English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / To a man

To a man translate Turkish

36,033 parallel translation
- Try explaining to a man whose daughter was just murdered by a crazed gorilla that any plan to rid the world of crazed gorillas isn't a plan worth pursuing.
Deliye dönmüş bir gorilla tarafından kızı katledilmiş birini, deliye dönmüş gorillaları yok edecek bir planın işe yaramaz olduğuna mı ikna edeceksin?
Angela's father handed them to a man passing himself off as one of us.
Angela'nın babası onları, kendini bizden biri gibi tanıtan birine vermiş.
- He was talking to a man. - What?
- Bu sokağa mı çıktın?
The man's a wanted criminal, and they expect us to treat him like a dignitary.
Adam aranan bir suçlu ve herife mevki sahibi biri gibi davranmamızı bekliyorlar.
Man, you don't want to get a exclusive photo of Team Paper Boi?
Paperboi Ekibi'ne özel bir fotoğraf çekmek ister misin?
I got a CD that's about to drop too, man.
Yakında çıkacak bir albüm var elimde.
- Well, "A man hears what he wants to hear, disregards all the rest." Paul Simon.
"Bir insan duymak istediğini duyar, gerisini bilmezlikten gelir." P. Simon.
He may be desperate and unstable, but he's still one of the best snipers in the world, which makes him a man to be feared.
Çaresiz ve dengesiz bir durumda, ama dünyanın en iyi keskin nişancılarından, bu nedenle korkulacak biri.
Alexi's a hard man to reach.
Alex ulaşılması zor bir adamdır.
I used to believe in James Richards, man, but I don't know... they got a van full of explosives, dude.
- Sen kimsin? Ben James Richard'a inanıyordum dostum. Ama bilmiyorum, kamyonet dolusu patlayıcıları var.
I know that this is not what this is about, but it's got to be hard being the wife of the man that everybody believes took a shot at the president.
Konunun para olmadığını biliyorum. Herkesin suikastçı bildiği bir adamın... eşi olmak kolay olmayabilir.
You have a deranged man in custody trying to drag me into things.
Gözaltına aldığınız o dengesiz adam beni bu işe bulaştırmaya çalışıyor.
I believe a man named Grigory Krukov gave the order to have her killed.
Öldürülme emrinin Grigory Krukov'dan geldiğine inanıyorum.
Gyeon, go to the fabric shop and look for a man named Choe. Give this to him.
Gyeon, gidip kumaş dükkanının sahibi Choe'yi bul ve bunu ona ver.
Abraham, whatever you think of me, you have to know that I'm a man who loves his son.
Abraham, hakkımda ne düşünüyorsan oğlunu seven bir baba olduğumu bilmeni istiyorum.
And then I'll develop tics, and... until finally, the man that everybody calls a genius, won't be able to remember his own name.
Sonra tik geliştirmeye başlayacağım. En sonunda herkesin dahi dediği adam kendi adını bile hatırlayamayacak.
On a scale from Million Man March to Mississippi Burning, how safe do you think I'm gonna be out there?
Bir milyonluk Yürüyüş ile Mississippi Yangını arasında... dışarıda ne kadar güvende olacağımı sanıyorsun?
You know, I'm trying to understand, for my character, you know, um, are-are we suggesting, you know, that the Man-ny thinks a grown man can breastfeed a baby? I'm sorry.
Üzgünüm.
I like to think that maybe one day you'll be an old man like me talking a younger man's ear off, explaining to him how you... took the sourest lemon that life has to offer... and turned it into something resembling lemonade.
Yine aynı şekilde, bir gün. sen de benim gibi yaşlı bir adam olacaksın ve genç bir adama senin nasıl hayatın sana sunmuş olduğu ekşi bir limonu lezzetli bir limonataya çevirdiğini anlatacaksın.
If you want to catch a con man like Chairman Jin, you need to have an even match.
Başkan Jin gibi bir adamı yakalamak için onun dengi birine sahip olmalısındır.
At some point, you're gonna have to catch the man a break.
Bir noktadan sonra adama bir şans vermek zorundasın.
There's a man coming here to kill you.
Seni öldürmeye gelen bir adam var.
Everyone's on Javier's side, and I'm left alone to look like a spiteful old man.
Herkes Javier'in tarafında ben de kindar yaşlı bir adam görünerek yalnız bırakıldım.
He's a very bad man who has done terrible things to me and to other people.
Bana ve başka insanlara kötü işler yapan çok kötü bir adam o.
So, you're saying you want to steal the bones Of a man who's been dead over a century, Dump them in the lake, and that will end all this?
Yani, bir asır önce ölmüş olan birinin kemiklerini çalıp, göle bırakmak istediğini ve bunun her şeyi sona erdireceğini mi söylüyorsun?
The police will determine the proper levels of antagonism toward a man now connected to four dead bodies in two separate cases.
İki ayrı vakadaki dört cesetle bağlantısı olan adama ne derece münaferet gösterileceğini... polis belirleyecek.
More than 100 years ago, a man named Zachariah Webb built a machine that broke and went to the future, where these tattooed wackos found it and used it to swap souls.
100 yıl önce, Zachariah Webb adında biri bozuk bir makine yaptı ve bu makine geleceğe gitti. Dövmeli manyaklar onu bulup ruh değiştirmek için kullandı.
I make it a rule never to sleep with a man after being interrogated for his attempted murder.
Bir kural koydum ve asla cinayete teşebbüsle sorgulandıktan... sonra bir adamla yatmayacaktım.
Yeah, man, you're divorced, you're traveling to Thailand by yourself.
Evet dostum. Boşanmışsın ve tek başına Tayland'a gidiyorsun.
Or... you're a highly educated man who thought it would be a cinch to put one over on the lunks down at the station.
Ya da... buradaki herkesi kandırmayı çocuk oyuncağı olarak gören yüksek eğitimli bir adamsın.
I thought I was gonna find you on here with another woman, and then I saw you talking to that man up front, and I realized that I made a...
Seni burada başka bir kadınla bulacağımı sandım sonra seni önde o adamla konuşurken duydum ve çok büyük bir hata yaptığımı anladım.
You know, I've never really understood why anybody would want to be a teacher, man.
Ama hiçbir zaman neden birinin öğretmen olmayı istemesini anlamadım.
Look, man, if you ever want to have a future with Riley, you need to find a way to end her friendship with Sam.
Riley ile bir geleceğin olsun istiyorsan onun Sam ile olan arkadaşlığını bitirmenin bir yolunu bulmalısın.
Oh, I hope it's not a West Coast party,'cause according to the man on the radio, a West Coast party don't stop.
Umarım batı yakası partisi değildir. Çünkü radyodaki adama göre batı yakası partileri durmak bilmiyormuş.
I want to understand what would make a powerful man like you... risk everything... all so he could drive me crazy?
Anlamak istediğim, senin gibi güçlü bir adam ne yapar? Beni deli edebilmek için Her şeyi riske mi eder?
Or I am told to find a man my own age. Or older.
Ya yaşıtım ya da daha yaşlı bir erkek bulmam söylendi hep!
Never fails to amaze me how the ladies can utterly lose their damn minds if a man is even semi-adroit in the fucking department.
Bir erkek sekste yarı becerikli olsa bile hanımefendilerin tümüyle akıllarını kaybetmesi beni hiç şaşırtmaz.
When you were in prison, and you talked to me, you told me that you believed I'm a good man.
Hapisteyken benimle konuştuğunda, iyi biri olduğuma inandığını söylemiştin.
Sir, a man was shot in the head in your apartment, and you're obviously holding back information, including the nature of your two cell phone calls prior to your calling 911.
Efendim, dairenizde bir adam kafasından vuruldu ve bariz bir şekilde bilgi saklıyorsunuz 911'i iki kere aramış olmanız da buna dair.
I've got a mission to get done, and this young man objects.
Tamamlamam gereken bir görevim var ve bu adam karşı koyuyor.
But then again, the director didn't send any of you back into the body of a young man addicted to heroin.
Ama tekrar söylüyorum Yönetici hiçbirinizi eroin bağımlısı genç bir çocuğun bedenine göndermedi.
And a spirit whispered in my ear that the mystery to this abduction is only gonna be untangled by a man who knows the comings and goings of the other side.
Ve bir ruh kulağıma bu kaçırma gizeminin sadece diğer tarafa gidip ve gelen bir adam tarafından çözüleceğini fısıldadı
My name is Stanley Dexenberry, though I'm quite sure all of you already know me... thanks to my one-man show, "Stanley Dexenberry, a One-Man Show."
Adım Stanley Dexenberry. Kaldı ki hepinizin beni önceden tanıdığından eminim. "Stanley Dexenberry, Tek Kişilik Gösterisi." sayesinde.
I've never known you to leave a fallen man.
Daha önce düşmüş birini bıraktığını hiç görmemiştim.
A man who goes to prison and says he's free.
Hapse giren birisi özgürüm diyor.
A man who sends us notes or our boss who has to answer to the families?
Bağlılığın kime? Bize notlar gönderen adama mı, ailelere hesap vermesi gereken patronumuza mı?
I just kept wishing you would leave me alone, because I wanted to run away to a bar or a man.
Çünkü bir bara ya da adamın birine kaçmak istiyordum.
You don't think a man who's trying to get away is gonna turn around and come back again.
Stansted uçağından indikten 40 dakika sonra. Kaçmaya çalışan bir adamın dönüp geri gelmeye çalışacağını sanmazsın.
Mindy, what if I said to you, forget that photofit we showed you, forget that this man is... 78 percent of ten percent white male of a certain age profile.
Mindy, sana gösterdiğimiz robot resmi unut, tamam mı? Bu adamın, belirli bir yaş profilinin yüzde on beyaz erkek diliminin yüzde 78'inde olduğunu unut.
[Nina] This looks like a man who really does not want to talk to us.
Bu adam gerçekten de bizimle konuşmak istemiyor.
Yeah, but you can't bring a man in and say, "You went to conferences".
Evet ama bir adamı "Konferanslara gitmişsin." diyerek sorguya alamazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]