So could i translate Turkish
14,899 parallel translation
God, if only you weren't so far away. I wish I could just somehow magically appear there and meet you in person.
Buradan yanına bir şekilde ışınlanıp seninle yüz yüze tanışmayı dilerdim.
The votes have been tabulated, so if you could all look up from your phones for a minute, I'll tell you who won. ( rapid clicking )
Oylarınız tablo hâline getirildi yani bir dakikalığına kafalarınızı telefonlarınızdan kaldırabilirseniz size kimin kazandığını söyleyeceğim.
Yeah, but I mean, technically, I'm just day playing, so I could get time off.
Öyle, fakat teknik olarak, plan yapabilirim, izin de alabilirim.
I could say that would be right right now, so what would you...
Şu an doğru olduğunu söyleyebilirim, başka ne yapayım..
I am so delighted you could squeeze us in.
Bizi listeye dahil edebilmenize çok sevindim.
So I ran down the hallway as fast as I could to this window that opened up across the city.
Tüm gücümle koridor boyu şehre açılan o pencereye doğru koştum.
I just thought we could get him, So i did what i always do, rush in.
Bir an onu yakalayabiliriz sandım, hep yaptığımı yapıp acele ettim.
I remember thinking, "I never thought I could be so in love."
I i aşık olabileceğini hiç düşünmemiştim, düşündüğümü hatırlıyorum.
I should have told him before, so I could have controlled the message.
Daha önce anlatsaydım, nasıl söyleyeceğime karar verebilirdim.
I brought a Varni so we could be married in accordance with our custom.
Geleneklerimize uygun olarak evlenebilelim diye yanımda bir Varni getirdim.
So I could do with some help.
Yardımcı olabilirim.
I'm so glad you could make it.
- Geldiğinize çok sevindim.
Well, I could say it's not your company, so what do you care, except you have a long-term contract.
Söyleyebileceğim o senin şirketin değil, uzun vadeli bir sözleşme yapman dışında neyi umursuyorsun?
I don't have any insurance, so I thought maybe you could marry me.
Benimle evlenirsin diye düşündüm.
You know, I wish everyone in hospitality could be so hospitable.
Keşke Konaklama sektöründeki herkes konuksever olsa.
I so wish that I could have been thunderstruck, as you were, one May afternoon, in the heart of the Church.
Keşke ben de sizin gibi bir mayıs öğleden sonrası... kilisenin ortasında duysaydım çağrıyı.
I should have done it before, but the Holy Father kept me in Rome so I could begin work on my new responsibilities.
Daha önce yapmam gerekirdi. Ama Kutsal Babamız, yeni sorumluluklarım üzerinde çalışmaya başlamam için beni Roma'da tuttu.
Lash saved me so I could end this.
Lash beni kurtardı yani bunu bitirebilirim.
I could have handled the truth. It couldn't have been so easy for Raymond, either, having to give up being the ATOM.
Atom olmayı bırakmak Raymond için de hiç kolay olmazdı.
I could have said so many things...
Ne diyebilirdim ki ben...
So I provided what I could.
Ben de elimden geleni yaptım tabi.
So, I was thinking maybe I could take Jill and...
Jill'i alıp...
So, I guess you could say it's been a bit of a rough week.
Yani, zor bir hafta oldu diyebiliriz sanırım.
Davina's death did help defeat Lucien, so I suppose you could say the little witch did finally prove herself to be of some minute worth.
Davina'nın ölümü Lucien'ı yenmemize yardım etti. Yani küçük cadı sonunda.. .. kısa süreliğine de olsa..
Now, since I have been so kind as to answer all your questions and you are by no means capable of stopping me, could you be so kind as to please go on your way?
Şimdi, tüm sorularına kibarca cevap.. .. verdiğime göre ve senin de beni.. .. durdurma gücün olmadığına göre..
So if you'll give me Tristan's location, at least I could make your death quick.
Yani bana Tristan'ın yerini söylersen.. .. ölümün hızlıca olur.
If only we could have success at least once, I wouldn't have changed so easily.
Bir kerecik olsun galibiyeti tadabilseydik vazgeçmek de bu kadar kolay olmazdı.
I sent the girl home early so we could talk.
Rahat konuşabilelim diye kızı evine erken yolladım.
I married him so that I could help him get his green card, and he paid for my college.
Yeşil kartına yardımcı olmak için onunla evlendim ve o da benim kolej paramı ödedi.
You got me lying to your mom, and now I got to deal with the cops, just so you could hang out with the rich kids?
Annene yalan söylememi sağladın. Zengin çocuklarla takılman için şimdi polislerle uğraşmam mı gerekiyor?
I was giving you the space to deal with your anger so you could process it and then... get past it.
Öfkenle başa çıkman için sana zaman tanıyordum. Böylece bununla yüzleşip üstesinden gelebilecektin.
So I could have Simon back?
- Simon iyileşecek mi yani?
You know, I didn't tell you so you could flip out about your vegetables.
Biliyor musun, bu olayı sana sebzelerin hakkında şikayet edesin diye söylemedim.
Instead of waiting for him to find me and kill me so that I could love my Hannibal in the next life, I tried to find love in this one.
Sıradaki hayatımda Hannibal'ı bulayım diye beni bulup öldürmesini beklemektense bu hayatımda aşkı bulmaya çalıştım.
I committed it to memory, so I could fight it one day.
Ezberledim, ki bir gün onunla savaşabileyim.
Look, I might generally be considered out of my skull, so this might not mean much, but this could be the craziest, most batshit thing I've ever heard in my life.
Bak, genel olarak kafamın dışında varsayılabilirim yani bunun pek bir anlamı olmayabilir ama bu hayatımda duyduğum en saçma, en kaçıkça şey olabilir.
So you sent Jax on a suicide mission so that you could stay alive to save your family?
Aileni kurtarmak adına hayatta kalabilmen için Jax'i intihar görevine yolladın yani.
So... maybe if you help me, I could help you.
Şimdi, bana yardım edersen belki ben de sana yardım ederim...
So, whoever followed him could have done what I did.
Yani onu kim takip ettiyse benim yaptığımı yapmış olabilir.
Yeah, I came back home so I could tell him that I was clean.
Ona uyuşturucuyu bıraktığımı söylemek için eve döndüm.
So I could use a drink.
- Biraz içsem fena olmaz aslında.
Which is why I brought us here, so that we could come up with a plan.
O yüzden buraya geldik. Belki bir plan yapabiliriz.
I took surveillance shots, so you could help me find a way inside.
Kameraların görüntüsünü aldım ki içeri girmenin bir yolunu bulabilesin.
But the last guy I know sent to the can for manslaughter got all his teeth knocked out so they could fuck him in the mouth without scraping.
Ama kasıtsız adam öldürmeden içeri yolladığım son adamın ağzına daha kolay verebilsinler diye dişleri sökülmüştü.
You really think me so depraved I could deal drugs to my own community behind the cross of Christ?
- Sahiden de kendi cemaatime İsa'nın haçı ardında, uyuşturucu satabilecek kadar ahlaksız olduğumu mu düşünüyorsunuz?
Look, y'all, I ain't about that life no more, okay? Cooper said they could find no reason to bust Emile, so what we do after this, I don't know.
- Cooper, Emile'i tutuklamak için hiçbir sebep bulamadıklarını söyledi, yani bundan sonra ne yaparız...
So the dirtbag could attend his girlfriend's funeral? - Well, reverend Price is getting ready to drive off in his own car, ma'am. - I don't know.
Pislik, kız arkadaşının cenazesine katılabilsin diyedir belki, bilmiyorum.
I was so excited about those casings, I could actually feel that gun in my hands.
Kovanlar beni çok heyecanlandırmıştı o silahı gerçekten ellerimde hissedebiliyordum.
I thought I better dress up as much as I could so I could be seen with her in public. - Flynn.
Flynn.
Mom, I did not spend the last 48 hours de-Ben-ing myself so you could Wheeler me back in.
Anne, son 48 saattir içimdeki Ben'den kurtulmaya çalışıyorum sen gelmiş Wheeler'ı yeniden bana hatırlatıyorsun.
But I made her swear to secrecy, so that I could surprise you.
Anneni söylememesi için yemin ettirdim ki sürpriz yapayım sana diye.
so could you 21
could i ask you something 32
could i have a glass of water 17
could i ask you a question 18
could i 329
could it be 107
could i talk to you 20
could i just 20
could it 82
could i speak to you 16
could i ask you something 32
could i have a glass of water 17
could i ask you a question 18
could i 329
could it be 107
could i talk to you 20
could i just 20
could it 82
could i speak to you 16
could i have a word with you 33
could i have your attention 27
could i talk to you for a second 33
could i have a word 57
could i talk to you for a minute 21
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
could i have your attention 27
could i talk to you for a second 33
could i have a word 57
could i talk to you for a minute 21
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
i love my sister 16
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
it is 11007
it's not fair 795
ivan 848
in fact 10253
i'm too old for this shit 16
irma 94
imbecile 102
iris 595
india 252
internet 115
it's not fair 795
ivan 848
in fact 10253
i'm too old for this shit 16
irma 94
imbecile 102
iris 595
india 252
internet 115