English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Long ago

Long ago translate Turkish

12,013 parallel translation
That was so long ago!
Bu, çok uzun zaman önceydi!
Should have done it long ago. ( LOW CHATTER AND LAUGHTER )
Uzun zaman önce yapmalıydım.
I went to Montreal not too long ago.
Kısa süre önce Montreal'e gitmiştim.
I should've done this long ago.
Bunu uzun zaman önce yapmalıydım.
The Amphora of Darkness has served my kind for an eternity, but now I realize it should've been destroyed long ago.
Karanlık Amforo'su benim türüme sonsuzluk için hizmet etti ama şimdi anlıyorum ki, uzun zaman önce onu yok edilmeliymiş.
There is a golden fleece, woven long ago by the Stygian witches.
Uzun zaman önce Stygian Cadıları tarafından dokunan altın bir post var.
I was there once, long ago, and...
Uzun zaman önce ben de oradaydım.
Long ago.
Uzun zaman önce.
What Tate did happened so long ago.
Tate'in yaptığı şey çok geride kaldı.
I told you once..... so long ago... that the universe would become a very small place when I'm angry with you.
Sana bir keresinde söylemiştim çok uzun zaman önce sana öfkeliyken evrenin çok küçük bir yer olacağını söylemiştim.
No, Junior defeated his father long ago when he chose the right path.
Hayır, doğru yolu seçtiği anda Junior babasını yenmişti bile.
Came up from the southern lands not that long ago.
Güney topraklarından geleli çok olmadı.
Doesn't feel that long ago.
O kadar uzun zaman olmadı.
Not very long ago.
Üstünden çok vakit geçmemiş.
A senile watchmaker who long ago forgot about the creatures of mud he formed with his bored breath.
Uzun zaman önce bezgin soluğuyla çamurdan yaratıklar şekillendirdiğini unutan ihtiyar saatçinin biri.
Trust me, I learned long ago to surrender while yet holding firm inside.
Güven bana, uzun zaman önce katı biri olduğum halde teslim olmayı öğrendim.
I should have bathed in it long ago, but we will rectify that mistake.
Uzun zaman önce onda yıkanmalıydım ama bu hatayı düzelteceğiz.
And I, I, I, I know that..... it takes more than six weeks for it to show up on the test and... it wasn't that long ago but they must have...
Ayrıca biliyorum bu şeyin testte gözükmesi altı haftadan fazla sürer ve o kadar süre geçmedi ama onlar...
I do. From long ago.
Evet, yıllar öncesinden.
I should have ended this long ago.
Bunu çok zaman önce bitirmeliydim.
It was so long ago.
Çok uzun zaman önceydi.
I think she was one of ours who escaped long ago.
Sanırım o çok önceden bizden firar eden biri.
It made me remember that very intimate gift we gave each other so long ago.
Bu da bana, birbirimize uzun zaman önce verdiğimiz o özel hediyeyi hatırlattı.
Reading something I wrote a long time ago.
- Hayır ben de çok uzun zaman önce yazdığım bir şeyi okuyordum.
That was a long time ago.
Bu çok uzun zaman önceydi.
THE FIRST IDEA THAT COMES TO MIND IS TO REUSE A SUBPROGRAM THAT I LEARNED A LONG TIME AGO, WHICH INVOLVES SENDING ELECTRICAL SIGNALS
Alt programla ilgili aklıma ilk gelen uzun zaman önce... öğrendiklerimin şu şekilde, bazı elektrik sinyalleri... bacak kaslarıma belirtilen... doğrultuda hareket etmesini komut ediyor.
This is a potion your sister gave me a long time ago.
- Bu, kız kardeşinin uzun zaman önce bana verdiği bir iksir.
It was Merlin. He prophesied your coming here a long time ago, just as he prophesied many things.
Merlin, diğer her şey gibi sizin buraya geleceğinizi de çok önceden gördü.
Truth is, I fell in love with another woman a long time ago.
Gerçek şu ki, uzun zaman önce başka bir kadına aşık oldum.
Just a spicy little dish that another spicy little dish taught me, a long time ago.
Sadece baharatlı minik bir piliç bana da uzun zaman önce başka baharatlı minik bir pilicin öğrettiği.
- I was lost a long time ago.
- Ben çok uzun zaman önce kayboldum.
A long time ago, there was a student at the Academy.
Uzun zaman önce Akademi'de bir öğrenci vardı.
I quit that a long time ago.
Onu uzun zaman önce bıraktım.
I threw away the bag for a long time ago.
Çantayı uzun zaman önce attım.
That was a long time ago.
Uzun zaman önceydi.
This ladder must've fallen a long time ago.
Bu merdiven çok önceden düşmüş olmalı.
It's made of parts from a ride condemned a long time ago that used to be here.
Uzun zaman önce terk edilmiş buradaki bir aletin parçalarından yapılmış.
I told him that I thought you should have broken up with him a long time ago
Ondan daha önce ayrılman gerektiğini söyleyip yüzüne kapattım.
If the cartel wanted them dead, it would've happened a long time ago.
Eğer kartel onların ölmesini isteseydi... çok uzun zaman önce yaparlardı.
Cheese slid off that cracker a long time ago.
Kafayı sıyıralı çok uzun zaman oldu.
Stina, we should have been there a long time ago.
Stina çoktan yola çıkmış olmalıydık.
- It was a long time ago.
- Aradan uzun zaman geçti.
A long time ago, I had a lover.
Uzun zaman önce benim de bir sevgilim vardı.
Merlin prophesied your coming here a long time ago.
Merlin, sizin geleceğinizi çok önceden gördü.
That was a long time ago, and where's he been all these years?
Üzerinden uzun yıllar geçti. Kim bilir onca yıldır neredeydi?
It was broken in half a long, long time ago.
- Çok uzun yıllar önce ikiye bölünmüş.
Baelfire gave her one similar to this a long time ago.
Baelfire, Emma'ya uzun zaman önce buna benzer bir tane vermişti.
I'm a grown man and I've dealt with these feelings a long time ago.
Beni korumak zorunda değilsin. Yetişkin bir adamım ben. Bu duyguların üstesinden uzun zaman önce geldim.
- That ship sailed a long time ago.
- O gemi çoktan yola çıktı. - Çirkin!
This should have fallen down a long time ago.
Bunun çoktan yıkılması gerekiyordu.
Because I did that a long time ago and when I left your desk I forgot to undo it.
Çünkü bunu uzun zaman önce yapmıştım ve işten ayrılırken de geri almayı unutmuşum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]