The point being translate Turkish
601 parallel translation
I believe the point being made, Mr. President, was the following :
İnanıyorum ki konunun özüne geldik sayın Başkan.
The point being, that among great art forgers... your grandfather is the da Vinci?
Yani bütün büyük sanat sahtekarlarının içinde... senin deden Da Vinci'ydi mi diyorsun?
The point being, no killing.
Önemli olan kimsenin ölmemesi.
The point being that now she has to cover her ass.
Artık, buna bir kılıf uydurması gerekmekteydi.
The point being, we can beat the majors at a price war.
Asıl mesele, bilet fiyatı savaşında büyük firmaları yenebiliriz.
And the point being?
Bunu söylerken kastettiğin...?
The point being there's more to these nocturnal journeys... than has previously been considered or accepted.
Ana fikir şu ki, bu gececi seyahatlerin arkasında önceden düşünülen ya da kabul edilenden daha fazlası var.
I don't have the luxury to love anyone to the point of it being heart wrenching.
Ölümüne seviyor değilim.
What's the point of being 30
# 30'una basmanın ne anlamı var
No point in my being the only one who don't hear it.
Bunu duymayan tek kişi olmamın manası yok.
I'm not saying I didn't argue the point... but if you insist on being stubborn there's nothing I can do.
Bu çok kötü. Karara itiraz etmediğimi düşünme ama inatçı olmakta ısrarlıysan yapacak bir şeyim yok.
Then what's the point of being family?
Aile olmanın anlamı ne öyleyse?
Now, what's the point your being a nun... if we're all alone? Answer me that.
Sadece biz varsak, rahibe olmanın ne anlamı var?
being has been consumed... to the point of ceasing to exist.
olmak, var oluşun... sonuna kadar tüketilmiştir.
What's the point of being a gangster?
- Bu kağıtta yazılanlar zenginleri ilgilendirir.
What is the point of being a general when corporals prefer to be corporals?
Onbaşılar onbaşı kalmayı tercih ederken general olmanın anlamı ne?
... never heard from again. And all indications point to their being swept with the tide... out through the Golden Gate to a watery grave.
Tüm kanıtlar onların denizin yükselmesiyle Golden Gate'den sudan bir mezara sürüklendiklerini işaret etmektedir.
- the main point of attack being the...
- Esas konusu...
I say if we in Parliament cannot gain from ruling the country there's really very little point in our being here at all.
Biz parlamenterler ülke yönetiminden kazanç sağlamazsak burada bulunmamızın neredeyse hiç anlamı yok.
There's no explanation for it being there unless someone planted it deliberately to point us at the actor.
Şöminede hala biraz kömür vardı. Onları iyice yaktım ve oradan hemen uzaklaştım.
I mean, what's the point Of being treated like a sheep?
Koyun muamelesi görmenin anlamı ne?
And being treated like sheep. What's the point of being carted around in buses Surrounded by sweaty, mindless oafs
Otobüslerle dolaşıp durmak, Kettering ve Coventry'den ter kokan börgüsüzlerle birlikte.
this world being produced... precisely only as pseudo-enjoyment... which preserves repression within it. To the smug acceptance of what exists, purely spectacular revolt can be added... as something identical : this translates the simple fact... that even dissatisfaction became a commodity at the moment... that economic abundance found itself capable... of extending its production... to the point of utilizing even that sort of raw material.
Mevcut durumun gönüllü olarak kabulü, tamamen gösteriyle alakali asilikle bir arada bulunabilir – ekonomik bolluk o belirli hammaddeyi üretecek hacme ulasir ulasmaz memnuniyetsizlik bir metaya dönüsür.
What's the point of being afraid?
Korkmanın alemi ne ki?
What's the point in being alive? Beats me.
Yaşamanın ne anlamı var ki?
You know the point about being conventionally unconventional...
Geleneksel derecede alışılmadık olmanın esprisi şudur :
I'd finally gotten to the point where... I liked being unattached.
Öyle bir noktaya gelmiştim ki... nihayet bekar olmak hoşuma gidiyordu.
I'm sorry, but sometimes one is forced to consider the possibility that affairs are being conducted in a way which, all things being considered, and making all possible allowances, is, not to put too fine a point on it, perhaps not entirely straightforward.
Üzülerek söylemek durumundayım Bakanım bazen insan, meseleyi bir şekilde idare etmek ve her ihtimale hazırlıklı olmak için lafı dolandırarak söylemek zorunda kalabilir.
Sir, I would like to point out to my learned colonial colleague... that the fact of the crime being previously committed... in no way pardons the behavior of Lt. Morant and his friends.
Efendim, değerli meslektaşıma şunu söylemek isterim bu suçun daha önce de işlenmiş olması gerçeği hiçbir şekilde Teğmen Morant'ı ve arkadaşlarını haklı göstermez.
Master Teng, what's the point of being so foolish?
Üstad Teng, Bu kadar aptalca davranmaya ne gerek var?
We got a brutally murder woman here... who passed the point of being embarrassed by anything U might tell me
Elimizde vahşice katledilmiş bir kadın var. Bana söyleyeceğiniz şeyler için artık utanç duyamaz.
Li Xunhuan, you ranked third in lmperial Exam, you have fame and fortune, what's the point of... being in the martial arts world?
Li xunhuan, İmparatorluk sınavında 3üncü olmuşsunuz, Ün ve servete sahip oldunuz, Dövüş sanatları dünyasında... olmanın anlamı nedir?
And the point of it was so that you would then all be able to experience... somehow just pure being.
Ve bunun da amacı, bu sayede saf bir varoluşu deneyimleme şansın olacaktı.
If you don't mind my saying so there seems little point in leaving the hospital and then coming to sit here like Niobe prior to being turned into stone.
Söylememde sakınca yoksa hastaneden ayrılmanın, sonra da buraya gelip birazdan taşa dönüşecek Niobe gibi oturmanın pek anlamı yok.
He's just shy around women to the point of being a blithering idiot.
Çok salak olduğundan kadınların yanındayken utanıyor.
What's the point of being boss if somebody's telling you what to do?
Biri bana ne yapıp yapmayacağımı söyleyecekse patron olmanın ne anlamı var?
The reason you want to read these works... is so you can experience them for yourself... so you can share the thoughts and feelings of the writer... without the interference of your actor and director... and professor's point of view getting in the way... to truly share and understand... the common feelings of all mankind... the feelings of being alive.
Bunları kendin tecrübe edebilmek için okuyacaksın. Böylece yazarın düşüncelerini ve hislerini kendin paylaşabilirsin aktör ve yönetmenin müdahalesi olmadan ve profesörün bakış açısı araya girmeden. Tüm insanlığın genel hislerini gerçekten paylaşıp anlaman için.
The point is : You get to capitalize on a fellow human being's misfortune.
Önemli olan, başka bir insanın uğradığı felaketten yararlanıyorsun.
What's the bloody point of being the Scarlet Pimpernel if you're going to fall for the old poisoned cup routine?
Alışılagelmiş eski zehirli fincan numarasına kanacaksan'Kızıl Farekulağı'olmanın ne önemi var ki?
Well, what's the point of being dead in the land of the living?
Yaşayanların diyarında ölü olmanın ne anlamı var?
Being a teenager sucks, but that's the point.
genç olmak berbat birşey, ama asıl nokta bu.
I am dealing with a hysterical, potentially violent set of patients who have accused me of being the KGB point man for central Alaska.
Burada beni KGB'nin Alaska sorumlusu olmakla itham eden histerik ve muhtemelen şiddete eğilimli bir grup hastam var.
Maybe Lisa's right about America being a land of opportunity, and maybe Adil has a point about the machinery of capitalism... being oiled with the blood of the workers.
Lisa, Amerika'nın şanslar ülkesi olduğu hakkında belki haklıdır, ama belki de Adil de, kapitalizm makinesinin işçilerin kanıyla çalıştığı konusunda haklıdır.
That being first at any cost is not always the point.
Ne pahasına olursa olsun ilk olmanın her zaman asıl önemli şey olmadığını.
To the point of being embarrassing.
Hatta mahçup edecek kadar.
Sometimes to the point of being tyrannical.
Bazen bu konuda sınır tanımıyorum.
The point is, Belle would do anything to keep him from being locked up.
Önemli olan şu ki, Belle onun kapatılmasını engellemek için her şeyi yapar.
And what's the point of every word out of your mouth being a curse word?
Peki ya ağzından çıkan her sözde niye hep bir küfür çıkıyor?
What's the point of being a kung fu expert?
Bir kung fu ustası olmanın püf noktası nedir?
Not to put too fine a point on it, O'Connell, but has it occurred to you there might be certain romantic implications... to us being stranded out here in the middle of nowhere?
Ayıptır söylemesi, O'Connell ama bizim bu dağın başı yerde mahsur kalmış olmamızın bir takım romantik manalar içerebileceği senin de aklına geldi mi?
And it reveals that there are still uh, numerous people in our nation who have degenerated to the point of expressing dissent through murder and we haven't learned to disagree without being violently disagreeable.
Bu, ülkemizde düşünceleri hâlâ cinayetle bastırmaya çalışan insanların varlığını gösteriyor ve şiddetin, kabul edilemez olduğunu, kabul edemedik.
the point is 1527
the point 85
the point is this 23
point being 36
being 356
being there 23
being erica 27
being you 16
being alone 20
being with you 29
the point 85
the point is this 23
point being 36
being 356
being there 23
being erica 27
being you 16
being alone 20
being with you 29
being a woman 17
being the operative word 35
being here 45
being alive 20
being dead 20
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
being the operative word 35
being here 45
being alive 20
being dead 20
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the park 61
the police station 24
the plane 59
the phone rang 17
the player 16
the prince 110
the party's over 96
the police are coming 33
the party 90
the park 61
the police station 24
the plane 59
the phone rang 17
the player 16
the prince 110
the party's over 96
the painter 35
the patient 39
the policeman 19
the people 229
the package 31
the princess 70
the phone rings 24
the phone 197
the police came 16
the phone's ringing 18
the patient 39
the policeman 19
the people 229
the package 31
the princess 70
the phone rings 24
the phone 197
the police came 16
the phone's ringing 18