You came in translate Turkish
5,394 parallel translation
Must be a reason you came in the club the other night.
Sonra ki gece klübe gelmenin bir nedeni olmalı.
You came in the middle of the night to answer our ad... and our prayers.
Buraya gecenin bir vaktinde ilanımıza ve.. duamıza cevap vermek için geldin.
I mean, you came in here thinking you're just gonna turn this whole thing around, that you were stronger than me, and maybe one of your friends would come and help you.
Her şeyi tersine çevireceğini benden güçlü olduğunu ve arkadaşlarından birinin seni kurtarmaya gelebileceğini düşünerek geldin.
You came in all bruised up.
Yara bere içinde gelmiştin.
Who is the blonde babe you came in with?
İçeri girdiğin sarışın bebek kimdi?
I was sitting here and you came in and you sat on me.
Burada oturuyordum ve sen gelip üzerime oturdun.
Okay, well- did you even do your research before you came in to teach us?
Tamam, şey... Bize öğretmeye gelmeden önce hiç araştırma yaptın mı?
Either you came in contact with someone implanted with a defective EGO without knowing it, or...
Ya haberin olmadan hatalı EGO implantlı birisinden bulaşmış ya da...
Hey, Charlie, you know that priest you came in with last night? Well, he's down here drinking pretty heavily playing grab-ass with a couple of fallen women.
Charlie dün akşam seninle gelen rahip var ya çok fena içiyor ve iki ucuz kızla elleşmece oynuyor.
You came in for an interview a few years ago?
Birkaç yıl önce bir görüşmeye gelmiştiniz.
You know, in Poland, when the Cossacks came, we would boil water and then throw it in their faces, and then make soup.
Polonyada, Kazaklar geldiğinde su kaynatıp yüzlerine dökerdik ve çorba yapardık.
How dirty do you think my junk is? As dirty as if it were made of dirt and then got dropped in some different dirt. And then Pig-Pen came along and kicked it around with his dirty shoes.
Pislikten yapılmışçasına pis ve tabii farklı pisliklere düştüğü de düşünülürse bir de Pig Pen gelip pis ayakkabılarıyla ona tekme atmış gibi.
I vow to always sit next to you and hug you, even if you're covered in vomit, whether it's yours or Marvin's or- - in the case of what came to be known as Spew Year's Eve 1998- - my own. Sorry.
İster senin kusmuğun, ister Marvin'in kusmuğu ya da isterse 1998'deki Noel Kusmuğu Arifesi olarak bilinen günde olduğu gibi benim kusmuğum olsun.
This is the guy I was telling you about, the one who came in his pants.
Anne sana anlattığım adam bu, pantolonuna boşalan.
Looks like those hinges you ordered finally came in.
Galiba sipariş ettiğin menteşeler gelmiş sonunda.
I came in a couple weeks ago, and you sent me home and told me to get
Ben, bir kaç hafta önce geldi ve sen beni eve gönderdi ve almak için söyledi
Whatever happened up in New Guinea, you had a choice when you came back.
Yeni Gine'de ne olmuş olursa olsun, döndüğünde seçeneklerin vardı.
I told you to keep an eye on him in case his memory came back.
Ben bir göz tutmak için söyledim Onu durumda onun hafızası geri geldi.
Well, do you know what time he came in?
- Ne zaman geldiğini biliyor musun?
I know you don't want to hear this from me, Elizabeth, but it only takes three minutes in a car to know that you came back too soon.
Bunu benden duymak istemediğini biliyorum, Elizabeth ama arabada geçirdiğimiz o üç dakika bile sahaya erken döndüğünü belli etmeye yetti.
I came here because Matt Garrison in New York said he owed you a favor.
Geldim çünkü New York'taki Matt Garrison sana bir borcu olduğunu söyledi.
Because you came to me when I was puking and freaking out and told me that Peter Gregory believed in me, when in reality, he didn't even give a flying fuck!
Çünkü kusarken ve kafayı yerken yanıma geldin ve Peter Gregory'nin bana inandığını söyledin oysa gerçekte sikine değilmişim! - Richard...
Look, it all started because he came in here trying to get clean... for you and Nicky.
Buraya Nicky ile senin için uyuşturucuyu bırakmak amacıyla geldi.
When you came back, I really tried to see the good in you, and you proved me wrong... again.
Geri geldiğinde senin iyi yanlarını görmeye çabaladım ama sen beni yanılttın... yine.
You were taught grammar, rhetoric, came close to completing a course in Latin..... but you left that home to follow an artist even though, as you say, you have no creative aspirations.
Hitabet, dilbilgisi öğrendin Latince dersini nerdeyse tamamladın ama o evi bir sanatçıyı takip etmek için terkettin. Dediğin gibi, yaratıcı özelliğin olmamasına rağmen.
Why don't you tell us how you came upon it, in your own words?
Onun üzerine nasıl geldiğini neden bizzat anlatmıyorsunuz?
I was coming back from the flower farm I came here and saw you walking in Phuong's clothes
Çiçek çiftliğinden geri geliyordum. Buraya geldim ve seni Phuong'un kıyafetleriyle yürürken gördüm.
You guys, tip just came in from PD.
Siz, ucu sadece PD dan geldi.
I don't know who's in your log, but I'm telling you, Detective Kennex came to see me.
Kayıtlarda kim gözüküyor bilmiyorum ama Dedektif Kennex beni görmeye gelmişti.
But then you came home in the middle of the night with a cut on your face.
Ama sen geceyarısı yüzünde bir kesikle eve döndün.
Tell me in your own words how you came to give me that account.
Kendi sözlerinle o doğrulamayı nasıl yaptığını söyle.
Then when you came up behind me, why didn't you just shoot me in the back and get it over with?
Peki o zaman neden beni sırtım sana dönükken vurup yoluna devam etmedin?
Listen, I know I came down a little bit hard on you earlier, but we gotta talk and I promise to keep my emotions in check for the good of a more productive discussion.
Dinleyin, sabah biraz fazla üstünüze geldiğimin farkındayım ama konuşmalıyız ve daha verimli bir konuşma için kendimi kontrol edeceğime söz veriyorum.
Couple weeks ago we came across an old Mormon farmhouse in the middle of nowhere. You know Mormons.
Bir kaç hafta önce, kuş uçmaz kervan geçmez yerdeki eski bir Mormon çiftlik evine rastladık.
She came to us when you were gone, threatened us and our unborn child unless we told her when you arrived in our land.
Siz yokken bize geldi ve bu diyara geri döndüğünüzde size haber vermezsek bizi ve doğmamış çocuğumuzu öldürmekle tehdit etti.
And the birds are singing to me that you came back from New Jersey with a captured general in tow.
Bir kuş bana New Jersey'den yanında ele geçirdiğin generalle geldiğini söylüyor.
Well, in this one, you strung me upside down and treated me like a pinata and then came after a 14-year-old girl.
Bu hayatta, beni baş aşağıya astın, ve pinyata muamelesi yaptın. - Sonra da 14'ündeki bir kızın peşine düştün.
And in the spirit of our new arrangement, I will mask my surprise that you came up with it.
Yeni anlaşmamızın ruhu gereğince bu fikri bulmuş olmana ne kadar şaşırdığımı gizleyeceğim.
Otherwise I'd chop you and throw you in the same gutter.. .. that you came from.
Yoksa seni delik deşik eder geldiğin yere gönderirdim.
I came thinking that you might be dead And my child might be alone in this world.
Gelirken senin ölmüş, çocuğumun ise
You know, for the life of me, I could not understand the grasp that Jess had on you, but if she came from the same gene pool as this one... kudos, my friend.
Jess'in senin üzerinde olan etkisinin sebebini birazcık bile anlamıyordum ama bununla aynı genleri taşıyorsa tebrik ediyorum adamım.
I came here to fill you in, and I did.
Buraya seni bilgilendirmek için geldim ve bunu yaptım da.
Fate changes in even ] 2 years. And you just came out of a bad phase.
Kader iki yılda değişti Ve kötü günlerini atlattın.
If you would have let us inside, we would've still been in there when the roof came down.
Bizi içeri bırakmış olsaydınız çatı çöktüğünde biz de hala içeride olacaktık.
You got your heart broke and came up here in the heat of it.
Senin kalbin kırılmış ve bunun ateşiyle de buraya gelmişsin.
He stays alive because he believes in the America we all believe in, a place where you can make a fresh start no matter where you came from, where you can arrive in this country without a dollar in your pocket, change your name, and make a new life.
O, sırf bizim gibi Amerikaya inandığından cebinde beş parası olmadan nereden geldiği ve nereye geldiği önemli olmaksızın ismini değiştirip yeni bir hayata başlayabildiği için şu an hayatta.
Would you mind if we came in?
Girebilir miyiz?
The day that locomotive came down, the first occasion I have to step foot in that station house in almost three years, and I find you on my doorstep, with your cooing entreaties, and I speak to you in good faith
Lokomotif aşağı düştüğü gün, yaklaşık üç yıl içinde o karakola ayak basmak zorunda kaldığım ilk olayda kapımda seni buluyorum. Tatlı tatlı soruların da beraberinde.
Hmm. And you're saying that a man bearing the king's commission decided to rape a stray lady traveler he came upon in the woods, for no good reason.
Siz ise kralın yetkisini taşıyan bir adamın başıboş gezen bir kadın yolcuya tecavüz etmeye karar verip sebepsiz yere ormana geldiğini söylüyorsunuz.
He came to the house after you left, and he said Adalind did something to you.
Siz çıktıktan sonra eve geldi ve Adalind'in sana bir şey yaptığını söyledi.
How is it that you look worse than the two men who came in here with their faces bashed in?
Nasıl olur da buraya gelen suratı dağılmış iki adamdan daha kötü olabilir?
you came 519
you came back 217
you came to me 83
you came for me 37
you came to the right place 39
you came just in time 17
you came here 28
you came home 23
you came to see me 27
you came back for me 52
you came back 217
you came to me 83
you came for me 37
you came to the right place 39
you came just in time 17
you came here 28
you came home 23
you came to see me 27
you came back for me 52
came in 20
ines 33
in fact 10253
india 252
internet 115
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
ines 33
in fact 10253
india 252
internet 115
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
instant 24
indeed 4544
international 47
intel 28
independence 32
interpol 81
indian 84
indiana 185
intelligent 217
instant 24
indeed 4544
international 47
intel 28
independence 32
interpol 81
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488
internal 17
intelligence 152
interview 123
inferno 25
inch 105
insurance 186
indians 76
insight 19
instead 1488
internal 17
intelligence 152
interview 123
inferno 25
inch 105
insurance 186