English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Till then

Till then translate Turkish

1,825 parallel translation
Come on, till then you click some of my snaps.
Hadi, o gelinceye kadar benim fotoğraflarımı çek.
Someday you'll be in her position. Till then, Stay in your place!
Yakında onun yerini alacaksın!
.. our relationship should stay professional till we win the case.. Till then..
.. Bizim ilişkimiz, profesyonel kalmalıydı biz olayı kazanıncaya kadar..
You're taking care of the place all alone till then?
O zamana kadar tek başına mı kalacaksın?
"And earth mingles with sky. Not till then do us part."
"ve yeryüzü gökyüzüyle birbirine girmeden, birbirimizden ayrılamayız."
You think you could sit on those hands till then?
O zamana kadar rahat durabilecek misin?
Up till then, I'd always done the first draft in longhand.
O zamana kadar ilk taslağı hep elle yazıyordum.
Guess we'll just have to live with it till then.
O zamana kadar idare etmemiz gerekecek.
- What do I do till then?
- O zamana dek ne yapacağım?
Till then, he's gonna have his dead skin touching my suit, huh?
O zaman kadar ölü bedeni takımıma mı değecek?
Documents... in the archives, undiscovered till then.
Belgeler... arşivlerdeki, şu ana kadar keşfedilemediler.
Till then, watch the parents and round up the suspects again.
O zamana kadar, aileye göz kulak olun ve şüphelileri yakalayın.
Till then, thanks for listening.
Görüşürüz. Dinlediğiniz için sağ olun.
I ain't got nothing till then.
O zamana kadar elimde bir şey yok.
Up till then, New York was a boom town, the Roaring Twenties.
Yirmili yıllar boyunca, New York hızla gelişen bir şehirdi.
Till then I Will eat fruits.
Daha ne zamana kadar meyve yiyeceğim?
- He believed us till then.
- Adam o ana dek bize inanıyordu.
Oh, till then, don't let me disturb your writing.
Peki, sizi yazmaktan alıkoymayım o zaman.
Well, you and I can just hang till then.
Seninle takılırız o zaman.
Till then... keep'em peeled.
O zamana kadar... Sakın soyulmayın.
I didn't realize till then that all she really wanted was to see the look of relief on his face, when he realized that she was his date, not me... the fatso.
Çocugun yüzündeki o müsis rahatlamayi, görmek istedigini anlamamistim. Bulusacagi kisinin o oldugunu anladiginda. sisko patates olan ben degil.
So what do we do till then?
Peki o zamana kadar ne yapacağız?
We enter through the smoke, Amber sings great, then you and I are on the bottom of the Cool List till we're seniors.
Sisten içeri giriyoruz, Amber harika şarkı söylüyor, sonra yaşlanana dek Havalı Listesi'nin sonunda kalıyoruz.
Then I'll give my heart... till the end of our time... forever and a day.
"İşte o vakit sana kalbimi açacağım" "Zamanımız doluncaya kadar" "Ebediyen ve bir gün"
We gonna take a break, then we be right back to rock till the morning light, all right?
Biraz ara vereceğiz, ve sonra geri gelip sabaha kadar çalacağız, tamam mı?
Sammael used her till he was tired of her, then forced her to work as a hooker.
Sammael ondan sıkılana kadar onu kullandı, sonra da fahişelik yapmaya zorladı.
Give her till tomorrow teatime, then offer her her uniform back.
Ona yarın çay saatine kadar zaman ver, sonra üniformasını geri teklif et.
And then he moved on to his next victim till he reach golconda.
- - ve ardından da bir sonraki kurbanına geçti.
You see, this thing, I-it kills the real person, makes it look like a suicide, then it sort of like morphs into that person, cases the job for a while till it knows the take is fat,
O şey asıl kişiyi öldürüp intihar süsü veriyor. Sonra o kişinin şeklini alıyor. Bir süre işe devam edip ganimetin artmasını bekliyor ve açığını yakalıyor.
If you will alight here, then you will not get any bus till the morning.
Eğer burda inersen sabaha kadar otobüs beklemek zorunda kalacaksın.
You ever sit on your arm till it falls asleep and then play with yourself and pretend like somebody else is doing it?
Günaydın, Brian. İşte, tak şunu.
Actually, majority of tribes would farm land till it was stripped of its fertility, then they'd just move on.
Aslında, kabilelerin çoğu verimini yitirene kadar toprağı işler ve sonra başka bir yere göç ederlermiş.
Then you'll be okay with protective custody till we prove it.
O zaman bunu kanıtlayana kadar sizi korumaya olmamızın sakıncası yoktur.
Tonight I worked till about 10 : 00, and that's when Philip and I, we got a little something to drink, and then a little something
Bu gece 10'a kadar çalıştım. Sonra Phillip'le bir içki içmeye gittik.
I was all right till this morning and then, I don't know,
Bu sabaha kadar çok iyiydim ama sonra, bilemiyorum...
Well, I don't have to be in till 4 : 00, so... you go ahead and then I'll check us out of the room.
Benim dörtte işte olmam lazım. Sen git, çıkış işlemlerini ben yaptırırım.
'Cause an apartment never waits till you get in the shower then steals the necklace your mother gave you.
Çünkü daireler senin duşa girmeni bekleyip annenin sana verdiği kolyeyi çalmazlar.
We are gonna kill him in michigan, and then we're gonna drag his bloody carcass through every primary state till there's nothing left but a mangled flag lapel pin.
Onu Michigan'da öldüreceğiz ve sonra kanlı cesedini tüm ana eyaletlere sürükleyeceğiz. Ezilmiş bayraklı yaka rozetinden başka bir şey kalmayana kadar.
I can't wait till the post office settles my disability suit because then I'm gonna be out this motherfucker.
Sakatlığım için mahkemenin ayarlayacağı tazminatı görmek için sabırsızlanıyorum. Sonra bu lanet yerden kurtulacağım.
We wait here till dark, and then we cross back.
Karanlığa kadar bekleyecek, ve sonra geri döneceğiz.
Well, surely it's just a matter of waiting till you next move your bowels - and then using a potato masher...
Eminim, yeterince beklersek bağırsaklarından çıkarabilirsin ve patates ezicisini kullanarak- -
Okay, I'm gonna be down in the lobby till 11, then in my apartment after that.
Peki, saat 23 : 00'e kadar lobide, sonra da dairemde olacağım.
I'll work till I rot away, then someone else will replace me.
Ben çürüyene kadar işimi yapacağım daha sonra başka birisi benim yerimi alacak.
And then I worked on his face till he stopped moving.
Sonra kıpırdamayı kesene kadar suratına vurdum.
He sends you in then supports you till you're out.
Önce seni içeri sokuyor sonra da çıkmana yardım ediyor.
That's right, and then we'll be safe till the cavalry comes.
Doğru, süvariler gelene kadar emniyette olacağız.
WELL, MAYBE WE COULD WAIT TO EAT TILL AFTER YOU GOT HOME THEN.
Doğru. Sen eve gelince yiyebiliriz o zaman.
You go nuts, party for months or years till your folks start hassling you, and then it's back to the Stone Age.
Ailen bozuk atana dek aylar, yıllar boyu sapıtırsın, eğlenirsin ve sonra da taş devrine geri dönersin.
Go straight down till it dead ends that way about... just right till it dead ends, then you head right about three miles.
Yol bitene kadar dümdüz devam et. Bu da yaklaşık yolun bitiminden sağa, sonra sağa dönüp 5 km kadar devam edeceksin.
And I'm going to count till ten and then he will shoot.
Ben 10'a kadar sayacaktım ve sonra O fırlatacaktı.
then no other activity till you went off shift.
Sonra nöbet saatine kadar başka faaliyetin yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]