See what he knows translate Turkish
138 parallel translation
Let's go down to Gramps Johnson's store and see what he knows.
Gramps Johnson'un dükkanına gidelim, bakalım o ne biliyor.
Call Swan's attorney and see what he knows about Rook.
Swan'ın avukatını ara, Rook hakkında bilgi al.
See what he knows about this Batman.
Batman hakkında neler biliyor, öğrenmeye çalış.
You want me to look into this amnesia question and see what he knows?
Sende bu hafıza kaybı olayını incelememi istiyorsun?
You'll go in there and you'll see what he knows.
Oraya git ve biz de böylece onun ne bildiğini öğrenelim.
- See what he knows if he's involved.
Bakalım bu konuyla ilgili mi ve neler biliyor.
All right, look, I just wanna find this Sam guy, see what he knows about the demon, vanquish it and get on with our lives.
Pekâlâ bak. Ben sadece bu Sam denen adamı bulmak istiyorum. İblis hakkında ne bildiğini öğrenip, yok edelim ve hayatımıza devam edelim.
See what he knows.
Bildiklerini öğren.
So you guys work on the Book of Shadows together and I will call Morris and see what he knows.
O yüzden siz gölgeler kitabına bakadurun ben de ne biliyor diye Morris'i arayacağım.
- We're just trying to see what he knows.
Onu suçlamıyoruz. Sadece ne bildiğini öğrenmeye çalışıyoruz.
Let's head to The Faux Ghost find Wickles, and see what he knows.
Haydi Sahte Hayalet'e gidelim Wickles'ı bulup neler bildiğine bakalım.
Sydney, when we find the Count, you'll approach him and see what he knows.
Sydney, Kont'u bulunca ona yaklaşıp ne bildiğini öğreneceksin.
See what he knows.
Bakalım ne biliyor.
I'm gonna go talk to him, see what he knows, and, uh...
Ben bildiğini görmek, onunla konuşacağım değilim,
Let's go find this asshole and see what he knows.
Şimdi o pisliği bulup, ne bildiğine bakalım.
Pick him up. See what he knows.
Onları içeri alın, bakalım ne biliyorlar.
See what he knows.
Bakalım neler biliyormuş.
I want to talk to this guy and see what he knows.
Şu adamla konuşmak istiyorum, bakalım ne biliyor.
- So let's see what he knows.
- Ne bildiğini görelim.
Emma, see what he knows.
Emma, bak bakalım neler biliyor.
See if he knows what's happened to my missus.
Sor bakalım karıma ne olduğunu biliyor mu?
You see the only way we could do is to find out exactly what he knows.
Yangın merdivenine çıkmış olabilir. Onu orada birçok kere görmüştüm.
Mr Lowry had better see me, if he knows what's good for him.
Bay Lowry kendini düşünüyorsa benimle görüşmeli.
You see, he knows what I did to Tony.
Tony'ye ne yaptığımı biliyor.
God knows what you see in John... and he's betrayed you too.
Senin John'da ne bulduğunu Tanrı bilir. O da sana ihanet etti.
You see, he knows what's good for him.
Gördünüz mü, kendisi için neyin iyi olduğunu biliyor.
I'll be at Julie Grendel's to see if he knows what a whore thief his ex-piece-of-shit wife is.
Julie Grendel'ın yanında olurum, bakalım o hırsızın eski ahlaksız karısı olduğunun farkında mı.
I can see you're a man who knows what he's doing.
Görüyorum ki ne yaptığını bilen bir adamsın.
We don't see what we don't want to see, but I don't think he knows.
Biz görmek istemediğimizi görmüyoruz, ama onun bildiğini sanmıyorum.
At least he knows what he wants to do and he's in a good college. I'd like to see you have a little bit of direction.
Ne yapmak istediğini biliyor ve iyi bir üniversiteye gidiyor. Keşke bir hedefin olsaydı.
He's gonna wanna find me. Maybe see Adele, see what she knows.
Belki de Adele'ye uğrar.
Listen I say what you see you believe... and I see Signor Andre living in Ca del Mosto sitting on his ass... together with a lady who acts as his governess, but is his lover, as everybody knows and a young lass,... who he treats like a daughter,
Dinle, sen söylenenlere inanıyorsun Sinyor Andre bütün gün evinde oturuyor ve hiçbir şey yapmıyor. Arada bir sevgilileri geliyor ve onlarla ne yaptığını kimse bilmiyor kıza gelince onun adamla hiçbir ilgisi yok çünkü annesinin soyadını taşıyor hayatım.
I can clean it up, but you need to see someone who knows what he's doing.
Enfeksiyonu temizleyeceğim ama bir doktora görünsen iyi olur.
I'm not trying to put you back on the right track or annoy you. As far as I can see, you're a guy who knows what he's doing.
Size doğru yolu göstermek ya da canınızı sıkmak için çalışmıyorum gördüğüm kadarı ile ne yaptığını bilen bir insansınız.
Look, you should find Cole, tell him what happened, and see if he knows anything about this shadow thing, okay?
Cole'u bulup ona olanları anlat bak bakalım bu gölge hakkında bir şeyler biliyor mu?
Every night before I turned out the light I used to look under the bed to see if he was there to capture me and carry me off to God knows what galaxy on the other side of the universe.
Her gece ışığı kapatıp yatmadan önce yatağın altına bakar acaba beni evrende kimsenin bilmediği bir galaksiye kaçırmaya geldi mi diye kontrol ederdim.
Look, maybe I can go see Allah, figure out what he really knows.
Bak, belki gidip Allah'ı görebilirim, neyi bildiğini öğrenebilirim.
Take down everything he knows about Derevko and we'll see and decide about what goes on after that.
Derevko hakkında bildiği her şeyi yaz. Ondan sonra bakar ve karar veririz.
Let alone respect someone, he hardly knows what respect means See?
Başkalarına karşı saygılı olsun, ancak o zaman saygının ne demek olduğunu anlar.
See, he's somebody who knows exactly what she wants, and he's just gonna be here long enough to straighten her out.
Bak, o bilen birisi olduğunu tam olarak ne istediğini, ve o sadece burada onu düzeltmek için yeterince uzun olacak.
See, what I love about God... is that when he asks a question... he already knows the answer.
Bak, Tanrı'nın sevdiğim yönü o bir soru sorduğunda zaten cevabı biliyordur.
Give a carrot to a donkey, you'll see if he knows what to do with it.
Sana hayatımı verseydim onunla ne yapacağını bilir miydin? Eşeğe havuç vermel, görüceksin o ne yapacağını biliyorsa...
He never gets to see what he's paid for, never knows he's been had.
Ödeme yaptığı şeyi asla görmez. Aldatıldığını asla bilmez.
Your father knows what happened, he wants to see you.
Baban olanları biliyor. Seni görmek istiyor.
The only reason I wanted to talk to him was to see what he knew, and he knows a lot.
Onunla konuşmamın tek sebebi ne bildiğini öğrenmekti, ve o çok şey biliyor.
See if Callister contacted him and what he knows about the virus.
Callister onunla temas kurmuş mu, bak. Ve virüs hakkında ne biliyormuş öğren.
The governor asked us to come by and see if we could be of any help during what he knows must be a very difficult time for you.
Vali, bizden uğrayıp bu zor zamanınızda. ... herhangi bir yardıma ihtiyacınız varsa. ... diye bakmamızı rica etti.
See Vitamin J, he acts like a huge dumbass, but he really knows what he's doing.
Vitamin J'i gördün mü, tam bir aptal gibi davranıyor, ama ne yaptığını biliyor.
See, Frank knows. He knows what he wants.
Frank ne istediğini biliyor.
He's got professional wrestling on TV, he knows what's good, see?
Televizyonunda profesyonel güreş var, nein iyi olduğunu bliyor, bak?
Well, I'm gonna track him down, see if I can't figure out what he knows about the shooting.
Onu bulup neler bildiğini öğreneceğim.
see what happens 165
see what i did there 45
see what they know 17
see what i mean 250
see what 279
see what you've done 31
see what you think 16
see what i can find 21
see what we can find 16
see what you can find out 42
see what i did there 45
see what they know 17
see what i mean 250
see what 279
see what you've done 31
see what you think 16
see what i can find 21
see what we can find 16
see what you can find out 42
see what you did 32
see what he says 18
see what you can find 52
see what i can do 35
see what you can do 48
see what i'm saying 47
see what's going on 30
see what i'm talking about 16
see what i can find out 28
see what he does 16
see what he says 18
see what you can find 52
see what i can do 35
see what you can do 48
see what i'm saying 47
see what's going on 30
see what i'm talking about 16
see what i can find out 28
see what he does 16