More later translate Turkish
771 parallel translation
- More later.
- Devamı sonra.
More later.
Devamı sonra.
Five dollars a column to start, more later.
Başlangıç için, sütun başına 5 dolar. Sonra artar.
More later.
Dahası sonra.
- That'll be all. More later.
- Hepsi bu kadar, Fräulein Ingeborg.
But of this fateful cohabitation and its consequences, I'll speak more later.
Ama bu talihsiz birlikteliğin sonuçlarını size sonra anlatacağım.
A lot more later.
İleride daha çok.
Mybrother will bring us more later okay, Jixian
kardeşim daha fazlasını getirir Peki, Jixian
You'll give us more later.
Daha sonra yine verirsin.
I'll have a bit more later, Ernest.
Sonra bir parça daha alacağım, Ernest.
We'll talk more later, Richard.
Daha sonra konuşuruz Richard.
And we're sitting here, a kilometre down now, so these beds have been buried by later rivers and more rivers and we know we can go down in places, even another four, five kilometres.
Ve biz burada, bir kilometre derinlikte duruyoruz. Bu nehir yatakları daha sonra gelen başka nehir yatakları tarafından gömülmüş. Ve biliyoruz ki dört, beş kilometre daha derinde başka yerlere de gidebiliriz.
Yet even now, more than 60 years later the legends which surround him are as vivid as they were then.
Ama şimdi, 60 küsur yıl sonra bile onu saran efsaneler o zamanki kadar canlı.
- and then later you can have some more.
- sonra biraz daha veririm.
I will give you more suitable gifts later.
Size sonra daha iyi hediyeler vereceğim.
You'll find it much more interesting later on.
Biraz sonra çok daha ilginç bulacaksınız.
Later, we can find more suitable arrangements for the gentleman in the cellar.
Daha sonra kilerdeki beyefendi için daha uygun bir çare bulabiliriz.
We may have to touch you for a little more a little later on.
Sizinle yine görüşmek zorunda kalabiliriz.
A few minutes later, he had nothing more to worry about.
Birkaç dakika sonra merak edeceği bir şey kalmamıştı.
Later, after he got sick, he became more and more eccentric, and I felt empty, at a loss.
Daha sonrasında, hastalığı baş gösterdiğinde gittikçe daha acayip olmaya başladı. Ben de kendimi bomboş ve kayıplarda hissetmeye başladım.
But more of Eve later.
Eve'den daha fazla söz edeceğiz.
It'll have to wait until later. - This is much more important.
Beklemek zorundasın... bu çok daha önemli.
I'll speak to her later, when she's more calm.
Daha sonra, sakinleştiğinde anlatacağım.
Look, Hilda, I told you we'll give you more room later on.
Bak Hilda, sana daha sonra geniş bir oda vereceğimi söylemiştim.
Perhaps I shall be more fortunate later on.
Belki de daha sonra daha şanslı olurum.
I will read the letter more carefully and send the Czar my answer later.
Mektubu daha dikkatli okuyacağım ve Çara cevabımı daha sonra gönderirim.
Later on we'll take a look for that gun and some more dough, too.
Sonra da beraber silah ve daha fazla para bulmaya çalışırız.
Later I recalled the event more with pity than shame but I have a bitter memory of her... gone from our childhood skies... the way she'd disappear around a corner... with her skirts flying
Sonraları bu olayı, utançtan ziyade, acıma duygusuyla hatırladım. Onu ; bisikleti ve savrulan etekleriyle, köşeyi dönüp gözden kaybolduğu yolda, çocukluk çağımızın semalarından çıkıp giden, acı bir hatıra olarak anımsarım.
She had no more blackout spells... at least none that she was aware of... but not quite a year later, several things happened... that showed her to be in urgent need of help.
# Bilinç kaybı nöbetleri geçirmedi, en azından farkına vardığı bir vakası olmadı. # Ama bir yıl bile geçmeden... #... acil yardım almasını gerektiren birkaç şey oldu.
He claims he suffered a mental blackout and knew nothing more until he found himself back in his own apartment in San Francisco hours later.
Hafıza kaybı yaşadığını ve saatler sonra San Francisco'da kendi dairesinde kendine gelene kadar hiçbir şey hatırlamadığını iddia etti.
Six months later, you were in jail again, and that parole officer couldn't help you any more than janey reardon could.
6 ay sonra tekrar hapse düştün ve bu sefer şartlı tahliye memuru Janey Reardon kadar yardımcı olamadı sana.
No later than 7 p.m. Otherwise no more permission.
Saat 19.00'dan sonra olmaz. Yoksa izin almak yok.
Later, we try to find them something more constructive, you know, to find out if a lad has any special aptitude or skill.
Daha sonra, aralarında özel yeteneğe ve beceriye sahip olanları belirlemek için daha geliştirici şeyler bulmaya çalışıyoruz.
Yes, with five more to be paid later.
Evet, beşi sonradan ödenmek üzere.
That new nitrate use they demonstrated in argentina this morning - that soil had more vitamins in it six hours later than a drugstore chain.
Bu sabah Arjantin'de gösterdikleri yeni nitrat kullanımı metodu. Altı saat içinde toprakta bir eczane zincirinden daha çok vitamin oluştu. O ülkeyi bilirim.
It was a sort of junior edition of the Wingate later... and more important operation.
Wingate'in bir tür küçük versiyonu ve daha önemli bir harekattı.
I'll raise more money later.
Sonra da daha çok para biriktireceğim.
Said he could raise more money later.
İleride daha fazla biriktireceğini söylemişti.
There may be more questions later.
Başka sorularım da olabilir.
And a moment later, there is only darkness and emptiness, nothing more.
Bir an sonra ise her şey karanlık ve bomboş, daha ötesi yok.
There will be more food later.
Geldiğinde daha fazla yemek olacak.
We might have to confirm a few more things later.
Daha sonra bazı şeyleri teyit etmemiz gerekebilir.
Because I think we might find it more valuable later on, child, when Ian and Barbara have returned.
Çünkü daha sonra daha fazla ihtiyacımız olabilir, çocuğum, Ian ve Barbara döndüğü zaman.
But later, quite quickly, you will look at it scientifically and eventually you won't find it so gruesome any more.
Ama kısa süre sonra, olaya bilimsel açıdan bakmaya başlarsın neticede artık o kadar da dehşet verici olduğunu düşünmezsin.
But later, I wanted it to be more than that.
- Fakat sonra, daha farklı düşündüm.
We're forced to do that other villages can't give them any more provision They were taken away and died two days later
gidecek yerimiz yok ki diğer köydekiler onlara haraç vermek istemedi ama 2 gün sonra sürülüp, öldürüldüler
At first, there's always a touch of the infantile... but later on, we progress to a more mature... expressional infrastructure.
Başlangıçta, her zaman birazcık çocuksu şeyler söylenir ama daha sonra, çok daha olgun bir ifade altyapısına ulaşırız.
Three months later, he is in prison... and more than half of the remaining 18 years of his life... are spent in federal penitentiaries.
3 ay sonra, hapishanedeydi..... ve hayatının kalan 18 yılının yarısını federal hapishanelerde geçirdi.
'More about this later, but now - music.'
Bununla ilgili daha fazla bilgi verilecektir, ama şimdi - müzik.
the tanks of the shell oil company in Cordoba are blown up a little later and more than 300 million liters of fuel burn.
Bir tank ve Cordoba'daki Shell şirketine ait bir benzinlik havaya uçuruldu ve 300 milyon litreden fazla benzin yandı.
There'll be more coverage later. Thank you.
Daha sonra tekrar çekim yapacağız.
later 2839
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170
later then 16
more or less 614
more than you know 97
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170
later then 16
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more than anything else 28
more than me 30
more than you'll ever know 22
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more than anything else 28
more than me 30
more than you'll ever know 22