These are translate Turkish
61,166 parallel translation
You don't think of it on a day-to-day basis that these are government programs.
- Evet! Bunların hükumet programı olduğunu günlük bazda düşünmezsiniz.
These chronic diseases, these are the cash cows of the pharmaceutical industry. We have a $ 5 billion stent industry.
Bu kronik hastalıklar eczacılık endüstrisinin para kaynağı.
What's happening is that plaque is building up, and these are the folks who drop dead at the gym at 39.
Olan şey ; plak ortaya çıkıyor ve bu kişiler 39 yaşında spor salonunda düşerek ölenler oluyor.
These are yours and yours alone to take care of.
Bunlar senin ve sorumluluğu sana aittir.
To be clear, these are unsolved murder cases.
Açık olmak gerekirse, faili meçhul cinayetlere.
"I will personally see to it that the corruption in this office is publicly and irreparably exposed." These are big claims.
Herhangi bir girişimde bulunulmaz ise şahsen, bu bürodaki yolsuzluğun onarılamayacak boyutlarda alenileştiğine kanaat getireceğim. "
These are from Kevin and Paige.
Bunlar Kevin ve Paige'den.
- So all of these kids are...
- Yani tüm bu çocuklar...
These guys are sketchy.
Bu adamlar kusurlu.
These dead are on you, too, Chancellor.
Bu ölülerin sorumluluğu senin de üzerinde Başkan Bey.
These guys are from two different bands.
Bunlar iki farklı kabileden.
- Some of these girls are cutters?
- Bu kızların bazıları kendini mi kesiyor?
Fish are eaten by bigger fish who are eaten by bigger fish, and these pesticides or, herbicides bioaccumulate in the fish flesh and these big fish, including the salmon, which people think is the healthiest fish,
Büyük balıklar küçük balıkları yer. Onları da daha büyük balıklar yer. Bazı haşere ve yabani bitki öldürücüler balık etinde birikir ve insanların en sağlıklı balık olarak gördüğü somon dâhil büyük balıklarda bu haşere ve yabani bitki öldürücülerin miktarları şok edici boyutlarda.
truth is, the amount of pesticides and herbicides in the flesh of these fish are shocking, and they have estrogenic and cancer-promoting properties in them.
Bunların östrojenik ve kanser oluşturucu özellikleri de var.
but, what about all these other animal products which are introducing, imagine as the fetus is developing, introducing these very harmful toxins which, create reproductive abnormalities, develop mental problems and hormonal issues right as the child is developing, the most critical stage of development.
KIMBERLY SNYDER LİSANSLI BESLENME UZMANI, NYT ÇOK SATANLAR LİSTESİ peki ya bütün diğer hayvan ürünleri? Bunlar ceninin gelişme aşamalarında, beden ve zihin gelişiminin bu en kritik aşamasında üreme sisteminde anomaliler, zihinsel bozukluklar ve hormon bozuklukları gibi birçok zarara yol açıyorlar.
[Snyder] All these environmental toxins and toxins from the feed that they're being fed accumulate in their tissues and are released into the mother and unfortunately, to the child when you eat these products when you're pregnant.
Bütün bu çevresel toksinler ve beslenme yoluyla alınan toksinler hayvanların dokularında birikir ve bunları yiyen anneye geçer ve sonra da çocuğa geçer, eğer bu ürünler hamileyken tüketilirse.
And so really, the contaminants are coming in regardless of how these animals are raised.
Yani yediğiniz hayvanların nasıl yetiştirildiğinden bağımsız olarak bu maddelere maruz kalırsınız.
These drugs are given to animals for a variety of reasons, very, very few of which are actually beneficial to consumer health.
Bunların verilmesinin çeşitli nedenleri var ve bu nedenlerin çok azı tüketici sağlığına yarar sağlıyor.
They're not really testing to see what the impacts of these drugs are on humans.
Fakat bu ilaçların insanlar üzerindeki etkilerini test etmiyorlar.
They're really looking to see what the impacts of these drugs are on animals.
Sadece ilaçların hayvanlar üzerindeki etkilerine bakıyorlar.
In the animal agriculture industry, as in the tobacco industry, these companies really have a vested interest in making sure that the public doesn't have information about their effects and what risks are really posed to consuming them.
Tütün endüstrisinde olduğu gibi hayvancılık endüstrisinde de bu şirketlerin çıkarları ürünlerinin etkilerinin ve bunların tüketiminin doğurduğu risklerin toplum tarafından bilinmemesini gerektiriyor.
You have this system where animals are living in their own waste, they're living next to animals that are sick or, even dead, and they're stuck in cages with these animals, that bacteria tends to spread, that the pathogens that are being created
Öyle bir sistem var ki hayvanlar kendi dışkılarının içinde yaşıyor. Hasta hatta ölmüş hayvanlarla iç içe yaşıyorlar. Hasta veya ölü hayvanlarla aynı kafeslerde yaşıyorlar.
in these filthy conditions are breeding resistance to antibiotics and the public are becoming exposed to those.
Bur olumsuz koşullarda bakteriler yayılıyor, patojenler oluşuyor ve antibiyotik direnci gelişiyor. İnsanlar da bunlara maruz kalıyor.
When you go back and you look at where these hog facilities are located, there's a disproportionate number of them that are located near communities of color.
Gidip bu domuz tesislerinin yerlerine bakarsanız bunların çoğunluğunun siyahi nüfusun yoğun olduğu yerlere yakın olduğunu görüyorsunuz.
Every single one of these organizations was taking money from meat and dairy companies that are associated with the causes of these diseases.
Bu organizasyonların her biri, bu hastalıklarla bağlantılı olan et ve günlük gıda şirketlerinden para almaktaydı.
What's really sad is that we cannot trust information from these leading health organizations like the American Heart Association, the American Diabetes Association because they are taking money from the very industries who are causing the problems that they're supposed to be helping to prevent.
Amerikan Kalp Derneği, Amerikan Diyabet Derneği gibi, MICHELE SIMON HALK SAĞLIĞI AVUKATI, YAZAR önde gelen sağlık organizasyonlarına, artık inanamayışımızla ilgili üzücü olan şey de şu ki, bunlar önlemeye yardımcı olmaları gereken hastalıklara neden olan şirketlerden para almaktadır.
So, that makes the truth something that you are not gonna be hearing, as far as nutrition goes, from these organizations.
Bu yüzden, beslenme bu şirketlerden geçtiği için gerçekler, sizin asla duyamayacağınız şeyler oluyor.
If you ask somebody if they have heard of a checkoff program, the odds are they haven't, although daily, they are seeing the messaging that these programs produce.
DAVID SIMON AVUKAT, YAZAR, "BESLENME BİLİMİ" Bir kişiye kesinti programı diye bir şey duydunuz mu diye sorsanız, muhtemelen duymadım der. Her gün olmasına rağmen bu programların mesajlarını görürler.
The fact that these laws are based on a model template called a Commonsense Consumption Act is actually ironic because what they're saying is you, the consumer, should have the common sense to know that our food is bad for you.
Bu kanunların bir model taslak üzerine kurulu olması gerçeğine Sağduyulu Tüketim Yasası denir. Esasında bu ironiktir çünkü dediklerine göre siz, tüketicilerin sağduyusu olmalıdır zararlı bir şey tükettiğinizi bileceksiniz der.
Some of these meds are for diabetes. This is for peeing.
Bu ilaçların bazıları diyabet için.
These organizations were accepting millions of dollars from pharmaceutical companies that are making billions of dollars from the very same diseases these health groups are supposedly trying to end.
Bu kurumlar aynı hastalıklardan milyonlarca dolar kazanan ecza şirketlerinden milyonlarca dolar kabul ediyordu. Sözde son vermeye çalıştıkları hastalıklardan kazanılan parayı.
Subsidies, imprisoning activists that go against them, and I think it's quite telling that these industries are working so hard and spending so much money to criminalize people for simply taking a picture, for simply recording what's going on inside these facilities
Devlet de bunun karşılığında onlara istedikleri her şeyi veriyor. Sübvansiyonlar, onlara karşı gelen aktivistleri hapse atmak... Bence bu endüstrilerin insanları sırf resim çektiler diye suçlu göstermek adına böyle sıkı çalışıp bunca para harcaması durumu açıkça belli ediyor.
And I think people would not want to think that their pharmaceuticals, that their food are coming from these places.
İnsanlar bilse, şoka uğrar ve dehşete düşerlerdi. Bence insanlar ilaçlarının, gıdalarının böyle yerlerden geldiğini bilmek istemiyor.
Diets that are really high in these protein create diabetes, create heart disease, create cancer, create the diseases that I'm treating on a daily basis.
Bu proteinlerin yüksek olduğu diyetler diyabet, kalp hastalıkları, kansere günlük olarak tedavi ettiğim hastalıklara neden olur.
So, I believe these Paleo folks are setting them-self up for an epidemic of clogged arteries, colon cancers, autoimmune diseases.
Arter duvarlarınıza gidiyor. Yani, bu Paleo hayranlarının tıkanmış arter, kolon kanseri, gibi otoimmün hastalıkların salgını için onları hazırladığına inanıyorum.
These runaway cogs, where are they going?
Şu kaçak işçiler nereye gidiyorlar?
These cogs are part of an important mission.
Şu işçiler önemli bir görevin parçası.
You know how these hajis are, man.
Bu adamları bilirsiniz dostum.
Anabel, you wear these today to remind us all that you are a woman now.
Anabel, bugün artık bize bir kadın olduğunu hatırlatmak için bunları giyiyorsun.
Who are these men you work with?
O birlikte çalıştığın adamlar kim?
I'm sure the state is as interested as we are in bringing closure to the families of these unsolved cases.
Bunca zamandır çözülmemiş davalar için önemli olacak bu verilere eminim ki Adli kurumlar büyük bir ilgi duyacaktır.
Who the hell are all these people?
- Bu insanlar da kimin nesi?
These people are dangerous.
Bu insanlar tehlikeli.
You said so yourself that these chuckleheads are dangerous.
Bu budalaların tehlikeli olduğunu kendin söylemiştin.
They're coming into the city. These uniforms are like targets on our backs.
- Bu üniformalar bizi hedef tahtası yapıyor.
These cannons are pools at the park.
Bu toplar, parktaki havuzlar.
God, these things are disgusting.
Tanrım, bu şey mide bulandırıcı.
These coordinates are in the middle of Lake Michigan.
Koordinatlar, Michigan Gölünün ortasını gösteriyor.
These assets are actionable.
Onları da başarıya giden yolumuzda değerlendirebiliriz.
These people are crazy.
Bunların hepsi deli ya.
There are just a few things that are missing in some of these relationship scenes, and we'd love it if you'd consider adding, maybe, some ADR, some different music choices.
Yarışçıların ilişkilerini aktardığın sahnelerde eksik bir şeyler var. Dublaj yaptırmanı ve farklı müzik tercihlerinde bulunmanı isteriz mümkünse.
these are my friends 112
these are for you 196
these are my parents 38
these are your friends 17
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these are delicious 19
these are their stories 161
these are beautiful 38
these are for you 196
these are my parents 38
these are your friends 17
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these are delicious 19
these are their stories 161
these are beautiful 38