Which is true translate Turkish
401 parallel translation
Then which is true?
Hangisi doğru peki?
She finds Gigi a trifle backward which is true and she educates her.
Gigi'yi biraz geri kalmış buluyor ki doğru. Onu eğitiyor.
Nobody knew anything - which is true.
Kimse gerçeğin ne olduğunu bilmiyor.
They think we went into IAD for the promotions, which is true.
Terfi için lAD'ye katıldığımızı düşünüp buna inanıyorlar.
Which is true?
Hangisi doğru?
Most likely was, which is true in this case because it was me!
Böyle olduğu da doğrudur çünkü bendim!
How do you expect me to confess to that which is not true? "
Doğru olmayan bir şeyi itiraf etmemi benden nasıl beklersin? "
It is the voice of sin which seeks to... dissemble and disguise its true face.
Gerçek yüzünü örtme, gizleme çabasındaki günahın sesidir. - Evet!
That thought which is now in your mind... which you are telling yourself can't be true is true. Is true.
Şimdi aklınızdan geçen o düşünce bu doğru olamaz dediğiniz düşünce doğrudur.
I still believe that there is something which is good and true.
Ben iyi ve doğru şeylere hâlâ inanıyorum.
However, it must be regretfully admitted that, in substance the story to which the Honourable Member refers, is a true one.
Ancak, üzüntüyle kabul etmek gerekir ki saygıdeğer üyemizin atıfta bulunduğu hikâye de gerçektir.
Is it true that you had an association with the accused which you didn't wish to become public knowledge?
Sanıkla bir ilişkiniz olduğu ve..... bilinmesini istemediğiniz doğru mu?
Mr. La Guardia, is it true you made a speech in New York... in which you said Col. Mitchell is not being tried by a jury of his peers?
Bay La Guardia, New York'ta Albay Mitchell'ın adil... bir heyet tarafından yargılanmadığı söylediniz değil mi?
If we fight here, they may say I fought for the Obana School, which is not true.
Eğer burada dövüşürsek Obana için dövüştüğümü söylerler. Ki bu doğru değil.
Getting older, it is true Which is what they always do
Büyüyor, bu doğru Hep böyle olmuyor mu?
Only this particular machine, which you'll see next week, is a little bit unique, in that the fortunes that it tells happen to come true.
"Tam Zamanında" adındaki bu ilginç öyküyü Richard Matheson yazdı. Parçası olmaya davetlisiniz. Teşekkürler ve iyi geceler.
It's true that the Golden Fleece is no longer in its first flush of youth, which is why the offer that Mr. Karabin has come to make in person will certainly be of interest to you.
Altın Post'un çok genç olmadığı kesin. Bay Karabine'in size şahsen yapacağı teklif ilginizi çekecektir.
It would have been more fitting for a samurai to end his life with a true blade, which is a warrior's soul.
Bir samurayın kendi hayatına gerçek bir kılıçla yani bir savaşçının ruhuyla son vermesi daha uygun düşerdi.
We are witnessing something... ... which historians will always say is completely improbable... ... and yet it is true.
Öyle bir şeye tanık oluyoruz ki tarihçiler hep ihtimal dışı ve yine de gerçek olduğunu söyleyecek.
If what you say is true, then we've taken aboard our vessel a device which, sooner or later, must destroy us.
Eğer bu söylediğin doğruysa gemiye aldığımız. bu cisim o zaman er veya geç bizi de imha edecektir.
♪ Home is made for comin'from ♪ For dreams of goin'to ♪ Which, with any luck, will never come true
Ev yapılır, gitmek üzere olan rüyalardan,... şans eseri ile de gerçek olmayacaklardan.
I shall give you three minutes during which time... you will wish to confirm for yourselves... that what I have said is true.
Size üç dakika veriyorum... bu süre içinde kendinizi gösterip... söylediklerimin doğruluğunu kanıtlayabilirsiniz.
Because your knowledge is so true that it exposes the lies which every scheming one of them lives by.
Bildiklerin o kadar doğru ki hepsinin yaşamak zorunda olduğu yalanları açıkça ortaya seriyor.
- The only love is true love. - Which is physical love.
Gerçek olan tek aşk fiziksel olandır.
But I can hardly tell you, which story is true.
Ama hangi hikaye doğrudur, neredeyse hiç bir şey söyleyemem!
And he suddenly realised that the answer must be that yes, old-fashioned Greek atomic theory is true, but the atom is not just an abstraction in a physical sense, it has a weight which characterises that element or that element.
Sonuçta eski tarz Yunan atom teorisinin,... tutarlılığını görmüş oldu. Ancak atom, fizik anlamında yalnızca bir soyutlama değildir,... elementleri tasvir eden bir ağırlığa sahiptir.
The only true law is that which sets us free.
Gerçek olan tek yasa bizi özgür kılan yasadır.
Now you are an empty heart, opwn to receive your true essence, your own perfection, your new body, which is the universe,
Şimdi kalbiniz bomboş, benliğinize sahip, kusursuzluğunuza. Yeni vücudunuz, artık evrenin kendisi, Tanrı'nın şaheseri.
In the world - which is in reality turned upside down - the true... is a moment of the false.
Gerçek anlamda altüst edilmis bir dünyada gerçek, bir yanlislik anidir.
What, in theoretical formulation, presents itself as openly detourned, in denying all durable autonomy to the sphere... of the expressed theoretical, by causing the intervention there, by means of this violence, of the action that destroys and carries off all the existing order, recalls that this existence of the theoretical... is nothing in itself, and only come to be known... through historical action, and the historical correction which... is its true fidelity.
Détournement teorik alana, var olan tüm düzeni bozan ve yerle bir eden ayni türde bir siddetli yikimi dahil ederek teorinin kendi basina bir anlami olmadigini, yalnizca tarihsel eylem ve gerçek anlamda bagli oldugu tarihsel düzeltme vasitasiyla kendini through historical action,
True Allah is that which sees, without being seen.
Gerçek Allah, her şeyi görendir,... ama kimse O'nu göremez.
The death certificate will say Justine died of an unforeseen accident, which is partly true.
Ölüm belgesinde Justine'in öngörülemeyen bir kaza sonucu öldüğü yazacak ki bu kısmen doğru.
I mean by saying "Not really, sire," the true situation is likely to be ipso facto, to the contrary and the exact opposite to that which you perceive.
"Pek sayılmaz efendim" demekle kastım, gerçek durumun her zaman fiilen, tersi ve sizin algıladığınızın tam karşıtı olabileceği.
Is that it provides a mask behind which one's true squalor can rest in peace.
İnsanın gerçek sefaletinin huzur içinde dinlenmesi için maske görevi görür.
I charge you on your living soul, Lucy Seward, that you do not die or think of death until this great evil which has fouled your life is true dead himself!
Yaşayan ruhuna emrediyorum Lucy Seward sakın ölme ya da ölmeyi aklından bile geçirme. Taa ki hayatını mahveden o büyük kötülüğün kendisi ölene dek.
Coming true here is only what's in line with your nature, with your essence, of which you know nothing.
Senin doğanla, özünle, hiçbir şey bilmiyor oluşunla uyum içinde olan gerçekleşiyor.
If it is true then perhaps there exist gravity tunnels a kind of interstellar or intergalactic subway which would permit you to get from here to there in much less than the usual time.
Eğer bu gerçekse galaksiler ve yıldızlar arası bir metroya benzeyen,... sizi buradan başka bir yere... normalden daha çabuk götüren... çekim tünellerinin olduğunu düşünebiliriz
It is true that she might represent to you that marriage is a serious affair that the happiness or misery of a whole life depends on it and that an engagement which is to last till death ought not to be entered into without great consideration.
Durum şu ki kızınız evliliğin sanıldığından daha ciddi bir şey olduğunu, işin ucunda hayat boyu mutlu ya da mutsuz olmak bulunduğunu, ölene kadar sürecek bir evliliğe temkinli yaklaşmak gerektiğini söylüyor olabilir.
Now, why, ladies and gentlemen, would the S.E.C. Release information about Mr. Tucker, which may or may not be true, when it is against S.E.C. Policy to do so?
Şimdi, neden, bayanlar ve baylar... S.E.C. politikalarına karşı olduğunda... Bay Tucker'la ilgili... doğru olup olmadığı bilinmeyen bir yazıyı... serbest bıraksın?
- It is so weak which debit to be true.
- Doğruluğu kuşkulu.
Which of these lakes is the true source of the Nile?
Bu göllerden hangisi Nil'in gerçek kaynağı?
I never know which woman is my true love
Hangi kadının benim gerçek aşkım olduğunu asla bilemeyeceğim.
Which Is the One True Faith? "
Hangisi doğru kader? "
But the true test of any hotel, as you well know, Diane, is that morning cup of coffee, which I'll be getting back to you about within a half hour.
Ama otelin iyisi, sabah içilen bir bardak kahve ile belli olur sonucumu yarım saate kadar ileteceğim.
The press painted a portrait of me as a crazy person and financially irresponsible, which I don't particularly think is really true.
Basın bana bir deli portresi çizmişti ve finansal olarak sorumsuzlukla itham ediliyorum ki, bilhassa bunun doğru olmadığını düşünüyorum.
- Which one is true?
- Hangisi doğru?
We possess facts and figures which establish that it is true.
Bunun gerçekliğini destekleyecek rakamlar ve bilgilere sahibiz.
- Which one is "True Blue"?
- "True Blue" hangisi?
I love, I'm gonna tell you non-smokers something right now that I know for a fact you don't know and I delight in telling my brothers things they don't know, particularly when they're true, which this is.
Hemen şimdi siz sigara içmeyenlere hakikat bildiğim bir şeyi söyleyeceğim. Bilmiyorsunuz ve siz kardeşlerime bilmediğiniz şeyleri söylemekten zevk alırım. Özellikle de hakikat olduklarında, şimdiki gibi.
- Which is all true.
- Ayrıca bunların hepsi doğru.
Which theory is true?
Hangi teori doğru?
which is 1139
which is understandable 21
which is a shame 22
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is ridiculous 24
which is which 28
which is what 194
which is nice 40
which is understandable 21
which is a shame 22
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is ridiculous 24
which is which 28
which is what 194
which is nice 40