When you're married translate Turkish
256 parallel translation
Well, Hank, now that you're here, when are we going to get married?
Hank, artık burada olduğuna göre ne zaman evleneceğiz?
More binding when you're not married.
Evli olmayınca daha bağlayıcı.
I caught him in time. Saves me five pengo, and that counts when you're married.
Tam zamanında yakaladım. 5 pengo cepte kaldı, evlendiğinde bu önemli olacak.
I think you're even more beautiful than when I married you.
Bence evlendiğimiz zamandan daha güzelsin.
When you're married, you don't get a chance to.
İnsan evli olunca, konuşacak fırsat bulamaz.
Harold, have you thought any how you're gonna live when you get married?
Harold, evlendiğinizde nasıl yaşayacağınızı hiç düşündünmü?
By golly, if you carry on like this now, how're you gonna act when we're married?
Daha şimdiden böyle yapıyorsan, evlendiğimizde ne yapacaksın acaba?
Edwina, you've got to tell me when we're to be married.
Edwina, ne zaman evleneceğimizi bana söylemen gerek.
Every single girl we went to normal school with... is married and pregnant or about to be... while I'm residing with my mother and brother... and you're still occupying'the bedroom you had when you was 13.
Okula beraber gittiğimiz bütün kızlar evlenmiş, hamile ya da kalmak üzere. Ben burada annem ve kardeşimle oturuyorum. Sen 13 yaşından beri aynı odada yaşıyorsun.
When you're in love with a married man, you shouldn't wear mascara.
Evli bir adamla berabersen, rimel sürmeyeceksin.
When you're married you can do a lot of things deliberately.
Evliyken pekçok şeyi kasten yapabilirsin.
It'll be a good job when you're married.
Evlenmen herkes için en hayırlısı olacak.
- Si, Nardo. When you're an old married woman you can tell me what to do.
Evlenip beş çocuk yaptıktan sonra, bana ne yapacağımı söylersin.
- What? You break out when we're not married, I do when we are, we may never get together.
Evli değilken sen kurdeşen oldun, evlenirken ben, biz asla birarada olamayız.
When we're married, if I cheat on you will you have me followed by a private eye?
Eğer evli olduğumuzda seni aldatırsam takip etmesi için özel dedektif mi tutacaksın?
Daizaburo, don't forget that when we're married, you'll inherit a fortune of 3,500 koku.
Daizaburo, unutma ki, evlendiğimiz zaman... 3,500 kokuluk bir servete konacaksın.
When you're married, you can cheat on your husband.
Evlendiğin zaman kocan şerefsiz olsun... Kardeşin değil!
- When we're married you can look after me.
- Evlendiğimiz zaman bakabilirsin.
When you're at the bottom, you can never get married.
En altta olduğun zaman asla evlenemezsin.
Presumably, when you're married to Marguerite, you'll want a place on the Riviera, fast car, couple of mistresses.
Marguerite ile evlendiğinde, muhtemelen, Riviera'da bir yer, hızlı bir araba bir kaç metres isteyeceksin.
Although, what you're going to do when you get married, I don't know.
Gerçi evlenince ne yapacaksın bilemiyorum.
When you're married to him, you'll do the same thing again.
Onunla evlendikten bir süre sonra aynı şeyleri onunla da yaşayacaksın.
But when we're married, you can have the same freedom.
Ama evlendiğimiz zaman, aynı serbestliğe sahip olacaksın.
When you're married?
Evlenince mi?
- I hope when you're married...
- Umarım evlendiğinde...
You'll need to cook well when you're married.
Evlendiğinde, iyi yemek yapan biri lazım olacak sana.
When you're married to a nag, a man's got to drink.
Dırdırcının biriyle evlenince, adamın içmekten başka şansı kalmıyor.
You promised to take me to Venice when we're married!
Ramon, evlenince beni Venedik'e götüreceğine söz vermiştin.
When Harry says, "You're not the girl I married," he doesn't know how right he is.
Harry, "Artık evlendiğim o kız değilsin" derken ne kadar da haklı olduğunun farkında değil.
When you inhale it, and it lodges in your lungs... you're married to cancer.
Bunu solur, o da gidip ciğerinize yapışırsa kanserle evlenmiş olursunuz.
Getting into training for when you're married?
Evlilik öncesi alıştırma mı yapıyorsun?
You're gonna call me a bastard when I tell you this. That girl Charlotte I was with, engaged to be married. - No kidding.
Şimdi bana küfredeceksin dün geceki şu kız var ya, beş hafta sonra evleniyor.
It happens when you're married, Eddie.
Evlenince böyle oluyor, Eddie.
That's the trouble when you're married with children.
Evli ve çocuklu olmanın sorunu bu.
And always being asked when you're gonna get married, and having every bloody girl... paraded in front of you'cause your family's so desperate.
Daima ne zaman evleneceğinin sorulması ve ailenin iyice ümitsizliğe düştüğü için her kahrolası kızı sana sergilemeleri.
It's... It's not so easy when you're married with kids.
Bu, evliysen ve çocukların varsa pek kolay değil.
Well, it was more like he kind of bumped into me, but, you know, when you're married to Al, that is a massage.
Ama daha çok bir çarpma gibiydi, fakat bilirsin, Al ile evliysen bu bir masajdır.
You're married? When did that happen?
- Ne zaman evlendin?
You see what happens when you sneak into a bedroom before you're married?
Evlenmeden önce gizlice odalara girmenin sonu ne görüyorsun değil mi?
When here you're married and Doug is married and you two are rutting pretending you've just met.
Sen ve Doug evli olmanıza rağmen her gün azarken yeni tanışıyor gibi yapıyordunuz.
When you're ready to be married, we'll talk about a will.
Evli gibi hissetmeye hazır olduğunda yeniden konuşuruz.
Now, Granny, you're not gonna get into your tonic... and disappear like you did when Jed married your daughter, are ya?
Jed kızınla evlenirken yaptığın gibi tonikte boğulup kaybolmayacaksın, değil mi?
God, time sure flies when you're married and have no life.
Evli ve hayatın olmadığında zaman su gibi akıp geçiyor.
When you're married you are part of a vast decision-making body.
Ama eğer evliyseniz, muazzam bir karar verme mekanizmasının bir parçasısınızdır.
- Michael, when you're getting married at 56, you don't register.
- Michael, Elli altı yaşında evlendiğinde bir yerlere kayıt olmazsın.
When you're married, will you invite me over for holidays?
Evlendiğin zaman, beni tatillere yanınızda götürür müsün?
Tell you what. When we're 40, if neither of us are married what do you say we have one?
Ne diyorum bak, 40 yaşına geldiğimizde ikimiz de bekarsak birlikte bir bebek yapmamıza ne dersin?
Even when you're married people only think about themselves.
Evli olduklarında bile... insanlar yalnızca kendilerini düşünürler.
No... it's not the kind of thing you carry around with you when you're married, really.
Hayır... Gerçektende evliysen senin bu çeşit şeyleri üzerinde taşımazsın.
We can't get married when you're wanted for murder.
Sen cinayetten aranırken evlenmemiz mümkün olmaz.
But when you're married with three kids, you got no time for that.
Fakat üç tane çocuğun varsa, bunlara vakit olmuyor.
when you're gone 25
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're 91
when you're young 31
when you're here 16
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're 91
when you're young 31
when you're here 16
when you're older 32
when you're with me 16
when you're in love 21
when you're finished 34
when you're burned 80
when you're there 17
you're married 332
married 735
when they 28
when we first met 137
when you're with me 16
when you're in love 21
when you're finished 34
when you're burned 80
when you're there 17
you're married 332
married 735
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when i was a child 198
when are you leaving 116
when he died 111
when i'm gone 52
when i 169
when it comes to you 25
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when i was a child 198
when are you leaving 116
when he died 111
when i'm gone 52
when i 169
when it comes to you 25