More importantly translate Turkish
1,427 parallel translation
More importantly, it's such an interesting perspective on politics.
Daha önemlisi, politik olarak çok farklı bir bakışı var.
More importantly, he has access to private equity funds, funds which we desperately need.
Kusursuz bir iş deneyimi vardır. Dahada önemlisi, özel sermaye fonlarına erişme yetkisi var.
East Africa - my birthplace and, rather more importantly, the birthplace of the human species itself.
Doğu afrika - benim doğum yerim, daha da önemlisi, insan türünün kendi doğum yeri.
more importantly, adrianna, how are you doing since leaving rehab?
Daha da önemlisi, Adrianna, rehabilitasyondan çıktıktan sonra nasıl oldun?
I have to respect myself. And more importantly I need you to respect me.
Kendime saygım olması gerekiyor daha önemlisi bana saygı duymanı istiyorum.
More importantly, I think you proved something to yourself.
Daha da önemlisi, bence kendine bir şeyleri ispat etmiş oldun.
But more importantly, I'm a child of God, and as I look around I see others like me.
Ama daha önemlisi, Tanrının oğluyum ve çevreme baktığımda, benim gibileri görürüm.
But I hope I will find him, her, that redeemed human being, both in her old Bible and, more importantly, in you, the people who she loved and who loved her back.
Ama umarım o adamı bulacağım o kadını günahı bağışlanmış insanı ellerinde eski İncil'iyle ve daha önemlisi, sizi sevdiği insanları ve onu seven insanları.
And more importantly, he didn't pay us.
Daha da önemlisi bize paramızı vermedi.
More importantly, it could compromise any future criminal prosecution.
Daha da önemlisi ilerideki kriminal kovuşturmaları şaibe altında bırakacak türden bir hareketti.
"Strive for world championship in high culture, more importantly."
"Asıl, yüksek kültürde dünya birincisi olmakla uğraşın." dedi.
I doubt he paid you to talk. More importantly, who are you, sir?
Konuşman için para ödediğini sanmam.
But perhaps more importantly, those who can't afford to be here.
Belki de daha önemlisi, burada bulunma imkanı olmayanlar.
And of course, more importantly... we can offset the ravages of dementia by implanting memory or adjusting the synaptic connections.
Ve tabii daha önemlisi... bellek yerleştirerek veya sinaptik bağlantıları değiştirerek bunamanın hasarlarını giderebiliriz.
Even more importantly, while cataloguing his finds, Darwin realised that life forms weren't fixed.
Hatta daha önemli olarak, bulduklarını kataloglarken yaşam formlarının sabit olmadıklarını farketti.
More importantly, where have you been?
Daha da önemlisi, sen neredeydin?
Well, you have to say a lot of things but... but more importantly, you have to sound like someone who is gonna kill her if she fucks about.
Bir sürü şey, ama... özellikle, yanlış yaparsa onu öldüreceğin izlenimini bırakmalısın.
But more importantly, if I fail this class, then I'll be kicked out of school.
Asıl daha önemlisi, bu dersten kalırsam, okuldan atılacağım.
In honor of this special day and More importantly, I do. I give a party.
Bu özel günün onuruna ve daha da önemlisi kendi onuruma bir parti düzenleyeceğim!
I'm your ally, but more importantly, I'm your boss.
Ben sizin müttefiğinizim, ama daha da önemlisi, sizin patronunuzum.
And more importantly, he wasn't wearing shoes.
Daha önemlisi, adam ayakkabı giymiyordu.
But more importantly... you should never threaten your auntie again.
Daha da önemlisi teyzeni bir daha tehdit etmeyeceksin.
But more importantly, you have the love and support of everyone in this room.
fakat en önemlisi, bu odadaki herkesin sevgisine ve güvenine sahipsin.
More importantly, I don't want to.
Daha da önemlisi anlamak istemiyorum.
More importantly, I was making plenty of clean dough and keeping Elaine happy.
Her şeyden önemlisi, bol miktarda temiz para kazanıp Elaine'i mutlu ediyordum.
And more importantly, he's cool and cool sells.
Ve daha da önemlisi, o havalı ve havalı olmak satar.
Work it like a real case, it'll feel like a real case, and more importantly, it'll read like a real case.
Gerçek bir vakaymış gibi çalışırsan gerçekmiş gibi hissedersin. Daha da önemlisi, gerçekmiş gibi okunur.
You disobeyed the direct orders of a superior officer, but, more importantly, you betrayed a promise to me.
Üstün olan bir subayın emrine karşı geldin ama daha da önemlisi bana verdiğin söze ihanet ettin.
But more importantly, what was that room downstairs?
Daha da önemlisi, aşağıdaki o oda da ne?
"... please know that he died a hero, but more importantly, he lived a hero.
Bir kahraman olarak öldüğünü bilin. Ama daha da önemlisi, bir kahraman olarak yaşadı.
And, more importantly, how'd you find me?
Daha da önemlisi, beni nasıl buldun?
More importantly, what are you doing?
Asıl sen ne yapıyorsun?
More importantly he will draw Togawa arrows like a bullseye
Daha da önemlisi Togawa'nın ilgisini üzerine çekecektir.
- Or, more importantly, us?
- Ya da daha önemlisi, bizi bulacak mı?
And more importantly, working in games, no one ever wins a giant-ass panda.
Oyun bölümündekiler için en önemlisi kimse koca pandayı kazanmayacak.
I made a promise to myself and more importantly the world that I would never release an upgrade that didn't meet our highest standards of wow.
Kendi kendime hatta dünyaya bir söz verdim yeni sürümünü çıkartmayacağım dedim "Vay be" dedirtecek en yüksek standardı yakalamak için.
I think, more importantly, you have to look at your career, really.
Bence, daha da önemlisi, kariyerine dikkat etmelisin, cidden.
Yes, and something more importantly we know,... That his expedition was to a region of the Swiss Alps.
Evet, dahası da var. Lvanov'un notlarını inceledim. Bunları İsviçre dağlarında ıssız bir vadide bulmuşlar.
And more importantly, how on earth are we going to bring them home?
Daha da önemlisi onları nasıl eve getireceğiz?
More importantly... Is anyone out there, Hokkaido!
Acaba Hokkaido'da başka biri kaldı mı?
Kuramoto stole the bike, and more importantly, the lock.
Kuramoto, bisikleti ve en önemlisi kilidi çaldı.
Or more importantly...
Daha önemlisi...
'Cause what he saw, or more importantly, who he saw, scared the hell out of him.
Çünkü gördüğü şey veya daha önemlisi gördüğü kişi, ödünü patlatmış.
No, but more importantly, you getting anything on this Lassiter business?
Daha önemlisi... Lassiter olayında herhangi bir şey buldun mu?
And more importantly...
- Biliyorum. - Söz verdin ama yine de yaptın.
And more importantly to you guys on the road, no more Christmases in a hotel in Tulsa, no more hours lost to weather delays.
Daha da önemlisi, sürekli yolda olan sizler artık Noellerinizi Tulsa'da bir otelde geçirmeyecek, hava koşulları yüzünden zaman kaybı yaşamayacaksınız.
But more importantly, it is about what you have to offer the world and who you are inside.
Ama daha önemlisi, dünyaya ne verebileceğin ve aslında kim olduğunla ilgili.
You may not be the smartest person in the world but you're handsome from certain angles and you're... More importantly you've got dreams inside of you and dreams make you special.
Dünyanın en zeki insanı olmayabilirsin..... ama pek çok açıdan yakışıklısın ve daha da önemlisi hâyâllerin var ve onlar seni özel kılıyor.
More importantly, we're gonna be okay.
Hayır.
And most importantly, more wine.
Ve en önemlisi, şarap.
And most importantly, more wine.
Ve en önemli, şarap.
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more often than not 48
more time 37
more important 47
more than anything in the world 53
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more often than not 48
more time 37
more important 47
more than anything in the world 53