English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Will die

Will die translate Turkish

8,153 parallel translation
Those who refuse my beneficence will die along with the crew of that navy ship.
İhsanımı geri çevirenler o savaş gemisindekiler ile birlikte ölecekler.
If not, you will die.
almazlarsa, öleceksin.
When the nape of the neck is cut, the Titan will die.
Ensesine alacağı ciddi darbeler onun ölümüne sebep olacaktır.
But so many innocent people will die.
Ama orada sıradan, hiç birşey yapmamış insanlar da var.
♪ You will die of measles. ♪
# Kızamık hastalığından öleceksin #
He will die up there.
Orada ölecek.
She will die before she tells him.
Ona söylemeden önce ölmüş olacak.
I will die without a surrogate body, and your demonic perversions masquerading as science will be exposed for the whole world to see.
Bir beden olmazsa öleceğim ve senin bilim adına şeytani saptırmaların tüm dünyanın görebileceği şekilde açığa çıkacak.
You should just think of them as babies who will die if it turns out that you're full of crap and can't take out my tumor.
Hayır, bunlar vaktim olsaydı kurtarabileceğimi düşündüğüm hastalar. Bunları yakında ölecek bebekler olarak düşünebilirsin. Eğer saçmaladığın ve aslında beni kurtaramayacağın anlaşılırsa ölecekler.
10 will die each day that he evades justice.
Onun adaletten kaçtığı her gün 10 kişi ölecek.
Whereas you will die... Very slowly over many, many days as an example for all to see.
Halbuki senin ölümün ise ibreti alem için yavaş yavaş ve günlerce sürecek.
Even so, I only cure people I know will die without my help.
Öyle olsa bile, sadece öleceğini bildiğim insanlara yardım ederim.
Now.. you will die.
Şimdi... öleceksin.
That means the entire coven will die.
Yani meclisin tamamı ölür.
if we can't be together, then we will die together.
Birlikte olamıyorsak, beraber ölürüz.
You should eat, otherwise you will die.
Yemen gerek yoksa ölürsün.
She will die!
Ölecek!
Promise me that she will take it, otherwise she will die. Yes.
- Onun içmesini sağlayacağına söz ver, bu olmazsa ölür.
As you can see, I have rescheduled today's activities, and I would hate to be interrupted by the riot squad, who I can see quite clearly on the security monitor, so all prison personnel must therefore pull back from this cell block immediately, and if they don't, a hostage will die.
Gördüğünüz üzere, bugünün etkinliklerini yeniden düzenledim ve güvenlik ekranında açıkça görebildiğim çevik kuvvetin beni rahatsız etmesinden nefret ederim yani, tüm hapishane personeli bu hücreyi derhal terk etmeli eğer etmezlerse, bir rehine ölür.
If you cut the feed to my security camera, a hostage will die.
Eğer güvenlik kameramın yayınını keserseniz, bir rehine ölür.
I have gone to considerable lengths to point you and your team in the right direction and now, due to political considerations, people will die.
Lizzy, seni ve ekibin doğru yere yönlendirmeden önce yapılacak şeyleri yaptım ben ve şimdi, politik mülahazalara bağlı olarak insanlar ölecek.
- You will go or you will die.
- Ya gidersin ya da ölürsün.
This interaction with his victims is the final step to determining if they will die.
Kurbanlarıyla iletişime geçmesi onların ölüp ölmeyeceklerini belirlemesi için son aşama.
And Bruce Wayne will die.
Ve Bruce Wayne ölecek.
Bruce Wayne will die, and his company and this city will be mine.
Bruce Wayne ölecek ve şirketiyle beraber bu şehir benim olacak.
Bruce Wayne will die, and his company will be ours.
Bruce Wayne ölecek ve şirketi bizim olacak.
Every person you love will die screaming.
Sevdiğin herkes çığlıklar içinde ölür.
How many will die because of the crimes committed by my family's company?
Ailemin şirketinin işlediği suçlar yüzünden kaç kişi ölecek?
No one else will die here.
Çünkü başka kimse burada ölmeyecek.
If your wife has harmed them, she will die an excruciating death.
Karın onlara zarar verirse büyük acılar çekerek ölecek.
If you leave, people will die.
Gidersen, insanlar ölecek.
I was born a slave, but I will die free.
Köle olarak doğmuştum ama özgür öleceğim.
You were born with nothing, you will die with nothing!
Hiçbir şeyin olmadan doğdun, hiçbir şeyin olmadan öleceksin.
He will be unstoppable, and they will all die.
Durdurulamaz olur ve onların hepsi de ölür.
We were born inside the walls. Will we die the same?
Bizler duvarın içinde doğduk diye, duvarın içinde ölmek zorunda mıyız?
I will not let you die here!
Senin burada ölmenize izin vermeyeceğim!
Without me, you will all die.
Ben olmadan kesin ölürsünüz.
Remember, Pryce, if I die, my fail-safe plan to reveal your entire sick sordid past will kick in.
Şunu aklından çıkartma Pryce, eğer ben ölürsem o zaman geçmişinle ilgili tüm kirli çamaşırların ortaya çıkar.
It will hurt, and you'll want to die, but I will be here.
Acıtacak, ve ölmek isteyeceksin ama orada olacağım.
If you think this pox cares whether you be led by a woman or a man, you will all die.
Eğer bu frenginin kadın veya... erkek tarafından yönetilmeyi önemsediği... düşünüyorsanız hepiniz ölürsünüz.
Just won't die, will you?
O yüzden ölme, tamam mı?
How long it will take Joe to die.
Joe'nun ölümünün ne kadar süreceği.
Well, today, I'm going to stage an intervention, and when I'm done, all you have hidden will be exposed because today you will admit that I am the most important relationship in your life, not because you think that's what I want to hear but because you know deep in your heart that it's true, and if you don't, we're all gonna die.
Bugün bir müdahale sahneleyeceğim ve işim bittiğinde, sakladığın her şey gün yüzüne çıkacak çünkü bugün hayatındaki en önemli ilişkinin ben olduğumu kabul edeceksin duymak istediğimin bu olduğunu düşündüğünden değil kalbinin derinliklerinde bir yerde bunun doğru olduğunu bildiğin için ve eğer etmezsen hepimiz öleceğiz.
Admitted we are brothers, I can die, knowing that I will live on through you.
Ve şimdi sen kardeş olduğumuzu kabul ettiğine göre seninle yaşayacağımı bilerek ölebilirim.
You tell him you will not fight and die for them!
Onlara, onlar için savaşıp ölmeyeceğini söyle!
But if you die here that bright, beautiful, lively woman that fell in love with you here will forever die with you.
Ama burada ölürsen sana aşık olan o pırıl pırıl, güzel, hayat dolu kadın seninle birlikte sonsuza kadar ölmüş olacak.
Will you die with your ambitions unrealized?
Anlaşılmamış duygularınla ölmek mi?
If Olivia is sold in that auction, she will have to die.
Olivia açık artırmada satılırsa ölmek zorunda.
And until the day we die, we will know that we few are the only people who know what happened in that kitchen.
Öleceğimiz güne kadar o mutfakta olanları yalnızca bizim bildiğimizden emin olacağız.
If the police come, they will arrest all of you for leaving this girl to die while you were downstairs getting into the groove.
Polis gelse, siz aşağıda eğleniyorken... bu kızı ölüme terkettiğiniz için hepinizi tutuklar.
But I have spent a long time preparing myself for the fact that Megan will very likely die.
Fakat kendimi Megan'ın büyük ihtimalle bir gün öleceği gerçeğine hazırlamak için çok çaba sarf ettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]