Sort of like translate Turkish
3,498 parallel translation
It's sort of like the fear of having to fight one of them is what keeps everything cool. Oh!
Onlardan biriyle kavga etme korkusu ortalığı dindiriyor.
Sort of like his rider.
Bir nevi sürücüsü gibi.
It's sort of like how they say that other dimensions exist... all around us, but we don't have the ability to perceive them.
Yani dedikleri gibi, etrafımızda başka bir boyut var ama bizde onları algılama yeteneği yok.
Sort of like there was no tomorrow.
Yarın yaşamayacakmışız gibi hem de.
Sort of like the cottonwood you see along the dark road.
- Karanlık yol boyunca kavak görmek gibi bir şey.
Or did you sort of like, throw yourself to the floor?
Yoksa kendinizi birden yere mi atıyordunuz?
It was sort of like walking into a home of utter neglect and almost disuse.
Sanki fazlasıyla ihmal edilen bir eve girmiş gibi oluyordunuz hatta kullanılmayan.
Yeah, it's sort of like discipline.
Bir tür disiplin göstergesi.
Sort of like reusing the Trojan horse.
Sıralama yeniden benzeri Truva atı.
It's the history of my ancestors who were, now stay with me, sort of like hunters.
Buraya dikkat et, avcı diyebileceğimiz kişiler olan atalarımın tarihiyle dolu.
I mean, is this, like, a shorts or a pants kind of gala?
Yani, şort iyi mi yoksa pantolon giyilen bir çeşit gala gibi mi?
Maybe she knew when the gas had been released, like it was some sort of trigger for the video.
Belki gaz yayıldığında anlamıştır. Video için bir çeşit tetikleyici olabilir.
Um, but I sort of feel like you've been treating me like your girl Friday, you know?
Aa, fakat bana bir nevi iş yerinde her işe bakan kız gibi davranıyorsun, biliyor musun?
Like Adam's parents had given him some sort of gift.
Sanki Adam'ın ebeveynleri kendisine bir çeşit hediye vermiş gibi.
So we like to sort of send each other up.
Hepiniz bir diğerimizle dalga geçmeyi çok seviyoruz.
I'm sort of enjoying this extra effort, like I'm earning it.
Bu ekstra efordan hoşlanıyorum, Aynı kazanmak gibi.
And you see his girlfriend there sort of looking at him like, a bit, bit startled.
Ve kız arkadaşının biraz tedirgin bir şekilde ona baktığını görüyoruz.
Same sort of gun - - a.45 to the side of the head, just like this.
- Aynı cins silah- - bir 45'likle kafanın yanından, bunun gibi.
He does sort of look like the original man.
Adem gibi bir haslığı var.
Also... and this is sort of weird because you're my sister... but we should probably go over the ground rules, you know, for when I have, like...
Ayrıca... Bu bir nevi garip. Çünkü sen benim kız kardeşimsin.
It sort of seems like you were a willing participant.
Sen de gönüllü bir katıIımcıymışsın gibi ama.
I mean me mom didn't like answering the door anyway, even if it was the pools man. She'd sort of say, "Don't move."
Annem zaten normalde de kapıya bakmayı sevmez.
Ricky : So like some sort of predator.
Yırtıcı bir hayvan gibi.
Like a... like a little sort of, it's like a Swiss.
İsviçre tarzı bir saat.
Is that your answer, like some sort of buffet?
Çözümün bu mu, açık büfe tarzı bir şey mi?
It just seemed like a really big memorial service, and I just remember a lot of the people that spoke were Canadian sort of celebrity people, not necessarily the people that were closest to Mom in her life,
Büyük bir cenaze töreni oldu. Konuşan birçok kişinin Kanadalı ünlüler olduğunu hatırlıyorum. Hepsi anneme sağlığında yakın olan kişiler değildi ama onları izlerken şöyle düşündüğümü hatırlıyorum...
Would you explain it like I'm some sort of viewer, guv?
Benim gibi birine bunu açıklar mısın, patron?
And it's almost like you're sort of levitating.
Bizim üstümüzde bir güç gibiydi.
And it was like a sort of talk about, into the deep end.
Aslında... bu noktaya geldiğimizde hazırlıksızdık.
It was a bit like asking the Nazi Party to sort out the front of the auditorium.
Nazi Partisi'nden yardım istemek gibi bir şeydi.
People sort of... They hang around Keith, and they think they're Keith. It's like...
İnsanlar Keith ile takılınca Keith gibi olacaklarını sanıyorlardı.
I don't know, probably by then, I mean, we felt very much like a sort of pirate nation to ourselves, and you dig in your heels and say,
Ne bileyim, aslında biz daha çok korsan gibi hissediyorduk.
Look at you, protecting my white shirt like you're some sort of secret service agent.
Şu haline bak, gizli servis ajanı gibi beni korumaya çalışıyorsun.
But I had this sort of, like, intuition, and my daddy always told me, he said, "boy - -"
İçimde bir tür önsezi oluştu ve babam bana hep derdi ki, "Evlat- -".
It sounds like some sort of explorer, but that can't be the case.
Gezgin gibi bir şeye benziyor ama, öyle olduğunu sanmıyorum.
They sort of go out, like you say, pretending they're just like women out on the night.
Eğlenmek için dışarı çıkmış kadınlar gibi davranıyorlar.
It just sort of felt like the universe was pushing me out there, you know?
Bir nevi evren beni bunu yapmaya zorluyordu, anlıyor musun?
You look like you're setting up some sort of sacrificial altar.
Kurban kesim yeri kuruyor gibisin.
- Must seem like old times. - Yeah, sort of.
Evet, sayılır.
- We were, like, super best friends... -... but then Becky just sort of changed.
Biz harika arkadaşlardık ancak Becky değişmeye başladı.
At first I thought it was some sort of test, like he was playing me or something, but... but now I think he might be legitimately shaken by all this.
En başlarda bunun bir test olduğunu sandım. Benimle oynuyormuş gibi hissettim. Ama...
I mean, I like to think that my truck and I sort of found each other.
Ben ve arabamın bir şekilde birbirimizi bulduğumuzu düşünmek hoşuma gidiyor.
There is a treatment that can help lessen the physical... it's sort of a damper, like a flame retardant, sort of a reverse Viagra, if you will.
Bir tedavi mevcut. Fiziksel olarak... Etkiyi azaltan bir şey.
You cannot tell me that it was, like, some sort of...
Bana bu tür şeyleri söyleme...
So... something, like... you know, with a tent and trophies and... and big lawn and people and... you know, that sort of thing.
Yani... şöyle bir şey... Çadırı ve ödülleri olan, ve... ve kocaman bir çayır ve insanlar ve... Bilirsin işte, bunun gibi şeyler.
So in religious terms, this is like a sort of nuclear reactor, firing out isotopes and power.
Yani dini açıdan burası, izotop ve güç püskürten bir çeşit nükleer reaktör.
It just sort of happened. But they embraced me like I was a long-lost brother.
Uzun zamandır görmedikleri bir kardeş gibi beni hemen benimsediler.
Because my singing voice is crystal-clear and you sort of sound like you've got a snot bubble stuck in the back of your throat?
- Çünkü sesim kristal kadar berrak ama... -... seninki ise boğazına balgam takılmış gibi çıktığı için mi?
Okay, what are you supposed to do when you really like a girl, but you didn't know it at first, then you sort of blew your shot with her, and now this other dude's really into her who you used to think was a total poser, but turns out he's actually a really cool guy who totally has your back, and you know you'll be a world-class D-bag if you jump in now and try to break them up?
Bir kızdan çok hoşlandığında ama ilk önce bunu bilmediğinde ve sonra eline geçen fırsatı kaçırdığında ve şimdi ilk başta artist sandığın ama iyi bir çocuk olduğunu sonra anladığın ve seni kollayan başka biri onunla ilgileniyorsa ve eğer şimdi kıza sarkar ve aralarını bozmaya çalışırsan hödüğün alası olacağını bilsen ne yapardın?
Well, it looks like we've all sort of moved on, which just leaves one question :
Herkes hayatına devam etmiş gibi görünüyor. Bir soru kaldı sadece.
He's like my twin... sort of.
Evet, ikizim gibi bir şey işte.
sort of 1708
sort of thing 40
sort of a 21
like 39801
likely 68
liked 74
likes 62
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
sort of thing 40
sort of a 21
like 39801
likely 68
liked 74
likes 62
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
likewise 551
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like your dad 19
like an angel 29
like a bird 44
like me 894
like a 442
likewise 551
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like your dad 19
like an angel 29
like you and me 45
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like you said 759
like hell 158
like us 230
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like you said 759
like hell 158
like us 230