English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Whatever you're having

Whatever you're having translate Turkish

85 parallel translation
Whatever you're having.
Senin içtiğinden.
Whatever you're having.
Neyin varsa.
Fix me whatever you're having.
Sen ne içiyorsan ondan olsun.
- Whatever you're having.
- Neyiniz varsa.
- Whatever you're having.
- Sizin içtiğinizden alayım.
Whatever you're having.
- Ne içersen.
Or, if you're a woman having, you know. But whatever, I'm speaking for me tonight.
Veya kadınsanız, işte... ama her neyse, bu gece kendim için konuşuyorum.
You give them a bottle of whatever they're having on the house.
Cesare, altı numaraya ne isterlerse bir şişe ver. Bizden.
Whatever you're having.
Seninkinin aynısından.
Or whatever it is you're having here.
Ya da orda her ne yapıyorsan.
And considering what I know about you and the outrageousness of what's inside of your head, whatever stinking thoughts you're having, which I don't want to know'cause they're so disgusting!
Kafanın içinden ne gibi pis şeyler geçtiğini de biliyorum. Ama ben seni tanırım. Ama bilmek istemiyorum.
I'll have whatever you're having.
- Ne içersen banada aynısından.
- I'll have whatever you're having.
- Ne içersen banada aynısından.
UM, WHATEVER YOU'RE HAVING.
Sen ne alıyorsan.
Well take a group of attainable but still inspirational people. They are not supermodels, they are kind of people just like you, they're doing something for us, whether they are having a certain kind of drink, or they are using a certain laundry detergent, whatever it may be.
Bir grup erişilebilir insan alalım ancak etkilenebilir insanlar onlar süpermodeller değiller tam sizin gibi insanlar bizim için bir şey yapıyorlar belli bir tür içecek içiyorlar veya belli bir çamaşır deterjanı kullanıyorlar her ne ise.
Whatever you're having.
Sende ne varsa.
You're going to lock him forever into whatever nightmare that he's having.
Onu kâbusunun içine tıkayacaksınız.
Having my day ruined with whatever you're about to ask me to do.
Senin şimdi isteyeceğin şeyle günümü mahvediyor olacağım.
Whatever you're having is fine.
Ne içiyorsan.
Whatever you're having.
Sen ne içersen bende aynısını alayım.
Just whatever you're having.
Fark etmez ne varsa.
I'll just pick at whatever you're having.
Senin yediğinden alayım.
Well... just get me whatever you're having.Thanks.
Sana sahibim daha ne olsun. Teşekkürler.
I want you to sort out whatever personal problem it is you're having and maybe get some rest.
- Beni eve mi gönderiyorsun? Ne sorun yaşıyorsan, onu çözmeni ve biraz da dinlenmeni istiyorum.
I'm not jazzed about taking the heat for you two having those kids doing whatever they're doing in there.
Kesinlikle uygunsuz. O çocukların oyunda yapacaklarını yaptırabilmeniz için ikinizin sorumluluğunu almaya da niyetim yok. Anlıyor musunuz?
I'll have whatever you're having.
Sen ne içiyorsan ondan.
Whatever you're having.
Siz ne içiyorsanız aynısından alayım.
I think I need whatever you're having.
Sanırım, içtiğiniz şeye benim de ihtiyacım var.
Whatever you're having, sure.
Sen ne alıyorsan, evet.
if they was having a fight, I just think, personally, if you're having a fight with somebody, you should be able to say whatever you think is gonna hurt this person the most.
Bir şey daha var, eğer kavga ediyorlardı ise şahsen ben biriyle kavga ediyorsam aklıma o insanı en çok incitecek ne geliyorsa onu söylemek isterim.
I don't mind people knowing that she's having a baby and he's having an affair and you're doing whatever with Ben's dad, but I do mind people knowing that we're poor.
Onunla tanıştığımızda süpermarketin önünde kaykayıyla kayıyordu. Ve Josie ona gitar çalmasını öğretiyordu. Evet, rezervuarın orada, hatırladım.
Whatever, Mike. Just so long as you're having fun.
Herneyse, Mike, iyi vakit geçiriyorsan, sorun yok.
If you're having a problem, weather it will be with an agent, with a relationship, with a producer, with a smelly vagina, whatever is going on with you.
Eğer bir sorun yaşıyorsanız, bu menajerinizle ilgili olabilir ilişkinizle, yapımcınızla ilgili olabilir vajinanızda bir koku sorunu veya sizle ilgili kişisel herhangi bir şey olabilir.
- Whatever you're having.
- Senin içtiğinden.
I'll have whatever you're having.
- Sen ne içersen bana uyar.
If you're having anal intercourse, whatever you do, pull out and deposit your sperm on her back.
Eğer anal ilişki yapıyorsanız ne yaparsanız yapın dışarı çıkartın ve sırtına boşalın.
Whatever you're having.
- Senin içtiğinden.
I'll just have whatever you're having.
Sen ne alacaksan ondan al. Teşekkürler.
Whatever dreams or feelings you're having, deal with them.
Rüyaların yada hislerin herneyse onlardan kurtul.
Whatever you're having.
Ver bakalım ne varsa.
Well, whatever problems you're having with you dreams, it looks like it's worked itself out.
Rüyalarınla her ne sorun yaşıyorsan görünüşe göre düzelmiş.
Whatever you're having.
Sen ne içiyorsan.
- Whatever you're having, Mr. President. - Yes.
- Elinizde ne varsa, Sayın Başkan.
Whatever you're having.
Neyin varsa artık.
What? This midlife crisis, uh, you're having, all this talk about moving to L.A... - whatever is... is going on with you, something worse is going on with Addison.
Yaşadığın bu orta yaş bunalımı, L. A.'e taşınma muhabbeti her ne yaşıyorsan, Addison daha kötüsünü yaşıyor.
You're right, whatever it is you want, I remember exactly what it's like having you under my skin, now release her.
Haklısın, istediğin her neyse, benim vücudum üzerindeyken nasıl hissettiğimi tam olarak hatırlıyorum, şimdi, bırak onu.
I'm having some wicked bad vibes, and whatever, you know, whammy's being done to the models, maybe it's when they're walking the runway.
Çok kötü hislerim var. ve herneyse uğursuzluk belki de mankenlerin başına Runway'de dolaştıkları zaman geliyor.
Oh, whatever you're having.
Elinde ne varsa.
But, whatever issues you're having with Sydney, we have to figure them out because she makes me happy, Wen.
Ancak, Sydney'le aranda ne varsa, çözmemiz lazim çünkü o beni mutlu ediyor, Wen.
Or, or whatever you're having, then, would be fine.
Ne varsa ver bana uyar.
- I'll have whatever you're having.
- Ne olsa yerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]