Which is great translate Turkish
748 parallel translation
and Moscow which is great.
Büyük olansa Moskova'dır.
They decide without hesitation and in spite of the danger to descend into the interior of the great crater in which they disappear one-by-one whilst the snowstorm is still raging.
Tehlikeli olmasına rağmen hiç tereddüt etmeden büyük bir kratere girme kararı verirler. Tipi şiddetini artırırken birer birer gözden kaybolurlar.
It is three weeks since we sent back the canoes and tonight we are camping at the base of the great plateau upon which Maple White was marooned.
Kanoları geri göndereli üç hafta oldu ve bu gece Maple White'ın kaderine terk edildiği muhteşem yaylanın eteğinde kamp kuruyoruz.
The death to which you're dooming hundreds of poor men daily... in a frantic effort to send their souls to perdition before your own... is a light pleasantry... compared to the bleeding death in the lungs... to which the great Judge has condemned you.
Öyle bir ölüm ki her gün yüzlerce masum insanı mahkum eden kendininkinden önce onların ruhlarını cehennem azabına çevirerek... sizin gibi suçu kanıtlanmış büyük yargıcın... akciğerlerindeki kanamaya kıyasla bunla size göre küçük bir şakadır.
Their return home in such great numbers might paralyse industry... by furnishing suddenly a greater supply of labour than for which there could be a demand.
Ama bu kadar büyük sayıların evlerine dönmeleri... ihtiyaçtan daha fazla iş talebine yol açacağından endüstrimizi felce uğratabilir.
I tell you that Andrew Jackson... that great volcano at Washington... is belching forth a lava of political corruption... which is sweeping over the length and breadth of this land... leaving unscathed no green spot, no living thing.
Andrew Jackson, Washington'daki o büyük ejderha ağzıyla alev gibi siyasal suistimal saçarak bu toprakları enine boyuna silip süpürerek hasar görmemiş tek yeşil yer ve yaşayan canlı bırakmamıştır.
Which is my great good fortune, the sooner the better.
Benim talihim işte, ne kadar çabuk olursa o kadar iyi.
There is a new wind blowing from the east... a great storm coming across the sea... a hurricane which will sweep aside all the old, outmoded ways oflife and mark the beginning of a new order, not only for Europe
Doğudan yeni bir rüzgar esiyor... Büyük bir fırtına denizin öte yanından geliyor... Eskiyi, modası geçmiş yaşamları silip süpürecek yeni yönetime imzasını atacak bir kasırga, sadece Avrupa için değil, bütün dünya için
Tonight, in this house, for the benefit of this great cause for which she's already done so much, our hostess, Mrs Sutton, is putting up for auction, one of her most treasured possessions,
Bu gece, bu evde, bu büyük amacın yararına çok şey yaptı. Ev sahibemiz, Bayan Sutton, sahip olduğu hazinenin en önemli parçalarından birini, en ünlü Sutton mücevherlerinden birini, açık artırmaya koydu.
Synthesis of the F.B.I.'s counterespionage offensive in World War II... is the Christopher case which opened... as great cases often do, by accident - a little accident at Bowling Green in New York City.
Dünya Savaşì'nda yaptìgì karşì-casuslugun sentezi her büyük vaka gibi rastlantìsal olarak açìlan Christopher vakasìdìr.
Due to an oversight, which I hasten to state is contrary to the traditions of a great service, the defendant did not die.
Büyük bir servisin geleneklerine yakışmayan bir hata neticesinde davalı ölmedi.
In keeping with the policy of the Golden Garter which strives to bring to Deadwood the best in entertainment regardless of the expense it is my great pleasure to present to you now that lovely star, that toast of New York, Miss Frances Fryer!
Deadwood'a en iyi eğlenceyi getirmeye çalışan... Altın Jartiyer'in politikasına uygun olarak... neye mal olursa olsun... New York'un en çok alkışlanan sevgili yıldızını...
In addition there is his unyielding virility which troubles him a great deal.
Bunlara ek olarak bir de kadınlara karşı tükenmek bilmez iştahı var bu da başına çok dert açıyor.
You are making vulgar and sentimental use of an episode which is for me a great personal sorrow.
Benim için büyük acılar taşıyan duygusal... bir dönemi kullanarak terbiyesizleşiyorsun.
And Jett, never forgetting this kindness... is ever ready to devote his resources... to the greater glory of the state which reared him... which, in turn, does honor to him tonight... in this great gathering here at present.
Bu cömertliği asla unutmayan Jett de onu yetiştiren, büyüten şimdi de bu gece bu büyük toplantıda onu onurlandıran bu eyaletin daha ileri bir seviyeye gelmesi için varını yoğunu harcamaya hazır.
I am the commanding officer of this camp which is Camp 16 along the great railroad which will soon connect Bangkok with Rangoon.
Bu kampın, yani yakında Bangkok'u Rangoon'a bağlayacak olan büyük tren yolundaki 16. kampın kumandanıyım.
Folly is set on great heights, and that which has been done is that which shall be done.
Bir delilik beni esir aldı,... ve yapılması gereken neyse, ben de onu yaptım.
I know it's the great zeal of your faith which makes you utter this prayer, but it is possible to be overzealous, to destroy that which you hope to save so that nothing is left but emptiness.
Ama aşırı heves, korumayı umduğumuz şeyleri tahrip edebilir ve elimizde hiçbir şey kalmaz.
But the great astronomer shattered that conceit and we were forced to admit our planet. ... is but one of many which swing around the sun that there are other systems beyond our solar system. ... in myriad worlds.
Büyük astronom bu bencilliği tuz buz etti gezegenimizin güneşin etrafında dönen pek çok gezegenden biri olduğunu güneş sistemimizin ötesinde başka sistemler, sayısız dünyalar olduğunu kabul etmeye zorlandık.
The problem is, they usually marry each other, which naturally causes a great deal...
Sorun şu ki, bunlar genellikle birbirleriyle evlenirler, Doğal olarak bu da mükemmel olur.
I ascent to heaven with a heart which is simple and great because great is my nation.
ben göğe yükseliyorum saf kalpli ve büyük kalpli çünkü ülkem büyüktür.
Because the cry of Sodom and Gomorrah is great... and because their sin is very grievous... I will go down now... and see whether they have done altogether... according to the cry of it, which has come unto me... and if not, I will know.
Sodom ve Gomorra'nın feryadı büyük ve günahları çok büyük olduğu için şimdi ineceğim ve bana gelen feryada göre hep birlikte mi yapıp yapmadıklarına bakacağım ve yapmadılarsa anlarım.
Which is a great deal better than you can do, I'm sure.
O senin yapabildiğinden daha iyi bir fikir olduğundan eminim.
The great moment for which we all waited is at hand.
Hepimizin beklediği büyük an geldi.
We live in a period which makes great demands upon us. Consequently, there is little time for what is commonly known as private life.
Özel hayat olarak bilinen şeye çok az vaktin olduğu bir dönemdeyiz.
And it is precisely that which makes us great.
Bizi de müthiş kılan bu.
The, uh, stewardess... is being very, very attentive... which may signify a great deal... or it may simply signify that I'm a very attractive fellow.
Hostes... çok, çok ilgi gösteriyor bunun çok anlamı olabilir. ... ya da çok yakışıklı biri olduğumdan başka bir anlamı yoktur.
You know, Ron, the great Austrian-French rivalry which has served to define the sport for the last 10 years is essentially being carried on by Jacques Boyriven.
Biliyorsun ki Ron, geçtiğimiz 10 yılda kayak sporunu şekillendiren büyük Avusturya-Fransa rekabeti aslında Jacques Boyriven tarafından sürdürülüyor.
which says that of the non-naturalized Jews, the foreign Jews and the denaturalized Jews, only 5 % / % survived, the same average as in other countries. So I am asking you if a statesman has the right, even if he is a Frenchman and a great patriot, to make such decisions concerning other human beings?
Ancak sizinkilere son derece benzeyen bir başka istatistik daha var ki vatandaşlıktan çıkarılmamış Yahudilerin yabancı Yahudilerin ve vatandaşlıktan çıkarılmış Yahudilerin sadece % 5'inin kurtulduğunu söylüyor ki bu da diğer ülkelerdeki ortalamalarla aynı.
It is six years since I handed over to you this great responsibility in the hope that you would make good and wholesome laws which the people of this nation expected of you.
Bu ulusun sizden beklediği iyi ve faydalı kanunları çıkarmanız umuduyla size bu büyük sorumluluğu devrettiğimden beri 6 yıl geçti.
The breaking of union unity, which with great effort we conquered, is part the political game that the owners play... we have to be all united
Bizim mücadeleler sonunda elde ettiğimiz sendikanın birliğini bozmak olmaz. Patronlarla yeni bir politik oyuna girişmek olmaz.
Everything bears out our theory that this is the helmet which the Emperor Alexander the Great of Macedonia lost when he set out to subdue India.
Her şey teorimizi destekliyor ; Bu, Makedon imparatoru Büyük İskender'in Hindistan'ı fethetmeye giderken kaybettiği miğfer.
can not, without disgust and horror... read the poems and novels, or look at pictures and sculptures... in which officers, armed pen, brush or chisel... supervised by officers, armed with revolvers... glorify the great leaders and genius. Officers armed pen, brush or chisel... supervised by officers, armed with guns... glorify the great leaders to e geniuses... in which there is the slightest... of genius or scope.
Tedirginlik ve korku duymadan ne roman ne şiir okunabilir, ne de resimlere ve heykellere bakılabilir,... kalemle, fırçayla yahut keskiyle silahlanmış,... tabanca takan görevlilerin denetimindeki görevliler tarafından,... ne zeka ne de yetenek parıltısından nasibini almış büyük liderlerin dehasını göklere çıkartıyorlar bu eserlerde.
The $ 20,000 will allow us, me, that is to complete a great body of work, which will most certainly reflect une gloire énorme on the Larrabee Foundation.
Larrabee Vakfı'na büyük bir şeref kazandıracak olan önemli bir çalışmayı... tamamlamamıza yardımcı olacaktır.
Even for a sovereign, because the great power that a monarch has is limited by the boundaries of the society of which he is part.
Bir kral için bile, çünkü bir kralın sahip olduğu büyük güç parçası olduğu toplumun sınırlarıyla kısıtlanmıştır.
Using great presence of mind, we rushed the nose to our closest delta laboratory, which is here, where, through massive biochemical effort, it has been kept alive for nearly a year.
Bütün imkanlarımızı kullanarak burnu en yakın Delta laboratuvarına yani buraya yetiştirdik. Bütün biyokimyasal teknolojileri kullanarak bir senedir onu canlı tutmayı başardık.
( Frankland ) One of the great effects of war upon people who take part in it is the extent to which it tends to cut them off from both their elders and their own children.
Savaşın, ona iştirak edenler üzerindeki en büyük etkilerinden bir tanesi, onları hem kendilerinden yaşlı olanlardan hem de kendi çocuklarından ayırdığı gerçeğidir.
And I simply state that marriage is a great gimmick for saving money and time... which is money!
Basit bir şekilde açıklayacak olursam evliliğin numarası para ve zaman tasarrufu yapmaktır. Ve bu da para demektir!
You sea, a physical body is a great strain if you're not used to it... which a god isn't.
Vücut, onu kullanmaya alışkın olmayanı çok uğraştırır ki bir tanrı bedene alışkın değildir.
It's a woman reporter, which, I think, is a great idea.
Kadın bir muhabir ki bence mükemmel bir fikir.
Here is the great pyramid which he built to defend himself against death.
İşte, kendini ölümden korumak için yaptırdığı en büyük piramit.
I charge you on your living soul, Lucy Seward, that you do not die or think of death until this great evil which has fouled your life is true dead himself!
Yaşayan ruhuna emrediyorum Lucy Seward sakın ölme ya da ölmeyi aklından bile geçirme. Taa ki hayatını mahveden o büyük kötülüğün kendisi ölene dek.
The sun is a great fusion reactor into which a million Earths would fit.
Güneş içine 1milyon dünyayı alabilecek....... mükemmel bir füzyon reaktörüdür.
It is true that she might represent to you that marriage is a serious affair that the happiness or misery of a whole life depends on it and that an engagement which is to last till death ought not to be entered into without great consideration.
Durum şu ki kızınız evliliğin sanıldığından daha ciddi bir şey olduğunu, işin ucunda hayat boyu mutlu ya da mutsuz olmak bulunduğunu, ölene kadar sürecek bir evliliğe temkinli yaklaşmak gerektiğini söylüyor olabilir.
After an long absence due to obligations in Sao Paulo, and south of the country... we're back in this progressive town of our beloved northeast backlands with the Rolidei Caravan. which is proud to present you, its great attractions :
Sao Paulo'daki ve ülkenin güneyindeki ödevlerimizin yarattığı uzun bir ayrılıktan sonra takdim etmekten gurur duyduğumuz muazzam gösterileriyle Rolidei Kumpanyası sevgili kuzeydoğu taşramızın bu büyüyen kasabasına geri dönmüş bulunmaktadır :
What is this great task for which I, Deep Thought, the second greatest computer in the Universe of Time and Space, have been called into existence?
Evrendeki, geçmişteki ve gelecekteki, en harika ikinci bilgisayar olan beni, "Derin Düşünce" yi yaratmanızı gerektirecek olan büyük görev nedir?
I think there is a great need for explaining the dramatical events which took place in our political life.
Siyasi hayatımda yaşadığım bazı dramatik olayları anlatmanın faydalı olacağına inanıyorum.
Chelsea... you have a great big chip on your shoulder... which is very unattractive.
Chelsea... geçmişinle hiç barışık değilsin. Bu da çok itici bir durum.
Which means that she is Richard and Cass's great aunt.
Yani o, Richard ve Cass'in büyük teyzesi.
However, I belong to that great world of millions of innocent men and women who, curiously enough, don't have the foresight to provide themselves with an alibi when a murder is taking place of which they know absolutely nothing.
Ne yazık ki ben... milyonlarca masum erkek ve kadının yaşadığı ve ne yazık ki aslında... hiç ilgilerinin olmadığı bir cinayet işlendiğinde kendilerine bir tanık... bulmayı akıl edemedikleri dünyada yaşıyorum.
On behalf of all the citizens of Philadelphia and those touched by your accomplishments and your untiring participation in this city's many charity functions, it is with great honour that we present this memorial, which will stand always as a celebration to the indomitable spirit of man.
Tüm Philadelphia'lı vatandaşların ve başarılarından fayda görenler adına, bu şehrin yardım faaliyetlerine sürekli katılımların için, insan ruhunun boyun eğmezliğini simgeleyen bu anıtı, sana sunmaktan büyük onur duyuyorum.
which is 1139
which is understandable 21
which is a shame 22
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is ridiculous 24
which is which 28
which is what 194
which is nice 40
which is understandable 21
which is a shame 22
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is ridiculous 24
which is which 28
which is what 194
which is nice 40