Move on translate Turkish
16,791 parallel translation
All right, could we just move on and just put this in the past?
Sadece hayatımıza devam edip, tüm bu olanları arkada bırakabilir miyiz?
I just need to get through with this and move on with my life.
Sadece şu işi halledip hayatıma devam etmem lazım.
Move on!
Defol buradan!
She wants it to end quickly, so she can move on to burying us...
Bunu çabucak bitirmek istiyor ki hemen bizi gömebilsin.
So, Frank is in prison, and everyone's retreated to their corners, including my bosses, one of whom has repeatedly told me to let it go and move on.
Yani, Frank hapishanede ve herkes köşesine çekildi buna patronlarım da dahil ki onlar da bana ardı ardına bunun peşini bırakıp, devam etmemi söylediler.
And do you... do you wanna move on?
Peki sen... sen devam etmek istiyor musun?
You told me to move on.
Bana devam etmemi söyledin.
Or let it go and let his family move on.
Ya da peşini bırak ve ailesi hayatlarına devam etsin.
Hey, get a move on, inmate.
Hey, işine bak, mahkum.
Move on.
Devam ediyoruz.
You find somewhere safe, and when it's compromised, you move on.
Güvenli bir yer bulursun ve orası tehlikeye girdiği zaman da başka yere gidersin.
Let's move on.
Devam edelim.
We have to move on.
Hayatımıza devam etmemiz gerek.
I can't "move on" from that.
Böyle bir şeyden devam edemem.
Dries, get a move on.
Çabuk olun.
Do you guys feel like this whole process is kinda like life telling us to just maybe move on?
Sizce bütün bu süreç biraz seviyor mu? Hayat bize sadece devam etmemizi mi söylüyor?
You know, when Brad died, it dawned on me for the very first time why every orthodox faith on this planet has these strict timelines and rituals for how you're supposed to mourn the dead and move on with the living.
Brad öldüğünde nıhayet neden tüm geleneksel dınlerın yas tutma ve hayatını devam ettırme konusunda katı zamanları ve rıtüellerı olduğunu anladım.
And a time to move on.
- Hayatına devam etmenın de.
In Dodge City, Kansas, lawman Wyatt Earp is fed up with rampant corruption... and ready to move on.
Kansas'daki Dodge City şehrinde kanun adamı her yerde süre gelen yolsuzluklardan bıkmıştı ve devam etmeye hazırdı.
And also you need to get a move on because I have a dentist appointment.
Ve ayrıca hızlı olsanız iyi olur çünkü dişçi randevum var.
Not if we want to move on.
Eğer hayatımıza devam etmek istemiyorsak.
So, if you wanna move on, if you want me to move on, do not drag me back down.
Hayatına devam etmek, hayatıma devam etmemi istiyorsan beni aşağıya çekme.
Women of all shapes and sizes of various hair colors, clothes, naked women, their genitalia, then we'll move on to couples having sex, men.
Bütün farklı şekillerde ve ölçülerde kadınlar farklı saç renkleri, kıyafetler, çıplak kadınlar, cinsel organları sonra da seks yapan erkek çiftlere geçeceğiz.
Move on with my life.
Hayatıma devam etmek için.
Move on.
Bunu geride bırak.
I'm afraid I'm gonna have to ask you to move on.
Korkarım ki sizden gitmenizi istemek zorundayım.
Well, some Hindus reject the concept of organ donation because they don't believe a body should move on to the next life incomplete.
Bazı Hintliler organ nakline karşıdır çünkü ölü bedenin öteki hayata eksik başlamasını istemezler.
- More like a lack of understanding of you and this product that you're trying to move on the streets.
Daha çok senin anlayışsızlığın ve bu sokaklara sürmeye çalıştığın mal.
Do you think Lobos is gonna make a move on you?
Lobos'un sana karşı bir hamle yapacağını düşünüyor musun?
- How soon can we move on this?
- Ne kadar çabuk harekete geçebiliriz?
Come on, move it!
Hadi yürü!
Wait, move on my signal.
Harrison tüm pozisyonlar bulunmaktadır.
Well, come on, move. Get your stuff.
Eşyalarını al.
Indeed I am. But my time is best spent back here on the ship, plotting our next move against Vandal Savage.
Cidden de severim ama zamanımı gemide geçirecek ve Vandal Savage'a bir sonraki saldırıyı plânlayacağım.
On the 22nd, Dutton's lieutenant mentioned... a deal with the Aryans to move product in the Dogs'territory.
22.cide, Dutton'ın teğmeni bir malı Köpekler'in bölgesinden geçirmek için Aryanlar'la yapılan bir anlaşmadan bahsetti.
Blacksmith didn't show. Before we had a chance to move in... the gangs got rattled and opened fire on each other.
Blacksmith gelmedi ve biz hareket edemeden çeteler birbirine açık ateşle saldırdı.
You move just about anything you can get your trashy Euro hands on.
O beş para etmez Avrupalı eline geçirdiğin her şeyi kaçırıyorsun.
Move to the parking lot and stand by. And, Mike, if you find the phone, do not move in on the caller until we have a safety zone established.
Ve Mike, telefonu bulursanız biz güvenli bir bölge oluşturana kadar, arayana karşı harekete geçmeyin.
Let us pick him up, because we believe Barnes knows something about why Tamika was shot, and we have enough leverage to get Barnes to roll on the heroin suppliers in your neighborhood. " That might be enough to get Dennis on the move.
Onu yakalayalım, çünkü Barnes'ın, Tamika'nın neden vurulduğuyla ilgili bir şey bildiğine inanıyoruz ve Barnes'ın, mahallenizdeki eroin tedarikçilerini ele vermesini sağlamaya yetecek kozumuz var. " Bu, Dennis'i harekete geçirmeye yetebilir.
I'm tired of always being on the move.
Oradan oraya gitmekten yoruldum.
Come on, we need to move.
- Hadi gitmemiz gerek.
He's on the move.
O harekete geçti.
He's... on... the... move.
O harekete geçti.
He's on the move.
- Artık harekete geçti.
And you had to move back home because it took a toll on your mommy.
Annenin durumu kötüleştiği için evine geri dönmek zorunda kalmıştın.
We'll get him on the other side. Move.
Onları öteki tarafta yakalayacağız.
The ice is gonna be on the move sooner than expected.
Takılar beklediğimizden erken nakledilecek.
Come on, move!
Hadi yürü!
You need to get on your feet, move out.
Artık eve dönme vaktidir. Ayağa kalk, gitmemiz gerek.
- Get a move on, Daddy.
- Acele et baba.
- On the day you're supposed to move in with me?
- Benim yanıma taşınacağın gün mü?
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onions 55
onward 91
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onions 55
onward 91
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230