We should get going translate Turkish
598 parallel translation
Ivan, we should get going.
Ivan, gitsek iyi olur.
Now, sir, we should get going.
Efendim, biz artık gidelim.
Get packed, Misko, we should get going.
Toparlan Mişko, yola koyulmalıyız.
- Well, we should get going.
- Peki, biz gitmeliyiz.
So maybe we should get going.
Bu yüzden gitsek iyi olur.
All right, well, we should get going then, so we can beat the traffic.
Tamam, o zaman yola çıkalım. Trafiğe kalmayız.
We should get going.
Gitmemiz lazım.
- We should get going.
- Belki gitmeliyiz.
- We should get going.
- Gitsek iyi olur. - Tamam.
We should get going, but I'm gonna get a little bit more, okay?
Gitmeliyiz, ben biraz daha alıyorum, tamam mı?
We should get going now, it'll be the lucky hour soon.
Konuşmayı keselim, onların vakti kıymetli.
Maybe we should get going.
Sanırım gitsek iyi olacak.
- It's getting late, I think we should get going
Geç oluyor. Sanırım gitmeliyiz. Hoşça kal.
- Okay, we should get going, honey.
Hadi, çıkmalıyız hayatım.
We should get going.
Artık kalksak iyi olacak.
Well, Jerry, I guess we should get going.
Jerry, artık gitmeliyiz.
Excuse me. But I think we should get going.
- Bölüyorum ama, bence gitsek iyi olur.
Maybe we should get going.
Gitsek iyi olur.
We should get going.
Biz gitsek iyi olacak.
Well, we should get going.
Gitsek iyi olacak.
Elaine, maybe we should get going.
Elaine, gitmemiz gerek.
We should get going.
Gitsek iyi olur.
We should get going.
Yola çıkmalıyız.
- We should get going.
- Gitmeliyiz.
You know, maybe we should get going.
Belki şimdi gitmeliyiz.
Kath, we should get going.
Kath, gitmeliyiz.
Guess we should get going.
Gitmemiz gerek sanırım.
Well, Danielle, we should get going.
Danielle, çıkmamız gerekiyor.
You know, we should get going.
Biliyorsun, biz çıkmalıyız.
- Hey. We should get going.
- Gitmeliyiz.
If we're all through here, maybe we should get going.
Eğer hepimiz burdaysak, gitsek iyi olur.
- We should get going.
- Gidelim.
Well, we should get going.
- Dün gece bir rüya gördüm.
- We should get going. - Right.
Evet, başlamalıyız.
If there's a way to get through this without going into battle, then that's the path we should follow.
Eğer bunu savaşmadan halledebileceğimiz bir yol varsa, onu izlemeliyiz.
Should we get going?
Gidelim mi?
I explained to her that we were going to ruin everything, that we should not get married.
Her şeyi mahvedeceğimizi, bu yüzden de evlenmememiz gerektiğini güzelce açıkladım.
It's going to be cloudy and rainy all day, but Sunday is going to be sunny and beautiful, and I think that's the day we should get together and rendezvous.
Bütün gün bulutlu ve yağmurlu olacak ama pazara hava güneşli ve güzel olacakmış. Sanırım o gün için randevulaşıp beraber olmalıyız.
We're going to be together in Boston, and I think we should get married.
Boston'da birlikte olacağız. Bence evlenmeliyiz.
Harry, we really should get going.
Harry, gerçekten gitmeliyiz.
But if we're going to be married, we should talk and get to know each other.
Ama eğer evleneceksek, konuşup, birbirimizi tanımamız gerek.
So's our conversation. You should be washed in the blood... If we beat this thing to death, we're just going to get mad, right?
ve aramizdaki iletisim de... kanla yikaniyor olmaliydin... sunu keselim artik tamam mi?
Then the fifth time he visited and all should've been clear already... the guy said : "Now, David Lee, we're going to sauna", and since they were drunk... they agreed, but Dave couldn't get his tie open at first so the guy went ahead... and David Lee went afterwards and complete silence fell when the guy saw what his son-in-law was like.
Beşinci kez gittiğinde, her şey ortaya çıktı. Herif, "Şimdi David, saunaya gidiyoruz" dedi, ve ikisi de içkili olduğundan... hemfikir oldular. Ama Dave kravatını çözemedi ve önce herif girdi... arkasından da David Lee.
We have to turn the direction around that we've been going in order to end inflation, end unemployment and get this country back where it should be in the eyes of the world.
Enflasyonu sonlandırmak, işsizliği bitirmek ve bu ülkeyi dünyanın gözünün üstünde olduğu yere geri getirmek için direksiyonu artık başka yere çevirmek zorundayız.
We should get going.
Geç oluyor.
We should get a game going.
Oyuna dahil olmalıyız.
- We should get one if we're going to blend in. - I'm on it. Listen.
Şarkı söylemeyi öğrenmek istediğim zamanı hatırlıyor musun?
We should really get going too.
Biz de gitsek iyi olur aslında.
We should probably get going soon.
- Biz bir an önce gitsek iyi olacak.
We should get together, not just say we're going to... but really do it.
Beraber olmalıyız, ama söylemekle kalmayıp bunu gerçekten yapmalıyız.
We should get going, what do you say?
Ne diyorsun?
we should talk 155
we shouldn't 98
we should go 706
we should stop 39
we should do this more often 34
we shouldn't do this 20
we should 517
we should go inside 16
we should go out 20
we shouldn't be here 56
we shouldn't 98
we should go 706
we should stop 39
we should do this more often 34
we shouldn't do this 20
we should 517
we should go inside 16
we should go out 20
we shouldn't be here 56