parallel translation
Phil, I'm not asking you to make loopholes where it counts - at the office and meeting people like at Anne's.
Phil, senden ofiste ya da Anne'ninki gibi toplantılarda istisna yapmanı istemiyorum ki.
You should be out in the world more, meeting people.
Daha çok dışarı çıkıp insanlarla tanışmalısın.
Looking at me like the meeting people did when I used to recite like they couldn't be comfortable with me around.
Bizim kilise cemaati gibi varlığımdan huzursuz oluyorlar.
No, I like meeting people.
Hayır, insanlarla tanışmayı severim.
We're all meeting people and things that we happen to be thinking about.
Üzerinde düşündüğümüz şeylerle ve kişilerle karşılaşıyoruz.
Evening's for... going out and... talking to your friends and... meeting people, going to movies.
Akşamlar dışarı çıkmak, arkadaşlarla muhabbet etmek, milletle buluşmak ve... sinemaya gitmek içindir.
We'll be examining these questions tonight and meeting people on all sides of what is rapidly becoming a major controversy.
Bu akşam, giderek büyük bir tartışmaya dönüşen, konunun taraflarıyla görüşecek ve bu soruların yanıtlarını arayacağız.
- Meeting people.
- İnsanlar birbiriyle tanışır.
The party would've perished, but for meeting some of our people.
Eğer bizim halkımızla karşılaşmasalardı hepsi ölecekti.
Some people you meet are going to insist on meeting you again.
Buluştuğunuz bu insanlar tekrar bir araya gelmeniz için üstelediler mi?
It's not often we have the opportunity at meeting such charming people.
Böylesi hoş insanlarla sık sık karşılaşma fırsatımız olmuyor.
I'm always meeting fun people... and some odd ones.
Devamlı yeni insanlarla tanışıyorum ve bazıları tuhaf oluyor.
Meeting people? Not yet.
Henüz değil.
The people that'd never go to an anti-Semitic meeting or send a dime to Gerald LK Smith.
İnsanlar asla anti-semitik toplantılara gitmesin ve Gerald LK Smith'e 10 sent bile göndermesin.
The minute you start working Out of the banks, Meeting a hundred people, a day, handling details,
Bankaların dışında çalışmaya başladığın an her gün yüzlerce insanla tanışarak, detaylarla uğraşarak Tucker'ın avukatı olduğunu söyleyemeyeceksin.
The people who come to the meeting must be made to realise this.
Toplantıya gelecek insanların bunun farkında olmaları sağlanmalı.
The people who are coming to the meeting tonight, have they arrived?
Peki ya bu geceki toplantıya gelenler, ulaşmışlar mı?
Your mother, she is at the meeting place of our people.
Annen insanlarımızla buluşma yerinde.
Meeting the right people, things like that.
Doğru insanlarla tanışmak gibi.
She ought to have the chance of meeting the right people, don't you think?
Ona doğru insanlarla tanışma fırsatı verilmeli bence, değil mi?
Two people meeting between the acts.
Arada karşılaşan iki kişi.
People meeting, talking...
Görüşen, konuşan insanlar.
I'm having some people come for a business meeting.
Bir iş toplantısı için bazı insanlar geliyor.
Meeting interesting people, making new friends.
İlginç insanlarla tanışmak, yeni arkadaşlar edinmek.
Two of our men saw Dave the Dude at the pier Saturday night meeting some people.
- Götürenler kimmiş, biliyor muyuz? - Tam olarak bilmiyoruz.
GOT A MEETING WITH THE TRUSTWELL FOUNDATION PEOPLE THIS MORNING.
Trustwell kuruluşu ile bu sabah bir toplantım var.
You're used to travelling around the world, meeting famous people who I've only spoken to on the phone.
Sen dünyayı dolaşmaya benim sadece telefonda konuştuğum ünlülerle buluşmaya alışıksın.
I guess I was kind of scared about meeting those people.
Galiba o insanlarla buluşmaktan biraz korkuyordum.
On meeting Galenor, I knew marriage with him would reduce my people to slavery.
Galenor gelecek, biliyorum ki onunla evliliğim halkımı kölelikten kurtaracak.
You'II be meeting a Iot of people.
Bir sürü insanla karşılaşacaksın.
I've been told I'd be meeting important people from the film business.
Film sanayiinden önemli insanlarla buluşacağım söylendi.
Meeting new people, working.
Yeni insanlarla tanışmayı, onlarla çalışmayı.
Wouldn't you enjoy meeting some of the people here, sir?
Buradaki bazı kişilerle buluşmak hoşunuza gitmez miydi, efendim?
Well thanks anyway but I'm meeting some people in my mother's saloon.
Şey yine de sağol. Annemin barında partiye katılacağım.
Now Venusians are meeting with people in all walks of life in an advisory capacity.
Venuslüler doğruyu göstermek için hayatın her kesiminden insanla bağlantı içinde.
I enjoy meeting new people.
Yeni insanlarla tanışmaktan hoşlanırım.
He's bound to be at your meeting with our people this afternoon.
Bu öğleden sonra bizimkilerle yapacağınız toplantıda bulunması gerekiyor.
And I must say that our first meeting went very well. Wasn't he cold? They say that when people came from France... – That's true.
Gaulle'le tanışmanın benim için çok büyük bir şey olduğunu itiraf etmeliyim.
It's so great in some ways and so lousy in others. Look at the people you're meeting. Everybody is here for one purpose.
Başkaları için oldukça rezil bir durum olsa da, şuraya baksana bir, insanlar bir amaç için bir araya toplanmış.
Well, finish all your meeting'people and get back here now.
Buluşma işini bitir de gel artık.
"Are you uncomfortable meeting new people?"
"Yeni insanlarla tanışmaktan rahatsız oluyor musun?"
Even Sollozzo's people don't know where the meeting will be held.
Sollozzo'nun adamları bile toplantının yerini bilmiyor.
Sergeant, get every one of these people on the phone, tell them to stay where they are until a constable picks them up and delivers them here for a meeting.
Çavuş, listedeki isimlere tek tek telefonla arayıp ulaşıyorsun, Onlara bir polis memuru gelip onları alıncaya kadar yerlerinden ayrılmamalarını söyle. Ve hepsini toplantı için buraya getir.
The illegal pamphlets asked for to the people not to go the Aryan porting meeting sponsored for the Germans.
Yayınlanan bildirilerle, halktan, Alman destekli spor organizasyonlarına katılmamaları istendi.
- People attending the meeting
- Toplantıya katılanların listesi.
You bet it was, meeting and talking with different people, seeing all the sights.
- Emin ol, öyleydi. Farklı insanlarla tanışmak, manzaraları görmek, sıra dışı restoranlarda bulunmak.
A meeting between two people on a road...
Bir yolda iki kişinin karşılaşması..
However, I know about your board meeting on Thursday, which may mean nothing to you, but if you think you can treat women with the same contempt your company treats communities of the world, you've a lot to learn about the strength of people like myself.
Her neyse, Perşembe günü yönetim kurulu toplantınızdan haberim var, sizin için birşey ifade etmeyebilir, fakat siz kadınlara, şirketiniz dünyadaki cemiyetlere davrandığı gibi aşağılayıcı şekilde küçümseyerek davranabileceğinizi sanıyorsanız, benim gibi insanların gücü hakkında çok şey öğrenmeniz gerekecek.
Geoffrey was meeting all sorts ofstrange people.
Geoffrey birçok yabancı insanla toplantıdaydı.
We've been seeing all different parts of the country and meeting all kinds of people and Doolittle, he's driving...
Ülkenin tüm farklı bölgelerini görüyoruz. Çeşit çeşit insanla tanışıyoruz. Doolittle da, sürüyor...
See, I keep meeting these people - I mean, uh, just a few days ago...
Bu insanlarla görüşüyorum... Bir kaç gün önce fazlasıyla hayran olduğum birisiyle tanıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]