English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / That's it then

That's it then translate Turkish

5,718 parallel translation
So that's it then.
Peki o halde.
I thought that, uh, we might have some signal... from inside the palace by now, but... we have nothing good or bad. Then again, it's the early hours of a coup.
Şimdiye kadar saraydan bir sinyal gelir sanıyordum ama iyi ya da kötü bir şey gelmedi.
If all it's gonna take to get Oscar off our ass is the permit for that fucking bowling alley, then so be it.
Oscar'ı kıçımızın dibinden ayırmak için gereken tek şey o bowling pisti için izin vermekse, verelim gitsin o zaman.
And then how long do you think it's gonna take him to remember that last year, he wondered if Mike even went to Harvard.
Ve geçen sene Mike'ın Harvard'a gidip gitmediğini merak ettiğini hatırlaması ne kadar sürer sanıyorsun?
I mean, if it's true that they really are skitterizing adults and using us as weapons in a war against some other enemy, then we hurt them in two ways.
Gerçekten de yetişkinleri sıçrayanlaştırıp başka bir düşmanlarına karşı bir savaşta bizi silah olarak kullanıyorlarsa o zaman iki şekilde onların canını yakacağız.
So if we both know that it can't work, then there's no harm.
Yani ikimiz de bunun yürümeyeceğini bilirsek zararı olmaz.
a coffee cup, a piece of gum... and then I study your genetics for a deficiency... say, uh, lung disease... and then I harness that genetic sequence onto a cold virus and I blow it in your face.
Kahve kupası, bir parça sakızdan sonra genlerindeki bir eksiklik üzerine çalışırım. Akciğer hastalığı sonra bu genetik dizilimi soğuk algınlığı virüsü üzerine yerleştirip yüzüne üflerim.
And then when that's not happening, it's, like, going, "OK, we're ready."
Ve sonra bu olmadığında, sanki şöyle diyor "tamam hazırız"
When you eat something that's really sugary, like lollies or fruit juices, that sort of thing, your blood sugar will spike really quickly and then it will crash down again really quickly.
Çok şekerli olan bir şey yediğinde, ki bunlar lolipoplar veya meyve suları olabilir, kan şekerin çok hızlı bir şekilde zirve yapacak ve daha sonra yine çok hızlı bir şekilde düşüşe geçecektir.
So, that big crash though means that your brain's no longer happy, so, in response to that, we get the release of stress hormones like adrenaline, which is then signalling the brain to tell you to eat something sugary again so that we can get it back up again.
Her ne kadar bu büyük düşüş beyninizin artık mutlu olmadığı anlamına gelse de buna cevap olarak adrenalin gibi beyni tekrar şekerli bir şey yemeniz konusunda uyaran ve böylece tekrar çalışmasını sağlamamıza neden olan stres hormonlarının salgılanmasıyla karşılaşırız.
It's then that chemicals called opioids and beta-endorphins are released and we feel terrific.
İşte o zaman opioid'ler ve beta-endorfinler adı verilen kimyasallar salgılanıyor ve harika hissediyoruz.
And if you don't, then I want you to tell me that it's over.
Ve eğer değilse bana bittiğini söylemeni istiyorum.
Then don't use it, but you're the one who said that if we give them those files, it's only a matter of time.
O zaman kullanma ama eğer dosyaları verirsek an meselesi diyen sendin.
Then lock him up for life, but killing him doesn't bring any of the people that he killed back again, and it's bad karma for everyone.
O halde müebbet hapis yatsın, ama onu öldürmek öldürdüklerini geri getirmeyecek ve herkes için de kötü karma demek.
What's crazy is he told me about that, but then it was still happening.
Bunun ne kadar delice olduğunu söyledi ama sonra yine oluyor.
I just try to take really, really, really old shit that people have heard a million times, and then I try to make it sound new again.
Yapmaya çalışıyorum, gerçekten, gerçekten birçok insandan milyon kez duymuşsundur bu aynı boktan şeyleri sonra yine yeni sesler deniyorum.
Well, if it's destiny that you're after, then maybe you should take that 90 quid and put it on the lottery.
Peşinde olduğun kaderse o 90 sterlini alıp piyangoya yatırsan iyi olur.
Oh, no, I know it's not shabby chic, but if we painted it then sandblasted it to give it that distressed look...
Oh, hayır, ben o şık perişan değil biliyorum, biz boyadık ama eğer sonra kumlanmış bunu bu sıkıntılı görünüm vermek için...
Hmm? If we know that meta-humans were created by the particle accelerator and testimony shows that a meta-human may have been involved in the murder of Barry Allen's mother 14 years ago, it seems to me that... Way back then there must have been another particle accelerator.
Meta-insanların parçacık hızlandırıcı yüzünden meydana geldiğini biliyorsak ve görgü tanıkları 14 yıl önce, Barry'nin annesinin cinayetinde bir meta-insan gördüğünü söylüyorsa, sanki tüm bunlar o zamanlar da başka bir parçacık hızlandırıcı olabileceğini düşündürüyor.
And then I told you that we moved in together too quickly and it's just not gonna work out. "
Sonra yazdım ki, aynı eve taşınmakta acele ettik ve bu iş yürümeyecek.
Then how is it possible that she's back?
O halde geri dönmesi nasıl mümkün olur?
When a second baseman all of a sudden can't throw to first or a golfer tries to putt and they get all embarrassed and upset, and then that makes the yips worse, and it's a hot mess,
Pas çıkaramayan orta saha, yakından sokamayan golfçü gibi. Utanırlar, üzülürler. Kopukluk iyice ilerler.
No, if that's how he wants to handle it, then I'm fine with it.
Hayır, eğer böyle olmasını istiyorsa benim için sorun yok.
What if he's found guilty? - Then we will thoroughly investigate whatever it is that's crawled up your ass on appeal.
- O zaman tam bir araştırma yapacağız itiraz ettirene kadar sürünerek.
So that's it, then?
Şimdi bitti mi yani?
Sometimes I wonder if it's him. This is his way of telling us that if he can't be here, - then we can't either.
Bazen Gabriel mi diye merak ediyorum "eğer ben burada değilsem, siz de olamazsınız" deme şekli mi diye.
It is that simple to me. The second you start worrying if your partner's gonna back you up, then you're not 100 % focused on the job.
benim için basit senin için endişeleniyorum mesela yani eğer ortağın zor durumdaysa senin işin onu kurtarmak olur bu kadar net.
Then tell that to Jessica,'cause when it's over, she's gonna fire him.
O zaman bunu Jessica'ya söyle çünkü bu iş bittiğinde onu kovacak.
Then if you don't tell him that we both lost, then it's a tie.
O zaman ikimizin de kaybettiğini ona söylemezsen,... bu durumda berabereyiz demektir.
So that's it then?
O halde sonuna geldik mi?
IF LIGHT FROM A DISTANT GALAXY COMES TO EARTH AND IT HAS GAMMA-RAY ENERGIES, THEN THAT EXPLOSION MUST'VE BEEN INCREDIBLY POWERFUL,
Eğer ışık uzak bir galaksiden dünyaya ulaşıyorsa ve gama ışını enerjisine sahipse öyleyse, bu patlamalar inanılmaz derecede kuvvetli olmalıydı.
He stopped calling, stopped writing... and then at Chip's party, he told me... he said it was time for us to move on... but we'd still be friends... and that was all we'd ever really been.
Aramayı bıraktı, yazmayı bıraktı. Sonra Chip'in partisinde bana herkes kendi yoluna dedi. Arkadaş olarak kalabilirdik ama daha fazlası olmayacaktı.
- It's what your father wanted, honey, but then you wouldn't know anything about that, would you?
- Baban öyle istemişti tatlım. Tabii bunların hiçbirinden haberin yok değil mi?
That's all I've ever wanted, and if I can't get it now, then all of this has been for nothing.
İstediğim hep buydu. Bunu şimdi yapamazsam boşuna emek harcamış olacağım.
Leak to the trades that Andrew Garfield's agent is taking meetings with his ex, get it all over town, wait an hour, then get me lunch with Andrew on the books for this weekend, someplace Italian.
Andrew Garfield'ın menajerinin eski sevgilisiyle görüşeceğini basına sızdır, herkes duysun, bir saat bekle, hafta sonuna Andrew'la öğle yemeği ayarla. İtalyan restoranı olsun.
You know, I was so excited that my boyfriend got a special necklace just for me, and then I find out it's just some thing you give to anybody you date.
Erkek arkadaşımın bana özel bir kolye aldığı için heyecanlanmıştım ama sonra çıktığı herkese aynı hediyeyi verdiğini öğrendim.
Okay. It's like that, then
Pekâlâ, öyle olsun bakalım.
If humanity's what can save us, then overcoming the damage and weakness in my nature, it may be the part of this battle that I dread most.
Bizi kurtarabilecek olan şey insanlıksa doğamdaki zararın ve zaafın üstesinden gelme güdüsü beni en çok korkutan savaşın bir parçası olabilir.
It's then that we lose.
İşte o zaman kaybediyoruz.
Well, that's where it gets real crazy because they just flew into a swarm and then there was this guy, this, uh... a meat delivery guy, and they all just flew right into him.
İşler burada çılgınlaşıyor. Küme olup et dağıtımcısının doğruca içine uçtular.
But then that's, like, a hundred years in the future, so there's no way it could be a class ring.
Ama yüz yıl sonrasından olurdu. yani sınıf yüzüğü olma ihtimali yok.
Well, then it is fortuitous that you have run into me.
O halde bana rastlamış olmanız büyük şans.
And then, in that scene, that felt real, and it's probably just because it's Shakespeare and he is the greatest writer who ever lived and had...
Sahnede ise gerçek gibi hissetttim. Muhtemelen Shakespeare'den dolayıdır. Yaşamış en büyük yazardır o ve...
Guess you just make a snap decision, and then that's it, so...
Sanırım anlık bir karar verdin, öyleyse...
Then it's a good thing that I'm not here to offer you money.
O zaman bu güzel bir şey. Buraya size para teklif etmek için gelmedim.
And if it was just me, then that's fine.
Ben olsaydım, sorun yok.
If Clarence's lungs were damaged by what came out of the truck, then it stands to reason that Sheyna's would be too.
Clarence'ın akciğerleri kamyondan çıkan şeyden zarar görmüş,... Sheyna'nın akciğerlerinin de zarar görmüş olabileceği akla yatıyor.
And then there's the key paragraph that says it was the SCS that intercepted Chancellor Merkel's mobile phone.
Ve sonra anahtar paragraf Şansölye Merkel'in cep telefonunu takibe alanın SCS olduğunu söylüyor.
And I get that you don't want to hurt his feelings, but if that's all it is, then-then we can be discreet.
Ve onun duygularını incitmek istememeni de anlıyorum, ama eğer sorun buysa, o zaman gizli tutabiliriz.
Well, let's hope that I dreamed it really well then.
- Çok iyi hayal ettiğimi umalım o zaman.
OK... you have to put angry / sad Dylan back in a box and then lock that box and don't tell girls it exists.
Bak, sinirli ve üzgün Dylan'ı bir kutuya koyup sonra da kutuyu kilitleyip kızlardan saklamalısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]