No retreat translate Turkish
156 parallel translation
There is to be no retreat, not so much as one millimeter.
Bir milimetre bile geri çekilmek yok.
" There is to be no retreat, not so much as one millimeter.
Bir milimetre bile geri çekilmek yok.
The god of Moses is a poor general, to leave him no retreat.
Musa'nın tanrısı kötü bir general... çekilecek yeri yok.
There is no retreat.
Geri çekilmiyoruz.
There is no retreat!
Geri çekilme söz konusu değil!
There is no retreat, comrades!
- Başka çare yok. - Geri çekilmeyin.
Because Chetniks know no retreat, senator, that's why!
- Onlar için öyle. Kararları ben veririm!
I'm gonna tell ya one thing : I ain't never goin'on no retreat.
Sana söyleyeyim, ben hiçbir zaman papaza gitmem.
There has been no surrender, no retreat... from the principals of liberty and democracy... for which the free world looks to us for leadership.
Bizi özgür dünyanın lideri olarak gören insanlar için özgürlük... ve demokrasinin temel ilkelerinden... ödün vermek, teslim olmak yok.
No Retreat No Surrender.
Altın Yumruk.
There can be no retreat from night and day!
Gecesi gündüzü olmaksızın oynanan!
No advance, no retreat, no life.
İlerlemeden, gerilemeden, yaşamadan.
No surrender and no retreat.
Teslim olmak yok geri çekilmek yok.
No retreat!
Geri çekilmek yok!
No retreat!
Geri çekilmeyin.
There is no retreat from this place, Valorus.
Buradan geri çekilmek yok, Valorus.
No retreat!
Geri kaçmak yok!
No retreat, no surrender.
Geri çekilmek yok, teslim olmak yok.
There's no retreat from here, nowhere else to hide.
Buradan öte kaçacak, saklanacak yer yok.
we should retreat like we usually do. There is no way.
Seçeneğimiz yok, şu an yapmamız gereken geri çekilmek, Kaptan Katsuragi!
And he said there will be no more retreat!
O artık çekilme olmayacağını söyledi!
But if I do, no Mary Meredith Retreat for me.
Ama olursa, beni Mary Meredith Rehabilitasyon Merkezine falan götürme.
I can no longer retreat into the wilderness.
Artık yabana çekilemem.
I agree my retreat is inelegant but i'm no passionate superman.
Bu cayışım şık olmadı, kabul ; ama insanüstü bir varlık yok karşında.
He knew that this retreat was no longer safe.
Sığındığı yerin artık güvenli olmadığını biliyordu.
Retreat is no way to victory.
Geri çekilerek zafer kazanılmaz.
The Cossacks will have no other option than an hurried retreat.
Kazaklar'ın aceleyle geri çekilme dışında.. .. başka bir seçeneği olmayacak.
No, we haven't come this far to... retreat at the first obstacle.
Hayır, ilk engelde geri dönmek için gelmedik buralara kadar.
No place to retreat to.
Geri çekilecek bir yer.
No. Harry still thinks I go on retreat.
Harry hâlâ inzivaya çekildiğimi sanıyor.
No retreat, we fight and die here.
Geri çekilmeyeceğiz... Savaşıp burada öleceğiz!
No officer giving you orders no sounding the retreat to tell a lover that he should be leaving!
Orada ne bir subay ne de yat borusu bir aşığa gitmesi gerektiğini söyler!
And no shame in a strategic retreat either.
Stratejik geri çekilmede de yoktur.
Retreat is no longer an option.
Geri çekilmek artık bir seçenek değil.
He had no perspective to retreat to, even in a crisis.
Geri çekilmesi gereken durumlarda o bu görüş açısına sahip olamıyordu. Krizlerde bile bunu yapamıyordu.
There's no one at the STAR Labs retreat... -... if you'd Iike to use it.
Şu anda STARLab misafirhanesinde kimse yok, istersen orayı kullan.
R-experiment subject no. 2, has begun to retreat.
"Deney R" nin 2. si çekilmeye başladı
Without that backup battalion once the protestors break through they'll have no choice but to retreat.
Cephaneleri yok. ve polisin savunma hattı yarılırsa bu bir felaket olur.
We had no alternative but to retreat.
Çekilmekten başka alternatifimiz yoktu.
I'm sorry no one got back to you, but we were away on a retreat.
Kimse size cevap vermediği için üzgünüm ama inzivadaydık.
No good, retreat!
Hoş değil, geri çekiliyor!
We have no weapons so I suggest a tactical retreat.
Hiç silahımız yok, dolayısıyla taktik olarak çekilelim derim.
I wanna introduce you to someone important. Uh-huh, no, no, no. I understand that, but I'm--I'm at my wife's retreat right now, ok?
Anlıyorum ama şu anda eşimle iş gezisindeyim ve buna ayıracak vaktim yok.
- There was no choice but to retreat.
- Geri çekilmekten başka çaremiz yoktu.
Troops who can no longer advance must hold the captured ground and die rather than retreat.
ilerleme sansi kalmayan ordular ne pahasina olursa olsun ele geçirdigi topragi tutmali ve geri çekilmektense ölmelidir.
It's a very committing way of climbing, because you have no line of retreat.
Tırmanış için oldukça riskli bir yoldur çünkü dinlenme şansınız yoktur.
Sorry, one of the blessings of the retreat... there's no reception.
Üzgünüm. Buraya kaçmanın bir iyi yanı da bu. Kapsama alanı dışında.
You must retreat no further. \ x22
Daha fazla geri çekilmeyin.
No, retreat!
Hayır, çekilin!
I will not retreat under no circumstances.
Hiçbir şart altında geri çekilmeyeceğim.
Is there no alternative to retreat, then?
Geri çekilmekten başka alternatif yok mu?
retreat 319
no response 122
no rest for the wicked 37
no refunds 32
no reply 23
no records 21
no return 32
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no response 122
no rest for the wicked 37
no refunds 32
no reply 23
no records 21
no return 32
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no reason 651
no really 41
no respect 40
no remorse 20
no reaction 22
no reason at all 28
no relation 32
no reward 17
no resistance 16
no responsibilities 27
no really 41
no respect 40
no remorse 20
no reaction 22
no reason at all 28
no relation 32
no reward 17
no resistance 16
no responsibilities 27