Right hand translate Turkish
4,595 parallel translation
It was the right hand of the Lord.
Tanrı'nın sağ eliydi.
No, some people hold'em in their left hand, some people hold'em in their right hand.
Hayır, bazı insanlar sol elleriyle tutarlar, bazıları da sağ elle tutarlar.
Corporation keeps you busy, now that he's made you the official right hand.
Şirket seni meşgul tutuyor tabii şimdi bir de resmen sağ kol oldun ya.
Please raise your right hand.
Lütfen sağ elinizi kaldırın.
But you drew me with your right hand.
Ancak beni sağ elinle çizdin.
Just tell your left hand to do what your right hand usually does.
Sadece bırak sol elin sağ elinin her zaman yaptığını yapsın.
I gathered that he was Grigori's right hand for certain... jobs.
Öğrendim ki bu adam ; bazı işler için Grigori'nin sağ koluydu.
Jjanggu is Eun-gi's right hand.
Jjanggu, Eun-gi'nin sağ koludur.
he signed with his right hand.
- Sağ eliyle imzaladı.
This is not how the right hand of the President behaves.
Başkan'ın sağ kolunun davranması gerektiği gibi davranmıyorsun.
Now reach across your body with your right hand and remove your tactical belt.
Şimdi sağ elinle belindeki kemeri çıkar.
I'm the kind of guy who'd like to let the left hand know what the right hand did.
Ben, sağ elin verdiğini sol el görsün diyenlerdenim.
If you'd like to take Laura's right hand with your right hand, and place it on Paul's left hand.
Dilerseniz sağ elinizle Laura'nın sağ elini, Paul'un sol eline koyun.
Laura and Paul, will you please face each other, and Laura, please take Paul's right hand in yours and repeat after me.
Laura ve Paul, lütfen birbirinize dönün ve Laura lütfen Paul'un sağ elini tutup benden sonra tekrarla.
Please take Laura's right hand in yours.
Lütfen Laura'nın sağ elini tut.
You're cutting off my right hand!
Sağ kolumu kesiyorsun!
His mother doesn't recognize him... and things with Soo Yeon isn't going the way he wants it to. And now his right hand man is stuck in here.
Annesi onu tanımıyor Soo Yeon'ı kaybetti sağ kolu da burada tıkılıp kaldı.
Use your right hand.
- Sağ elini kullan.
That's the first time in 39 rounds that Juan Marquez has been able to put Manny Pacquiao down, and he did it with his signature right hand, over to Dutch.
39 raunttan beri ilk k ez Juan Manuel Marquez, Manny Pacquiao'yu yere yapıştırdı ve klasik sağ yumruğu ile başardı bunu.
Marquezjust keeps back and tries to lure back to nail Pacquiao with the right hand.
Ayağını topladı ve Pacquiao'ya sağ yumruğunu geçirmek için gerilemeye başladı.
And another, big right hand upstairs.
Ve sağdan büyük bir aparkat daha.
"To beat Morales, he'll have to use his lead hand, his right hand, more and better."
Morales'i yenmek için esas elini, sağ elini daha çok ve daha iyi kullanması lazım. "
To get us started off on the right foot, I'd like you to put together a list of everyone you knew in Portland who you think might have had a hand in my cousin's untimely death.
Düzgün bir başlangıç yapmak adına kuzenimin vakitsiz ölümünde parmağı olabileceğini düşündüğün Portland'dan tanıdığın herkesin listesini oluşturmanı istiyorum.
You're right, I don't, but as a therapist, I know that when a bitch is gone, it's a good time to breathe and hand over your bag of guns.
Haklısın bilmiyorum ama bir terapist olarak bir kaltak gittiğinde nefes alıp, silahlarını vermen gerektiğini biliyorum.
But right now, we've got more pressing matters at hand.
Ama şu anda elimizde daha acil sorunlar var.
What sort of message does it send to the investment committee, to the city, if we hand Queen Consolidated right back to your mother?
Queen Consolidated'i hemen annene teslim edersek yatırımcılara, şehre nasıl bir mesaj vermiş oluruz?
Using your right hand now?
Sağ elini mi kullanıyorsun?
All right, I came up here for a photo shoot and it just got way, way out of hand!
Buraya sadece fotoğraf çekimi için geldim ve işler kontrolden çıktı.
Then... are we on a date right now since we are walking hand in hand like this?
O halde şu an böyle ele ele tutuşmuş flört mü ediyoruz?
And, um, she had an M249 in each hand. Right.
Ve iki elinde de M249 varmış.
I did what Chief Lisbon suggested and ran the left-hand fingerprints for the right, and it worked.
Ben ne yaptım Lizbon Şefi önerilen ve koştu sol parmak izleri, hakkı için ve işe yaradı.
Last night, right before she died, she took my hand, looked into my eyes and said, "You're next."
Dün gece, tam ölmeden önce elimi tuttu gözlerimin içine baktı ve "sıra sende" dedi.
I just came down here for a minute to celebrate with my team, but I was gonna come right back up to you, and then I caught the ball with my weak hand.
Takımımla beraber kutlamaya geldim, ve bir dakika içinde geri yukarı çıkacaktım ama, daha sonra topu zayıf elimle yakaladım.
Right, give me your hand.
Tamam, elini ver.
I had it right here in my hand.
Buraya koymuştum.
Whoever strangled Amanda Watters was significantly weaker in her left hand than right.
Amanda Watters'a kim boğduysa sol eli, sağ elinden önemli ölçüde daha zayıf.
my brain signals were also sent out to the robot hand to open and close that. As long as the implant is in the right place in the brain, there's all sorts of different ways and things you can be thinking about that could operate technology, that could switch on devices,
İmplant beynin doğru noktasına yerleştirildiğinde,... teknolojiyi yöneltecek pek çok farklı yol vardır,... aletleri açıp kapatabilir,... istediğinizi yapabilirsiniz,... beyniniz yoluyla bir aracı yönetirsiniz.
Right. So when I say "hand grenade", you hear "hand legend"?
- Yani "el bombası" dediğimde "el efsanesi" duyuyorsun değil mi?
I'm gonna be his right-hand man on this one.
Sonuç Ben, bu olayda onun sağ kolu olacağım.
Our CEO's right-hand man assaulted him.
Başkan'ın sağ kolu patronlarına saldırmış.
His right-hand man?
- Başkan'ın sağ kolu mu?
His right-hand man was released from prison after killing my friend.
Han Tae Sang'ın sağ kolu bir katil ve hapisten salıverildi.
Boss's right-hand man.
Başkan Han'ın sağ kolu.
The president's right-hand man.
Başkan Han'ın eski arkadaşı...
To the reunion of Tae-sang's right and left-hand men! Chang-hee, say something.
Han Tae Sang'ın sağ ve sol kolunun bir arada olmasını şerefine.
He's my right-hand man.
Kendisi sağ kolum olur.
Right now, we want to work hand in hand with the park service.
Şu anda park servisiyle el ele çalışmak niyetindeyiz.
You, on the other hand, hated me right off the bat, but now I think you despise me.
Sen gecikmeksizin benden nefret etmiştin ama bence şimdi beni küçümsüyorsun.
The right-hand wardrobe nearest the bathroom.
En sağdaki dolab. Banyoya yakın taraftaki.
On the top, right-hand side of the camera is a power button.
- Evet. Kameranın üstünde sağ tarfta açma kapama düğmesi var.
This is Charlie Figueroa, this is my right-hand man.
Bu da Charlie Figueroa, sağ kolum.
handsome 790
hand 531
handle 38
hands 577
handy 35
handed 1098
handcuffs 78
handyman 20
handled 28
handles 20
hand 531
handle 38
hands 577
handy 35
handed 1098
handcuffs 78
handyman 20
handled 28
handles 20
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140
hand it over 300
hands above your head 53
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140
hand it over 300
hands above your head 53