Release her translate Turkish
743 parallel translation
Do you want to try and make me release her?
Onu bırakmamı dene, tamam mı?
Release her.
Çözün.
Let's say you release her in exchange for some information.
Onu çikarirsan sana söyleyeceklerim var.
Only I had the power to release her.
Onu azat etmek kendi elimdeydi.
I am your boss, and I ask you to release her.
Ben de sizin amirinizim. Onu serbest bırakın diyorum.
I've never seen anyone so terrified... or so unable to release her fear tensions.
Bu kadar dehşete düşmüş birisini daha önce hiç görmedim veya korku gerilimini serbest bırakmayı olanaksız kılan birisini.
Release her tonight.
Bu akşam taburcu edin.
- She will lead me to him. - Release her.
- Beni ona o götürecek.
- Release her?
Salıverin onu. - Salalım mı?
Release her immediately.
Onu derhal serbest bırakın!
Release her first
önce kızı bırakın
This is an order from ourlord You release ourlady, and we'll release her
Bu bir emirdir hanım kızı bırakın!
You release our lady first before we release her Dad...
önce bizim kızı bırak baba... beni boş ver
He has other plan, if you release her Think he will pardon us?
kız senin elinde zaten onu bırakırsan, sana merhamet etmezler aptallık etme!
Dad, don't release her
baba, sakın bırakma!
Release her!
Bırak onu!
Two hundred and fifty to release her from prison, five hundred for her passage.
Yediyüz hapisten salınması için, elli yolculuk için.
- Please, release her.
Bırak onu.
You will release her.
Onu bırakacaksın!
As promised, I will release her tomorrow at 12 : 00.
Söz verdiğim gibi, yarın saat 12 : 00'de serbest bırakacağım.
Release her.
Çözün onu.
If you want me to release her
Onun bekçisi mi? Eğer onu bırakmamı istiyorsan
Release her or I'll blast your queen.
Bırakın onu yoksa kraliçenizi vururum.
Release her!
Bırakın onu!
When things calm down, we would release her from her vows if she wishes.
Olaylar soğuduktan sonra, isterse... yeminini geri alabilir.
Xiao Yu Erh, release her pressure point
xiao yu erh, Bayana yardım et!
How much do you want to release Concha from her contract?
Concha'nın sözleşmesini iptal etmek için ne kadar istiyorsun?
I said, how much do you want to release Concha from her contract?
"Concha'nın sözleşmesini iptal etmek için ne kadar istiyorsun?" dedim.
I know my fiancée is indebted to you and even to France and if you can see your way to help us to release mademoiselle from her obligation, it'll be swell.
Nişanlımın size ve hatta Fransa'ya müteşekkir olduğunu biliyorum onun için bize yardım etmenin bir yolunu bulursanız ve sorumluluğundan kurtarırsanız çok iyi olurdu.
This evidence having been presented before me on this, the 10th day of April I hereby declare that Teresa Guadalupe Maria Delgado was brought to her death by violence resulting from the release of a wild animal.
Bana 10 Nisan gününden önce sunulan kanıtlara bakarak Teresa Guadalupe Maria Delgado'nun ölümü vahşi bir hayvanın salınması sonucu onun şiddetli saldırısı ile gelmiştir.
Secret plans had been made for Lady Agatha to celebrate her latest release from Holloway by a shower of leaflets over Whitehall and the West End.
Lady Agatha'nın Holloway'den son salıverilişini... kutlamak amacıyla Whitehall ve West End üzerinde bildiri yağdırılması için gizli planlar yapılmıştı..
" We, this tribunal, release Orpheus'death and her aides on bail.
"Biz, bu mahkeme,..." "... Orpheus'un Ölümü'nü ve onun yardımcılarını... "
Release the princess and take her back to her people.
Prensesi serbest bırak ve halkına geri götür.
The Roman pleaded, ranted, threatened, did all he could to make me release him.
Romalı yalvardı, sızlandı, tehdit etti, onu bırakmam için her şeyi yaptı.
If Mother withdraws her petition, the court will release the money.
Annem dilekçeyi geri çekerse, mahkeme paranın blokesini kaldırır.
After all, I brought her a happy release with one bullet.
Ne de olsa tek kurşunla onu rahata erdirdim.
She was destroyed in the end by dreadful memories : A recollection of horrors that did not dim as the years went on, but instead grew monstrously, and left her mind shocked and unsteady so that death, when it came, was a blessed release.
Korkunç hatıraların esiri olarak ölüp gitti yıllar geçtikçe küllenmektense giderek büyüyen korkunç anılar ve aklı o kadar kötü durumdaydı ki..... ölümün gelmesi onun için ilahi bir özgürlük oldu.
Tonight, her soul cries out for release.
Ruhu... serbest kalmak... istiyor.
leave me alone Don't release this hypocrite's daughter How dare you, give her a good strike
Sakın onları dinleme ne cüretle, kırbaçlayın hadi..
I did everything I could to release them or let them escape.
Onları serbest bırakmak ya da kaçmalarını sağlamak için her şeyi yaptım.
When that flag is unfurled, they'll strike back with a vengeance, and commit every possible atrocity to release their pent-up resentment.
O bayraklar yeterince güçlenince intikam arzusuyla saldıracaklar ve bastırdıkları öfkeyi ortaya çıkartmak için her türlü zulme başvuracaklar.
I understand, as usual, you made another slip up and you will release me again tomorrow.
Sanırım her zamanki gibi kıvırıyorsun Ve beni yine serbest bırakacaksın yarın.
Thief, all right... He got good conduct and got an early release.
Her şeyi düşünen hırsız iyi halden erken serbest bırakıldı.
Tonight, I want you to go see your Aunt Dori and tell her you don't care about working here, you're quitting, and tomorrow, you release that statement to the press.
Bu gece teyzene gideceksin, ona artık burada çalışmak istemediğini, istifa edeceğini söyleyeceksin... Ve yarın da basına bir açıklama yollayacaksın...
The thing is, we can release it now, and it covers us for any eventuality.
Mesele şu ki ; hemen salıverebiliriz ve bizi her türlü sonuçtan korur.
- They gave her a release, you know. They gave -
- Onu taburcu ettiler, biliyorsun.
After her release from the drug rehabilitation centre... she'll be totally different
Bağımlılıktan kurtulduğu zaman.... tamamen farklı biri olcaktır
Tell them to release me and I'll do everything myself.
Onlara beni bırakmalarını söyleyin, her şeyi kendim yapacağım.
I came here for you to release her.
Çöz onu!
As a matter of form, his mother was asked to confirm her decision to release Erwin for adoption.
Formalite gereği, annesi, Erwin'i evlatlık vermek istediğini teyit etmeliydi.
Her minute, worm-like young, smaller than a grain of rice, will emerge from it immediately after the release of birth fluids, and within three seconds squirm across to the pouch a few millimetres in front.
Küçük, solucana benzeyen yavruları bir pirinç tanesinden küçük olarak doğum sıvısı bırakılır bırakılmaz doğum kanalından dışarı çıkacak ve üç saniye içerisinde birkaç milimetre ilerideki keseye doğru kıvrılacak.
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313