English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Millions of them

Millions of them translate Turkish

269 parallel translation
"Rats!" Thousands, millions of them.
"Binlerce, milyonlarca fare."
Millions of them.
Milyonlarca yıldız.
from scientific books, millions and millions of them.
.. bilim kitaplarından milyonlarca bilgi.
millions and millions of them down to the smallest detail.
.. milyonlarca bilgi, en ufak detayına kadar.
What with the war and all, there'll probably be millions of them.
Savaş ve tüm bu karmaşa içinde, muhtemelen onlardan milyonlarca olacak.
Millions of them! Where are you? They're back, the roaches!
Burada böcekler var, hem de milyonlarca.
There was hidden beauty in miniature seashells, so tiny that millions of them form only a wisp of powder.
# Kıracaktım ailemin kalbini ta derinden #
Well, I've seen hills before, millions of them.
Daha evvel milyonlarca tepe gördüm.
Millions of them.
Milyonlarcası.
- There are millions of them.
- Onlardan milyonlarca var.
Behind him and his people are the Vandals, untold millions of them, waiting for a moment of weakness, ready to destroy us.
Arkandaki o haydutlar ve insanları, milyonlarcası! Bizi yok etmek için bir anlığına zayıf düşmemizi kolluyor!
Once there were millions of them... prairies black with them.
Bir zamanlar milyonlarcası vardı. Çayırları siyaha boyarlardı.
Once there were millions of them.
Bir zamanlar milyonlarcası vardı.
Nothing but holes and millions of them...
Delikler hariç, var milyonlarca...
Stupid, I made and sold millions of them.
Aptal, onları ben yaptım, milyonlarca da sattım.
Juggling all those balls, millions of them.
Birçok şeyle uğraşıyordu, milyonlarcasıyla.
I'm dying and he's laughing with his red mouth and those sharp white teeth of his like rats... hundreds and thousands and millions of them.
Ben ölürken o kırmızı ağzıyla gülecek ve o fare gibi dişleriyle fareler, yüzlerce, binlerce, milyonlarca fare.
- Millions of them.
Milyonlarca.
Sheep, millions of them.
Milyonlarca koyun.
There's millions of them, I guess.
Milyonlarca vardır herhalde.
There are millions of them.
İspanya'ya git. Orada milyonlarcası var.
Go to Spain. There are millions of them.
Sofu vejetaryen insanları eğlendireceğiz Balders.
They had to build a 12,000-mile electrified fence... and they had to slaughter millions of them.
2000 kmlik elektirikli tel çekmişler ve milyonlarcasını öldürmek zorunda kalmışlar.
Millions of them!
Milyonlarca!
There are millions of them. Hotels, banks, offices. Sorry.
Oteller, bankalar, ofisler, kusura bakma.
There're millions of them!
Milyonlarca var.
You've got millions of them.
bin tane vardır.
- Once there were millions of them!
Bir zamanlar onlardan milyonlarca varmış. - Bir zamanlar mı?
I've got millions of them.
Onlardan daha milyonlarca var.
There is always a part of the people who stand out as really active fighters... and more is expected from them than from the millions of national comrades in the general population.
Gerçekten etkin savaşçılar gibi dikkat çeken insanların bir kısmı vardı ki... ekseriyet içinde milli yoldaşların milyonlarcasından daha fazlası umuluyordu.
We haven't got energy pills, but the ocean's full of them. Millions of fish swimming around!
Enerji hapımız yok ama okyanusta yüzen milyonlarca balık var.
Insure people and have them die of heart failure - we'd make millions.
İnsanları sigortalayıp kalp krizinden öldürelim - milyonlar kazanabiliriz.
If thou prate of mountains, let them throw millions of acres on us.
Dağlardan dem vuruyorsun madem, milyonlarca dönüm toprak atsınlar üstümüze!
Before you sing for us, I know that your millions of fans everywhere are hoping you'll say a few words to them.
Bize şarkı söylemeden önce, biliyorum ki, milyonlarca hayranınız... onlara birkaç şey söylemenizi bekliyor.
Marcia, what I'm trying to say is, all of them millions of people believing in me doing what I tell them to scares me.
Marcia, demek istediğim, milyonlarca insanın bana inanması söylediklerimi yapmaları beni korkutuyor.
There are millions of them!
Milyonlar!
Just imagine the reaction of kidnappers, after they find out.. ... that someone wants to steal them 200 millions.
Başkanı kaçıranların reaksiyonunu gözünüzün önüne getirin,... birinin 200 milyonu çalmak istediğini farkettikleri zaman,
There are millions of places to run them as long as they're on a leash.
Zincirli oldukları müddetçe, onları gezdirecek milyonlarca yer var.
When there are millions and millions of viewers expecting to see one... one just cannot let them down.
Milyonlarca insan seni görmeyi beklerken onları hayal kırıklığına uğratamazsın.
For them, it was as if still they were in the times of the monarchy, where it had the exchange of provinces, if it paid millions e it was the locked up subject, in the hope to have more luck in the following time.
Herşey eskisi gibi olacak sanıyorlardı. En fazla bir kaç şehir el değiştirir biraz da savaş tazminatı verilirdi. Bir dahaki sefere de şans onların yüzüne gülüverirdi.
- The human small intestine is lined with millions of them, to absorb nutrients into the body.
Besinlerin emilimini saðlýyorlar.
There were thousands of heavy anti-aircraft guns, millions of ammunition for them, and hundreds of thousands of soldiers, which were torn away from our fight in the Eastern Front.
Binlerce ağır uçaksavar silahı vardı. Bunların milyonlarca mermisi mevcuttu ve doğu cephesinde bulunan yüzbinlerce asker, bizim savaşımızın uzağındaydı.
But those words, those thousands, those millions of words that dried up in your throat, the inconsequential chit-chat, the cries of joy, the words of live, the silly laughter, just when will you find them again?
Ama o kelimeleri, boğazına dizilen o binlerce, o milyonlarca kelimeyi boş lafları, sevinç göz yaşlarını aşk fısıltılarını, aptalca gülüşmeleri bir daha nereden bulacaksın?
Millions of copies are flown all over the world for future tourists who won't visit France without this bible that allows them to exchange their dollars, their pounds, their escudos, their roubles or any other currency for the fine specialties of French cuisine.
Milyonlarca kopyası dünyanın her yerine dağıldı gelecek turistler için onlar Fransa'yı bu kutsal kitap olmadan gezmeyecekler paralarını verecekler dolarlarını, poundlarını, esküdolarını, rublelerini veya diğer para birimlerini Fransız mutfağının bu eşsiz lezzetleri için.
A tyrant needs a tyrant state, so he will recruit 1 millions smaller tyrants every single one of them executing their tasks professionally and without remorse... because nobody will ever remember which is the millionth part of the crime.
Zalim bir hükümdarın zalim bir devlete ihtiyacı vardır bu yüzden 1 milyon küçük zalimi işe alır her biri de işlerini profesyonelce ve pişmanlık duymadan yaparlar çünkü suç 1 milyona bölününce hiç kimse suçlunun kim olduğunu hatırlamayacaktır.
But whether there are only a few advanced galactic civilizations or millions shouldn't some of them have voyaged to Earth?
Peki diyelim ki ancak birkaç tane,... ya da milyonlarca gelişmiş galaktik uygarlık varsa bunların bir kısmının Dünya'yı ziyaret etmiş olması gerekmez miydi?
A star blows up thousands of light-years away in space and produces cosmic rays which spiral through the Milky Way galaxy for millions of years until, quite by accident some of them strike the Earth penetrate this cave, reach this Geiger counter and us.
Yüzlerce ışık yılı uzaktaki yıldız patlıyor ve kozmik ışınlar salıyor bunlar ki milyarlarca yıl içinde Samanyolu galaksisine geliyor bu mağraya penetre ediyor, geiger sayacına ulaşıyor ve de bize geliyor.
Millions of books written on every conceivable subject by all these great minds, and in the end none of them knows anything more about the big questions of life than I do.
Büyük dehalar, akla gelebilecek her konu hakkında milyonlarca kitap yazmışlar. Ama sonuç olarak hiçbiri yaşamın en büyük sorusu karşısında benim bildiğimden daha fazlasına ulaşamamışlar.
I can't prove them... but they mean a lot to millions of people, whatever you say.
Onları kanıtlayamam ama siz ne derseniz deyin, onlar, milyonlarca insan için çok şey ifade ediyor.
But the parking lot was empty... except for millions of lizards wearing dark glasses... and one of them looked like Barbara Walters.
Ama park yeri boştu... güneş gözlüğü takmış milyonlarca kertenkele hariç... ve onlardan biri Barbara Walters gibi görünüyordu.
Millions of rats in New York, and everyone hates them.
New York'ta herkesin nefret ettiği milyonlarca fare var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]