So then translate Turkish
26,160 parallel translation
But you're not starving now, so then... why am I still standing here talking to you?
- Şu an acıkmıyorsun. O zaman neden hâlâ buradayım ve seninle konuşuyorum?
So then the farm's not wrecked?
Yani bizim çiftlik sağlam kalmış olabilir.
So then I had to nude hoverboard over to a nearby church and I fetched these out of the donation bins.
Sonra çıplak hâlde hoverboard'la yakındaki kiliseye gittim. Ve bağış bölmesinden bu giysileri aldım.
So then you went to Cutter?
Sen de Cutter'a mı gittin?
So then I read your whole file.
Bu yüzden ben de, tüm dosyanı okudum.
So then we look around.
O zaman etrafa bakmalıyız.
I saw that she'd worked out in Düsseldorf, so then it all made sense.
Düsseldorf'ta çalıştığını öğrendim, o andan sonra anlamlı gelmeye başladı.
So, is that how you Law see the rest of us then?
Yani, Law'da geri kalanımızı da böyle görüyorsunuz.
Well, if that's what the, uh, island has decided, then so be it.
Adalılar böyle karar verdiyse öyle olsun.
So, if Daxamites are as bad as you just apparently said they were, then it's no wonder this guy is trying to kill the President, right?
Eğer Daxamlılar anlattığın kadar kötüyse bu adamın Başkan'ı öldürmek istemesi pek de garip değil, haksız mıyım?
So when it erupts, then several megatons of energy will be released.
Böylece patladığında birkaç megaton enerji açığa çıkacak.
So, then I thought... maybe it was me. No.
Sonra sebebin kendim olabileceğini düşündüm.
- Yeah, but then who was arguing with Dana and it made her figure out where Mom was, so technically I saved you.
Ama Dana'yla kavga edip annemin yerini bulmasını sağlayan benim... - Yani teknik olarak seni ben kurtardım.
So, I'm standing on this stepstool and all of a sudden it gives way and I fall to the ground, and then the solid oak bookcase starts coming towards me, and it's gonna fall on me
Bu taburenin üstündeydim. Bir anda kayıp yere düştüm. Koca meşe kitaplık üzerime geliyordu.
So why don't you go read your manual and find the chapter on conniving cunts that don't give a fuck about you or your feelings and then get back to me with some real tactics?
O zaman, neden gidip el kitabına bakıp da ne hissettiğin ile ilgili hiçbir şeyin umurlarında olmadığı işbirlikçi amcıkların bölümünü bulup sonra da daha gerçek taktiklerle bana gelmiyorsun?
So you're a vegetarian, then?
- Vejetaryensin, ne fark eder ki?
And they call him Dr. Chance. So we ´ re not responsible for our own actions, then?
Yani o zaman, yaptıklarımızdan sorumlu değil miyiz?
A solid ball in three-dimensional space can be split up into a finite amount of non-overlapping pieces, which can then be put back together so as to yield two identical copies of the same sphere.
Üç boyutlu bir yerde katı bir top sınırsız defa bölünebilir ve parçalar üst üste gelmez sonra da yeniden birleştirilip aynı türden tıpatıp bir kopya daha yapılabilir.
So we all agree, then.
Hepimiz aynı karardayız öyleyse.
So, drink up, Hanky, and then we'll get to the panky.
İçmen bitsin de oynaşmaya geçelim.
So I thought that if I powered it up again, then it would... It would come out of you and go all the way back up, right?
Yani düşündüm ki eğer tekrar açarsam tekrardan ortaya çıkıp o yolu geri gelirdi değil mi?
So do you think what happened in Seattle happened here, then?
Yani Seattle'da olan şeyin burada da olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Something else, then, but we are out of time, and most certainly, we're all going to die, so...
Başka bir şey o zaman ama zamanımız yok ve kesin surette hepimiz öleceğiz...
So we're, like... married, then?
Yani biz evlenmiş gibi mi olduk?
All right, so if there's a cause then it's not random, then there's a purpose, and then life has meaning, and then there's...
Tamam, eğer bir nedeni varsa bu rastgele bir şey değildir..... o zaman bir amacı vardır ve o zaman yaşamın anlamı vardır ve o zaman...
And then the engine wouldn't start for us, so...
Sonra da motor çalışmadı.
So at first, he was my meditation teacher, but then we just wound up having a lot of sex.
İlk başta meditasyon öğretmenimdi ama sonra sürekli sevişmeye başladık.
So wave and then his name.
Yani dalga ve sonra onun soyadı.
So there's the tenderness and then there's the tension.
Bir tarafta duygusallık diğer tarafta gerilim var.
So I guess I'll see you later, then.
O zaman sanırım sonra görüşürüz.
My dad used to say people don't set out to be monsters. They... start by getting a little taste for it, and then they like it so they taste some more. And then, before you know it...
İnsanlar canavar olmak için ayarlanmamışlardır kendileri biraz tadarak başlarlar ve sonra hoşlanırlar sonra biraz daha fazla tadarlar.
So it's like "Happy Toes," but then it's like "Sad Toes."
Yani başta "Şen Ayaklar" iken "Üzgün Ayaklar" oluverir birden.
So until then...
Yani o zamana kadar...
Then I saw you, so I followed you here.
Dışarıda sizi görünce peşinizden geldim.
If you're so right about everything, Bobby boy, then how come you've been single for the last 12 years, huh?
Eğer söylediklerinde haklıysan Bobby oğlum, nasıl oluyor da son 12 senedir yalnızsın?
Okay, I was to get a key, to get a copy cut and then return it, so that someone could get into the flat.
Bir anahtar alacaktım ve çoğaltıp geri verecektim böylece daireye girebileceklerdi!
She cut his throat and then framed me so that her own son could take the throne.
Boğazını o kesti, sonra da kendi oğlu tahta geçebilsin diye bana iftira attı.
So he drugs the drink, and then you pass out for about four hours, then you wake up and you're like, "What the fuck happened?"
İçkiye ilaç koyuyor, dört saat kadar baygın kalıyorsunuz sonra uyanıp "Ne oldu lan?" diyorsunuz.
They were so happy because the French have extremely strict gun laws, and then people went and shot everyone.
Çok mutluydular, çünkü Fransızların çok katı silah kanunları var ve biri çıkıp herkesi vurdu.
And then, the guys, they could see the tests as they go in, so it was safer for the men.
Erkekler girdiklerinde test sonuçlarını görebiliyorlardı. Yani çok daha güvenli oldu.
But then I get so depressed because I have so much credit card debt that the only thing that makes me feel better is more shopping.
Sonra bir sürü kredi kartı borcum olunca yine canım sıkılıyor ve moralimi düzelten tek şey alışveriş yapmak oluyor.
You think the world is so solid, and then it melts.
Dünyanın çok katı olduğunu sanıyorsun sonra eriyip gidiyor.
So, I told Jimmy his dad died, like you told me to, and he said that he feels nothing, and then he stole a beej, which is a pretty good heckle, actually.
- Senin istediğin gibi Jimmy'ye babasının öldüğünü söyledim, o da bana hiçbir şey hissetmediğini söyledi, sonra benden bir sakso kopardı ki düşününce güzel şakaydı valla.
So you created her to monitor your behavior, but then you deleted the results?
Kendi davranışlarını gözlemesi için yarattın ama sonra sonuçları sildin mi?
So the physical challenges of getting to Mars is gonna be fun, right, you've been in a zero gravity environment for some eight months which is like being in bed for eight months, and then you reach the surface of Mars.
Mars'a ulaşmanın fiziksel zorlukları eğlenceli olacak. Sekiz ay boyunca sıfır yer çekimi olan bir ortamda oluyorsunuz. Bu sekiz ay yataktaymış gibi sonra da Mars'ın yüzeyine ulaşıyorsunuz.
They sealed the crew in the chamber and isolated them so you couldn't have social contact, and then they held the crew to not only the time delays, but to a full simulated mission to Mars so there was a
Ekibi odaya kapattılar ve sosyal temas kurulamayacak şekilde soyutladılar. Sonra da ekibi sadece zaman gecikmelerine değil tam bir Mars görevi simülasyonuna tabi tuttular.
This is the launch tower, so this is where the astronauts would go up, and then there would be a big arm that would swing over to the spacecraft, and then they'd walk down the gangway,
Burası fırlatma kulesi. Astronotlar buraya çıkar. Sonra uzay aracına uzanan büyük bir kol olur.
Then I outrank you, so... step aside.
Rütbece senden yükseğim, yani kenara çekil.
Then his movie was shorter, he forgot that I was with him, so he left without me.
Kendi izlediği film daha kısaydı ve birlikte geldiğimizi unutmuştu, o yüzden beni almadan çekti gitti.
But I gave you seven days to find that witness, and then you went behind my back, so you better have a good reason why you're in here asking to reopen this case.
Size tanığı bulmanız için yedi gün verdim ama siz arkamdan iş çevirdiniz. O yüzden davayı yeniden açmak için iyi bir sebebiniz olmalı.
- No. No, on my first night here, Mr. Gallo bribed a guard so that he could get into my cell, and then he pretended to be my roommate.
Hayır, buraya geldiğim ilk gece Bay Gallo bir gardiyana rüşvet vererek hücreme girdi ve oda arkadaşım gibi davrandı.
so then what happened 27
so then what 25
then 34485
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then prove it 86
then what 1564
then i'm leaving 17
then you're wrong 16
so then what 25
then 34485
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then prove it 86
then what 1564
then i'm leaving 17
then you're wrong 16
then you know 40
then i 166
then it's a date 18
then it's settled 125
then you 156
then i'll wait 16
then leave 77
then do it 228
then you're right 18
then yes 211
then i 166
then it's a date 18
then it's settled 125
then you 156
then i'll wait 16
then leave 77
then do it 228
then you're right 18
then yes 211