To help people translate Turkish
2,819 parallel translation
I saw your good nature to help people not related to you, I liked your bravery for giving love letter with 200 security men around.
senin doğaya yardımcı olduğunu gördun, etrafında 200 gövenlikçi arasında mektup verdin bana
Heck, when Kane Co. was trying to help people, not exploit them, Abraham and I set up R-and-D together.
Heck, Kane Birlikleri insanları havaya uçurmak yerine yardım etmeye çalıştığı zamanlarda Abraham ve ben R ve D'yi beraber kurduk.
I mean, just think of the lost opportunity to help people... and the lost revenue.
İnsanlara yardım etmek için kaybedilen fırsatları düşünün ve kaybedilen gelirleri de.
I still want - - I still need to help people.
Hala insanlara yardım etmek istiyorum.
At least you're using it to help people now.
En azından şimdi insanlara yardım etmek için kullanıyorsun.
You need a reservation to help people?
İnsanlara yardım etmek için rezervasyon mu gerekiyor?
We need two more people to help out. I need two guys to help Loman with the body.
Korumamız gereken bir olay mahalli var.
People who have to help.
Yardım elini uzatanlardan.
Are you the people who are supposed to help my mom?
Anneme yardım edecekler siz misiniz?
All that matters now are the three scared, innocent people sitting in a jail cell in Tehran, wondering what the hell their country is doing to help them.
Şu an önemli olan tek şey ; Tahran'da bir hücrede ülkelerinin kendileri için şu an ne yaptıklarını düşünen, korkmuş üç masum insan
She was saying that people were offering to help, and that's great, and phone calls will be returned.
Demek istediği insanlar yardım teklif ediyor, ve bu harika ve telefonlara dönüş yapılacak.
My people and I are here to help.
Arkadaşlarım ve ben yardım etmek için buradayız.
There's a lot of people you still need to help.
Senin yardımına ihtiyacı olan bir sürü insan var.
I'm giving you the chance a chance to help other people's families.
Sana bir şans sunuyorum şu an diğer insanların ailelerine yardım etme şansı.
'To get there, I'm going to need the help of a team of people'who know how to get to the edge of our atmosphere.'
Oraya ulaşmak için, atmosferimizin sınırına nasıl ulaşılacağını bilen bir takım insanların yardımına ihtiyacım olacak.
I am a doctor, it is my duty to help these people.
- Ben bir doktorum. Bu insanlara yardım etmek benim görevim.
And was overcome by this smoke. While he was trying to help these people get out.
Dumandan boğulmak üzere olan insanlara yardım etmeye çalışıyordu.
Sometimes when you need help, you turn to people you'd never expect.
Bazen yardıma ihtiyacın olduğunda, olmadık insanlarla bile anlaşırsın.
Don't you help people to build a house?
Ev inşaa etmede insanlara yardım etmiyor musun?
Jesse's obviously trying to help, but, um. People are getting hurt.
Belli ki Jesse yardım etmeye çalışıyor, ama insanlar zarar görüyor.
Well, think of this as an opportunity to help young people like that.
Bunun da genç insanlara yardım etmek adına bir fırsat olduğunu düşün.
And there's not a whole host of people lining up to help those kids.
- Ve bu çocuklara yardım için sıraya girecek insanlar yok.
Do the people who care so deeply about the life of a microscopic piece of biology with no ability to experience physical or emotional suffering care at all about a two-year-old who was born to a mother who didn't want the child and was unable to care for her? LISA : Help her out of this.
Ona yardımcı ol.
Now, I don't want to be a burden. All these people are trying to help me, when in the end result,
Sonucu zaten belli olan bir şey için tüm bu insanların sorumluluğunu istemiyorum.
We need people like you in Charleston, Tom, to help rebuild this country.
Bu ülkeyi tekrar kurabilmek için Charleston'da sana ihtiyacımız var Tom.
Holy mother, please help me to convert those people
Kutsal Meryem, bu insanları doğru yola sokmama yardım et.
Well, if your dad could have seen you this week, the way you cared about the people he had hurt, the way you stepped up to try to help them, I'd say he'd be pretty damn honored.
Baban senin bu hafta neler yaptığını görseydi kendisinin zarar verdiği insanlara ne kadar değer verdiğini görse onlara yardım etmek için ne kadar uğraştığını görse, eminim çok onur duyardı.
You help other people to make things happen.
Başka insanların bir şeyleri yapmasına yardım ediyorsun.
Look, I know this is gonna sound crazy, but they seem to know when people are in trouble. And they help them. Him and another guy.
Kulağa delice gelecek biliyorum ama insanların hayatı tehlikede olunca bundan haberleri oluyor sonra onlara yardım ediyorlar.
He was a positive presence in people's lives, unlike that Amanda person, who's spreading lies just trying to get someone, anyone, to help her destroy everything that Chad built.
İnsanların hayatına olumlu bir etkisi vardı. O Amanda denen kadının tersine. O Chad'in kazandığı her şeyi mahvedecek yalanlar söylüyor.
She's trying to help all these people.
O tüm bu insanlara yardım etmeye çalışıyor.
And there are still so many people that I need to help.
Yardım etmem gereken hâlâ birçok insan var.
But I wanted to spread my wings and help all different kinds of people, and now I do.
Ama kanatlarımı açmak ve her türden insana yardım etmek istedim. Artık ediyorum.
The moment I knew I wanted to help make people's lives better.
O anda insanların daha iyi bir yaşam sürmesine yardım etmeyi istediğimi anladım.
Dead or alive, I'm gonna find out what happened to her, and when I do... God help the people who kept me from her, and that includes you.
Ölü ya da hayatta, ona ne olduğunu bulacağım ve bulduğumda da onu benden alanların Tanrı yardımcısı olsun.
You see, it's the custom of my people to help strangers in need.
İhtiyacı olanlara yardım etmek benim insanlarımın adetidir.
We're trying to help these people.
Bu insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.
We've gotta figure out a way to help these people.
Bu insanlara yardım etmenin bir yolunu bulmalıyız.
It doesn't help to have other people around.
Etrafta başka birilerinin bulunmasının bir faydası olmaz.
Alright people, since your egregious ineptitude is making me lose my will to live, I decided to bring in some of my best upperclassmen to help you up your game. Let's partner up.
Pekâlâ, millet, korkunç kabiliyetsizliğiniz yaşama isteğimi öldürdüğü için becerinizi arttırmak için üst sınıflardan en iyi öğrencilerimden bazılarını getirmeye karar verdim.
I won't be able to help lf you piss off the wrong people And they leave us here to rot
Yanlış insanlara çatarsan ve burada çürümeye terk edilirsek benden medet umma.
Uh, well, you live the best life that you can, do good where you can, help people when you can, be of service, try to save lives.
Hayatı, elinden geldiğince iyi bir şekilde yaşayarak. Yapabiliyorken iyi şeyler yapıp insanlara yardım ederek. İşe yarar şeyler yaparak, hayat kurtararak.
Can we get everything we need from one person? Or is that what friends are for, to be the allied P.O.W.'s and whimsical Japanese mini-creatures that help us get through life? Now, this is how people danced before Chubby Checker ruined everything.
İhtiyacımız olan herşeyi bir kişiden karşılayabilirmiyiz? Chubby Checker herşeyi mahvetmeden önce insanlar işte böyle dans ederlerdi.
If they're worried, Chaplin is gonna use my prototype against them, Who better to figure out how to help them defeat it, than the people who made it?
Eğer Chaplin'in benim prototipi onların aleyhine kullanacağından endişeleniyorlarsa onlara onu yenmelerinde onu tasarlayandan daha fazla kim yardım edebilir ki?
Do you know how sometimes when people get sick, no matter how hard they try and no matter how many doctors help, they just aren't able to get better?
İnsanların bazen nasıl hastalandığını ne kadar uğraşsalar da ne kadar çok doktor yardım etse de iyileşemediklerini biliyor musun?
Now, we don't have enough evidence to bring Zahl in. But with three people dead, and maybe Bobby next, we need your help.
Zahl'ı içeri almak için yeteri kadar kanıtımız yok ancak üç kişi ölmüş ve sıra belki Bobby'e de gelmişken...
I was supposed to help him escape, not kill two people.
- Onun kaçmasına yardım etmem gerekiyordu iki kişiyi öldürmesine değil.
There are two million people in Queens... how exactly are you planning to help?
Queens'te iki milyon insan var. Onlara nasıl yardım etmeyi planlıyorsun?
Hey, maybe you could help me by making calls to all the important people you know and seeing if you could drum up a suit.
Hey, belki de sen tanıdığın önemli insanları arayıp... bir kostüm bulup bulamayacaklarını öğrenerek bana yardımcı olursun.
And so, in desperation, Louis summoned representatives of the common people of France to help him.
Ve böylece ümitsizlik içindeki Louis, Fransa'nın ayaktakımına kendisine yardım etmeleri için çağrıda bulundu.
There is something so common, so ordinary about making a hand print - children in primary schools all over the world still do it - that you can't help but feel oddly connected to these people who were standing here at the very beginning of the human story.
Burada elbaskısıyla ilgili... çok yaygın ve olağan bir şey var... - tüm dünyadaki ilkokul çocuklarının hala yaptığı gibi - elinde olmadan... insanlık tarihinin en başından beri burada duran... insanların tuhaf bir biçimde bağlarını hissedersin.
to help me 30
to help 59
to help you 75
to help us 16
help people 28
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like you 105
people like me 81
to help 59
to help you 75
to help us 16
help people 28
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like you 105
people like me 81
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are scared 36
people are dying 81
people get hurt 32
people do 54
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are scared 36
people are dying 81
people get hurt 32
people do 54