English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Please have some

Please have some translate Turkish

693 parallel translation
Please have some
Buyur.
Speaking of diets, could we please have some real bread just once instead of this no-calorie, no-taste...?
Diyetten söz etmişken, şu kalorisiz, tatsız tuzsuz ekmek yerine bir kez olsun... -... gerçek ekmek alamaz mıyız lütfen?
Can I please have some water?
Biraz su alabilir miyim?
Miss, please have some ginseng tea.
Bayan, biraz ginseng çayı için.
Please have some tea.
Lütfen çay için.
Please have some more
Lütfen biraz daha buyrun.
Please have some more raspberries.
Lütfen daha fazla ahududu al.
Could I have some well-done, please, Burton?
Lütfen benim ki iyi pişmiş olsun, Burton.
Please, sir, could I have some water?
Lütfen biraz su alabilir miyim?
Have some toast. Please, tell us.
- Kızarmış ekmek getirdim.
- Can I have some money, please?
Biraz para alabilir miyim, lütfen?
Can I have some eggs, please?
Yumurta alabilir miyim, lüften?
May I have some water please?
Biraz su alabilir miyim lütfen?
May I have some dirt, please?
Biraz toprak alabilir miyim lütfen?
You may leave your seats if you wish... and have some light refreshment, chat with your friends... but please hurry back for our next play.
İsterseniz koltuklarınızdan kalkın ve ışığı biraz daha açın ve arkadaşlarınızla sohbet edin. Ama lütfen gelecek film için acele edin.
Please, you have some English books I can read?
Lütfen, okuyabileceğim İngilizce kitaplarınız var mı acaba?
Pardon me. I have made some notes here, and I would like, please, to say something.
Affedersiniz. burada bazı notlar aldım, ve bazı şeyleri, izin verirseniz, söylemek istiyorum.
Could I have some tea, please?
Biraz çay alabilir miyim, lütfen?
We'll just have some tea to begin with, please.
Başlangıç olarak çay içelim, lütfen.
- May I have some of that wine, please?
- Şu şaraptan biraz alabilir miyim, lütfen?
Oh, please, I have some money, too.
Lütfen, benim de biraz param var.
May I have some water, please?
Biraz su alabilir miyim lütfen?
I think i'll have a tomato and lettuce on whole wheat and some iced coffee, please.
ben domatesli, marullu kepekli ekmekli bir sadviç istiyorum. ve buzlu bir çay lütfen.
Oh, i'll have some iced coffee, please.
Oh, ben buzlu bir çay alacağım.
Kids have got to learn to be people - Don't ¡ Look, please just get her a bottle and some formula.
Çocukların da birey olmayı öğrenmeleri lazım. Yapma! Lütfen bir biberonla hazır mama al.
Have some, please, for so much suffering.
Bırak, lütfen, bu kadar acı çok!
Stavros, please don't take offense at what I'm gonna say but it seems to me that you have some worry. Some secret that you're not...
Stavros, lütfen söyleyeceklerime gücenme ama bana öyle geliyor ki sen biraz kaygılısın sanki gizli bir şey var ve sen...
Mmm. Can I have some orange juice, please?
Biraz portakal suyu alabilir miyim, lütfen?
I'll have some coffee, please.
Bir kahve içeyim.
I'll have a whisky and soda please and I'm sure Lady Dean would love some tea.
Ben bir viski soda alayım lütfen, eminim Leydi Dean de çay ister.
Please excuse me, I have some work to do back at the hotel.
Lütfen beni mazur görün. Otelde yapman gereken birkaç işim var.
Please may I have some hot water and tea?
Biraz sıcak su veya çay alabilir miyim, lütfen?
- May I have some sherry, please?
- Bir şeri lütfen.
Can we have some music, please?
Biraz müzik dinleyebilir miyiz, lütfen?
Now, wait a minute. Can we have some more ice cream, please?
- Şimdi, bir dakika bekle.
We have some trifles for you. Please accept them as tokens of our gratitude.
Bu armağanlar minnettarlığımızın bir göstergesidir.
Do have some wine please
Şarap da alın lütfen
- Can we have some more glasses, please?
- İki bardak daha lütfen.
I couldn't eat anything they cooked but I'll have some water, please.
Onların pişirdiği hiçbir şeyi yemem ama siz bana su verin, lütfen.
May I have some paper towels, please?
Biraz kağıt havlu alabilir miyim lütfen?
Please take some days off at work You'll have to be in charge here I can't do that, dad I'm an engineer
Lütfen işinden izin alıp.... burada yerime bakıver baba yapamam
Miss Cui, have some tea please.
Cui Hanım, Çay lütfen!
Well, I'll have some of that then, please.
O zaman biraz ondan lütfen.
[Charles] Can we have some more hemostats, please?
Anzaklar... buldozerleri bazuka olarak kullanıp dünyaya savaş öğretiyorlar, süngüleri bazuka gibi, kurşunları...
I must have seemed like some sort of monster. Please forgive me, Miss...
Herhalde canavar olduğumu falan düşünmüşsünüzdür.
May I have some more, please?
Biraz daha alabilir miyim?
Please, let's take a break and go up and have some fun.
Lütfen, bir ara verelim ve yukarı çıkıp biraz eğlenelim.
May we have some night, please?
Biraz gece görüntüsü alabilir miyim lütfen.
Can I have some wine, please?
Biraz şarap alabilir miyim, lütfen?
Wort you have some tea, please?
Biraz çay almaz mısınız, lütfen?
Alma, I'll just have some toast and coffee, please.
Alma, sadece biraz tost ve kahve alırım, lütfen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]