Someone has to translate Turkish
2,645 parallel translation
Someone has to take care of Søren's, yours and Vibeke's interests.
Birisi, Soren'in, sizin ve Vibeke'nin, çıkarlarını gözetmeli.
Someone has to be.
Birinin olması gerekiyordu.
Someone has to know we're out here, right?
Burada olduğumuzu bilen birileri olmalı değil mi?
Someone has to take the first step.
Birilerinin ilk adımı atması gerek.
Because someone has to stop you before you hurt yourself.
Çünkü birinin senin kendine zarar vermeni engellemesi gerek.
So now someone has to kill someone.
Şimdi birinin birisini öldürmesi gerekiyor.
Someone has to represent him.
Birisinin onu temsil etmesi gerekiyor.
Someone has to take care of everything... And we are her children, for God's sake.
Pekâlâ, birileri her şeyin sorumluluğunu üstlenmeli ve bunu çocukları yapmalı yahu.
We won't be when the barrel explodes. But someone still has to light the fuse and someone has to lure the shark.
- Biri köpek balığına yaklaşabilir
I'm sorry, but I feel someone has to voice the negatives.
Üzgünüm, ama birisi olumsuzlukları da söylemeli.
If someone has to die, it should be me.
Biri ölecekse bu ben olmalıyım.
Okay, someone has to tell me what's going on here.
Tamam, birileri bana burada neler olduğunu söylemeli.
I meant, in the handicapped sense when someone has to lift someone else out of a wheelchair.
Çoktan kurumuş bir çiçeğin tohumunu ekmiş... olmanın verdiği üzüntüyü diyorum.
Someone has to talk to this guy.
Biri, şu herife bir şeyler demeli.
Well, someone has to run this office, so have you given any thought to who that might be?
Sonuçta birisi burayı yönetmeli kim olması gerektiği hakkında bir fikrin var mı?
Because someone has to say no.
Çünkü birinin hayır demesi gerek.
Someone has to leave food out for you once in a while.
Arada bir senin için de birilerinin dışarı yemek koyması gerek.
Someone is at the head of this. Someone has to pay.
Bu işlerin başında biri var ve birinin tüm bunların bedelini ödemesi lazım.
Someone has to take over all the things he has been doing on the mountain.
Bugüne kadar onun yaptığı şeyi başka birinin üstlenmesi lazım.
I talked to the police and they told me that someone has to go - and meet them by the cars.
Polisle konuştum, birimizin arabayla onların yanına gitmemiz gerektiğini söylediler.
Someone has to take care of them.
Birileri onlarla ilgilenmeli.
She has really done her homework, Miss Riley, and it's things that only someone close to Sherlock could know.
She has really done her homework, Miss Riley, and it's things that only someone close to Sherlock could know.
No charges were filed, so let's move on, unless someone has real evidence to consider.
Hiçbir suçlama ispat edilmedi, bu yüzden kimsenin elinde gerçek delil yoksa bunu geçelim.
It has to be someone new on your end.
Sonuçta senin yeni birini bulman lazım.
Wouldn't be a terrible thing to resent someone who has something that you could've had.
Senin sahip olamadığın, ama başkalarının sahip olduğu şeyler için içerlemen kötü bir şey değil.
Someone who has wisdom on how to tackle our enemy.
Düşmanını nasıl alt edeceğini çok iyi bilen birisi.
There has to be someone else.
Kesinlikle başka birisi olmalı.
It's about someone in here having the balls to do what he has to do to put us over the top.
Önemli olan, zirveye çıkmamızı sağlamak için birinin gerekeni yapacak kadar cesur olması.
Is there someone else who has a story they'd like to share?
Paylaşmak istediği bir hikayesi olan başka birisi var mı?
It's about someone who has to pretend to do something to win a bet.
bir iddiayı kazanmak için bir şeyler yapmaya çalışan biri hakkında.
How long does it take to tell if someone has cancer?
Birinin kanser olup olmadığını anlamak ne kadar sürer ki?
You know, the election committee always has a hard time finding someone to run against me.
Seçim Komitesi bana karşı çalıştıracak birini bulmada her zaman zorlandı.
I'm saying that for someone the department has chosen to keep an eye on, Detective Britten seems to have developed a pretty incredible knack for being in the right place at the right time.
Sadece departmanın gözetlemeye karar verdiği biri için Dedektif Britten, doğru zamanda doğru yerde olmada inanılmaz bir hünere sahip.
Like this : "Finally someone has the big, blonde cojones " to deal with one of those movie-theater jerks.
Aynen şöyle : "Sonunda yürekli bir sarışın, şu sinema şerefsizlerinden birinin defterini dürdü."
As it turns out, my good friend, our mentor, Rebecca Sewell, has just informed me that there is someone out here who might be able to give us a hand.
Görünen o ki, arkaşım, akıl hocamız, Rebecca Sewell'in, bana şimdi söylediğine göre, burda bize yardım edebilecek biri var.
But the man who did this terrible thing to you has done it to someone else.
Ama sana bu korkunç şeyi yapan adam başkasına da yaptı.
She has someone to be proud of.
Gurur duyacağı birisi var.
Someone's behind it, and if we can prove who, Lassie has to pay us for services rendered.
Arkasında birileri var ve kimin olduğunu kanıtlayabilirsek Lassie hizmetlerimizin karşılığını ödemek zorunda kalır.
Clearly we're looking for someone who knows the building and has access to the units.
Anlaşılan binayı iyi bilen ve her yere girip çıkabilen birisini arıyoruz.
Plus he's got to find someone while he still has his looks.
Ayrıca hala bakışlarına sahipken birilerini bulması lazım.
I need someone with your wits to learn the identity of the man who has stolen my wife's heart.
Karımın kalbini çalan adamın kim olduğunu öğrenmek için senin zekâna ihtiyacım var.
There has to be someone out there.
Birileri olmalı.
So it's fair to say that if enough time has passed, A dog would remember someone by smell Before recognizing them visually?
Yani yeterli süre geçtikten sonra köpek birini görmeden onu kokusundan tanıyabilir?
She has to talk to someone. I mean, this pregnancy is rife with-
Birileriyle konuşması gerekiyor.
I went over your file. I've been in this game long enough to know that someone has phonied it up.
Birinin sana pislik attığını anlayacak kadar... bu işte çalışıyorum.
So I'm the only one who has a problem when someone whose duty's to protect our country blowing- -
Demek görevi ülkesini korumakken şey yapan biriyle sorunu olan bir ben var -
Only someone who has less money will come to you
Sadece daha az parası olanlar size gelecektir.
Someone else has agreed to cooperate with the FBI.
Bir kişi daha FBI ile işbirliği yapmayı kabul etti.
And he really has no clue that you're only working with him to get to someone else.
Ve senin onunla çalışmanın sebebinin başkasını etkilemek olduğunu bilmiyor.
Well... Someone has to go in there and check.
Birinin içeriye girip bakması gerekiyor.
Well, does that sound like someone who has the financial know-how and business sense to start his own company from scratch all by himself?
Sence tek başına sıfırdan şirket kuracak kadar bilgi sahibi biri gibi görünüyor mu?
has to be 63
tomas 217
touche 95
toto 177
toes 106
to infinity and beyond 21
toma 39
tomo 54
today is my birthday 30
today 4533
tomas 217
touche 95
toto 177
toes 106
to infinity and beyond 21
toma 39
tomo 54
today is my birthday 30
today 4533