Party on translate Turkish
3,772 parallel translation
That's why I had so much fun at that party on theQueen Mary.
O yüzden Queen Mary'deki parti çok hoşuma gitmişti.
She's going to Demi and Ashton's Oscar party on Sunday.
Pazar günü Demi ve Ashton'ın Oscar partisine gidiyormuş.
Then you will make your party on time, alright?
Sonra da siz, partinize yetişiyorsunuz, anlaştık mı?
Are you coming to the party on Friday?
Cuma günkü partiye geliyor musunuz?
The only halfway interesting thing they do is throw a big dinner party once a year where they pat themselves on the back and rub shoulders with movie stars.
Yaptıkları en ilginç şey yılda bir akşam yemeği daveti verip birbirlerinin sırtına vurup film yıldızlarıyla fink atmak.
She's running track at school, she's riding her new horse, Charlie, and, uh, against my better judgment, she is at a party on the beach in San Diego with her best friend.
koşuyor, atletizm yapıyor, yeni atı Charli'ye biniyor, ve, tüm karşı çıkmalarıma rağmen şu an en iyi arkadaşı ile birlikte San Diego'da bir plaj partisinde eğleniyor.
With a group of young people, form a party on the principles of our movement.
Genç bir grup insanla, hükümetimizin ilkeleriyle kurulmuş bir parti şeklinde.
Lucky you, you just walked into the needwant, which is the best party on this side of the storm divide.
Ne kadar şanslısın ki Needwant'a geldin çünkü Storm Divide'ın bu yakasındaki en iyi parti burasıdır.
Welcome to your bachelor party on the party bus!
Parti otobüsündeki bekarlığa veda partisine hoş geldin!
Yeah, business on the left, party on the right.
Evet, sağdaki iş için, soldaki parti için.
There's a party on Thursday.
Perşembe günü bir parti var.
But... our Party's position is very clear on this!
Ama... Partimizin duruşu bu durumda bellidir.
He visited his boyfriend in Boston and went to a party at a college hackerspace, where he was caught on camera.
Boston'daki erkek arkadaşını ziyaret etti ve üniversite hacker'larının bir partisine gitti. Orada kameraya yakalandı.
I am having a modest party at mine, your husband can feast on the food... and I will, on you...
Mütevazı bir parti yapıyorum. Kocan yemek ziyafeti yapar ben de, seni...
He will rain on your party... he seems to be lost in his own world, these days.
Adam partine gelecek ama bugünlerde kendi dünyasına gömülmüş durumda.
There's a party after the game on Friday.
Cuma günü maçtan sonra bir parti var.
Hey. We're on our way to a party.
Hey biz partiye gidiyoruz.
We're on our way to a party.
Biz partiye gidiyoruz. Gelmek ister misin?
All your friends are on the bridge having a pizza party.
Bütün arkadaşlarınız içeride pizza partisi veriyor.
The rescue party.
Kurtarma ekibi. On sekizinde geliyorlar, on sekizinin sabahı.
They aren't defending the principles the party's based on. If even the Moderates don't stand in the way of the Freedom Party implementing its immoral policies, then there's not much left.
Partinin prensiplerini savunmuyorlar ve Özgürlük Partisi'nin değerlerine Orta Yol da karşı çıkmayacaksa geriye fazla bir şey kalmamış demektir.
It amazes me how firm Kruse's grip on the senior party members really is.
Kruse'nin eski partilileri bu kadar avucuna almasına şaşırdım. Şimdi ne yapacağız?
The lead item in this special broadcast of'Juul en Friis'is the party congress... on which all eyes are turned.
Üç, iki, bir... ve yayındayız. İyi akşamlar, Juul ve Friis'in özel bölümüyle karşınızdayız. Bu gece Kasper'la beraber parti kurultayını izleyeceğiz deyim yerindeyse epey seyirci toplanmış.
In contrast to Kruse I don't think we should be talking with the government... if this means making concessions to the Freedom Party... and abandoning the principles on which this party is based.
Jacob Kruse'nin aksine, ben Orta Yol'un hükümete yakınlaşması gerektiğini düşünmüyorum. Hele bunun anlamı Özgürlük Partisi'ne taviz vermek ve partimizin temel direği olan prensiplere sırt çevirmek olacaksa.
While we reported on the party congress, there was a US series on TV2. While we reported on the party congress, there was a US series on TV2.
Mesela biz Orta Yol kurultayını yayınlarken TV2 yeni bir Amerikan komedisinin yeni bölümünü yayınladı.
... into taking his place at a party the family held on the Queen Mary,
... ailenin Queen Mary'de yaptığı partide yerine geçmesini sağlamıştı.
On the day of the Queen Mary party, Gob remained faithful to Ann, even in the face of tremendous temptation.
Queen Mary'deki parti gününde, muazzam tahriklere rağmen Gob Ann'e sadık kaldı.
I can have the kids from the neighborhood come over and bounce up and down on them at a fucking party.
Mahallenin çocukları gelip bu parçaların üstünde zıplayabilir.
You really want to go on this party tonight?
Bu gece şu kokteyle gitmeyi gerçekten istiyor musunuz?
Yeah, I may have been on my way to a party with some party favors.
Evet, o sırada elimde bazı güzelliklerle beraber bir partiye gitme ihtimalim vardı.
Told you I was on my way to a party.
Partiye gittiğimi söylemiştim.
I just... There's a party going on, but...
Aşağıda parti var ama...
Come on, Skye, it's gonna be a great party.
Hadi, Skye, harika bir parti olacak.
The party high command has decided that... at least one member of every Hindu family will go on a pilgrimage to Ayodhya.
Partinin üst düzey yetkilileri Hindu olan her aileden en bir kişiyi hac için, Ayodhya'ya göndermeye karar verdi.
Come on... today we will celebrate your bachelor party in the Sanera Mansion!
Hadi... bugün Sanera Konağı'nda bekarlığa veda partisi yapalım! Ne?
I thought my leaving party was on Friday.
Veda partimin Cuma günü olduğunu sanıyordum.
I'll change halfway through the party and put it on then.
Partinin yarısında üstümü değiştirip, öyle takacağım.
The White House has remained silent on whether the President will tap Durant for the nomination, but a national Zogby poll shows wide support for Durant across party lines.
Beyaz Saray başkanın Durant'ı aday gösterip göstermeyeceği konusunda sessizliğini korurken, Zogby Poll'ün araştırma sonuçları parti içinde Durant'a geniş bir destek olduğunu gösteriyor.
You got my invitation for the cocktail party tomorrow and the fight on Saturday?
- Yarınki kokteylin ve cumartesi günkü dövüşün davetiyesi size ulaştı mı?
I got wasted at a neighborhood party, made a complete fool of myself, and woke up with my clothes on. [Exhales]
Kendimi rezil ettim ve elbiselerim üzerimde uyandım.
I'm going to go on with my fucking day, and I'm going to have my fucking party, and I'm going to deal with things in my own fucking repressed way until...
Lanet günüme devam edeceğim. Ve lanet partimi yapacağım. Ve olayları kendi içime... atma yöntemimle halledeceğim.
A terrific party is going on!
Müthiş bir parti cereyan ediyor.
- Hannah dumped me... - Oh. And according to Twitter, she is now out on a date with Shaun White, and I have to go to a fancy party with Carrie as my pity date.
Hannah, benden ayrıldı ve Twitter'a göre, şimdilerde Shaun White ile çıkıyormuş ve o fiyakalı partiye, bana acıyıp gelen Carrie'yle gitmek zorundayım.
To be their friend is to be party to a lot of alarming foreplay for sex you'll never have.
Onların arkadaşı olmak, hiç rastlanmayacak ön sevişme aktivitelerine de şahit olmak anlamına gelirdi.
Fourteen months ago, you went on the air and called the Tea Party "the American Taliban."
14 ay önce yayına çıktın ve Çay Partisi'ne Amerika'nın Taliban'ı dedin.
Fourteen months ago, you went on the air and called the Tea Party "the American Taliban."
14 ay önce yayına çıktın ve Çay Partisi'ne Amerika'nın Taliban'ı dedin. - Evet.
I think it's time to ditch this party. Come on.
- Partiden ayrılma vakti geldi.
We are on the same page, my friend, both in terms of the party and, of course, in terms of myself.
Aynı fikirdeyiz dostum hem parti açısından, hem de tabii ki kendi açımdan.
He got us shut out by the union, so we had to have a party out here on the steps.
Bizi sendikaya kovdurttu, biz de partiyi dışarı taşımak zorunda kaldık.
Oh, come on, pop. It's a--it's a party bus.
Yapma, baba, parti otobüsündeyiz.
President de Klerk blames the Boipatong massacre attacks by the Inkatha Freedom Party supporters on an ANC rally near Johannesburg has left 13 people dead.
Başkan de Klerk, Boipatong katliamını lanetliyor... Inkatha Özgürlük Partisi destekçilerinin saldırısında Johannesburg yakınındaki AUK mitinginde 13 kişi öldürüldü.
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one more round 22
one more drink 18
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one more round 22
one more drink 18
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230