Tell me everything translate Turkish
2,597 parallel translation
First of all, I need you to tell me everything about you.
İlk olarak, hakkında her şeyi anlatmanı rica ediyorum.
She won't tell me everything.
Bana her şeyi anlatmıyor.
- Tell me everything!
- Her şeyi anlat!
Tell me everything you know.
Ne biliyorsan anlat bana.
Tell me everything.
Bana her şeyi anlat.
Then stop trying to protect me- - and tell me everything.
O Zaman Beni Korumaktan Vazgeç- - ve Bana Herşeyi Anlat.
You want out of this jail, you're gonna tell me everything you can about that man and the so-called light.
Eğer bu hapishaneden kurtulmak istiyorsan bana o adam ve ışık dediğin şeyle ilgili her şeyi anlatmalısın.
Father, tell me everything...
Baba, her şeyi anlatın.
You can tell me everything over coffee.
Kahveni içerken olan biteni anlatabilirsin.
You should tell me everything.
Bana her şeyi anlatman gerek.
Tell me everything...
Her şeyi anlat.
Now, sit down, have some toast, tell me everything.
Şimdi ; otur, tostunu ye ve bana her şeyi anlat.
Yeah, I think you should probably tell me everything, starting at the beginning.
Kanımca her şeyi en başından başlayarak bana anlatman gerekiyor.
You see, you tell me everything I want to know... or I feed you to Olesky's crew... what's left of it... piece by piece.
Anlarsın ya, ya bilmek istediğim her şeyi anlatırsın ya da seni Olesky'nin takımına yediririm. Artık geriye ne kalırsa... Parça parça.
Why don't we try this again, and this time, you tell me everything?
Neden tekrar denemiyoruz? Ama bu sefer bana her şeyi anlatacaksın.
He was gonna tell me everything.
Her şeyi anlatacaktı.
Tell me everything.
Her şeyi anlat.
tell me everything.
Bana her şeyi anlat.
You can tell me everything.
Bana her şeyi anlatabilirsin.
You're going to tell me everything.
Bana her şeyi anlatacaksın.
You tell me everything.
Bana herşeyi anlatmıyorsun.
You are gonna tell me everything you know.
- Bildiğin her şeyi anlatacaksın.
Okay, you have to tell me everything you know about David Robert Jones- - the one that you encountered.
David Robert Jones hakkında bildiğin her şeyi anlatman gerek. - Senin muhatap olduğun tabii.
You need to tell me everything you know, Juliet, right now!
Tüm bildiklerini bana hemen anlatman gerekiyor Juliet!
Tell me everything you know, Juliet, right now.
Tüm bildiklerini bana hemen anlatman gerekiyor Juliet!
No. Just tell me everything she said.
Bana söylediklerini kelimesi kelimesine anlat.
You're going to tell me everything you know about that place, and you're going to tell me now.
Bana burası hakkında bildiğin her şeyi anlatacaksın, hem de hemen.
You're gonna tell me everything you know.
Bana bildiğin her şeyi anlatmanı istiyorum.
You're going to tell me everything you know.
Bana bildiğin her şeyi anlatmanı istiyorum.
And you're going to tell me everything.
Ve bana her şeyi anlatmalısın.
O.M.G.-Spot, tell me everything.
Aman tanrım Benek. Anlat her şeyi.
I need you to come to the Sheriff's station with me and tell me everything.
Benimle merkeze gelip bana herşeyi anlatmanı istiyorum.
- I need you to come to the sheriff's station with me and tell me everything.
- Benimle merkeze gelip bana her şeyi anlatmanı istiyorum.
How was it? Tell me everything so I can imagine it was me.
Nasıldı anlat hepsini
Which is for you to tell me everything that you know and then we can just walk right out of here. Who knows?
Sen bana bildiğin herşeyi söylersin ve gideriz burdan
She used to tell me everything.
Bana her şeyini anlatırdı ama sonra...
But... I needed to tell you that I'm grateful for everything you've done for me.
Ama... benim için yaptığın şeyler için sana minnettar olduğumu söylemem gerekiyor.
Why don't you tell me, Sarah, and I will do everything in my power
Neden bana anlatmıyorsun Sarah, ben de sana fiziksel olarak zarar gelmemesi...
Go, go, go. Remember everything he says so you can tell me, okay?
Söylediği herşeyi aklında tut ki bana söyleyebilesin tamam mı?
Tell me what you know about Sinbad, where he's headed, and I will do everything I can to protect your friends.
Bana Sinbad'la ilgili bildiklerinizi, nereye yöneldiğini anlat ben de arkadaşlarını korumak için elimden geleni yapayım.
- Not torture me, I tell you everything.
İşkence etmeyin, her şeyi anlatacağım.
Come on. Tell me I'm young and have everything to live for.
Hadi bana her şeyi yaşamış olmak için çok genç olduğumu söyle.
If your boyfriend was on a three week drug binge, don't tell me you wouldn't do everything you could to find him.
Erkek arkadaşın üç hafta uyuşturucu alemine gitse onu bulmak için elinden geleni yapmayacağını söyleme bana.
Tell me about your life, and how is everything?
Bana hayatından ve olan biten şeylerden bahseder misin?
After everything that's happened, how can you just stand there and tell me there's something I'm not supposed to know about?
Tüm olanlardan sonra nasıl olur da bana, bilmemem gereken bir şey olduğunu söyleyebilirsin?
I don't do everything you tell me. Since when?
- Çünkü bana yapmamı söylediğin her şeyi yapmıyorum.
I'll tell you everything, but first I need you to help me
Sana her şeyi anlatacağım ama önce yardımına ihtiyacım var.
You're gonna tell me everything
Bana burası hakkında her şeyi anlatacaksın.
She made me tell her everything.
Her şeyi anlattırdı.
Don't you tell her everything for me?
- Sen benim yerime söylemiyor musun her şeyi zaten?
And you think helping her means I tell you everything she confides in me?
Sağlıklı düşünemiyor ve senin de onun sağlıklı olabilmesi için elinden geleni yapman lazım ki bunun için de onu ayık tutman gerek. Bunun için de bana anlattığı her şeyi gelip size mi anlatmam gerekiyor?
tell me everything you know 20
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me you love me 72
tell me why 196
tell me that you love me 17
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me you love me 72
tell me why 196
tell me that you love me 17