English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You left us

You left us translate Turkish

869 parallel translation
Where did you go when you left us?
Bizden ayrıldıktan sonra nereye gittin?
I see why you left us yesterday to walk in the rain.
Neden dün bizi bırakıp yağmurda yürüdüğünü.
It was after you left us.
Siz bizden ayrıldıktan sonraydı.
Yes, we've had to use drastic means to get to you, but you left us no alternative.
Evet, size ulaşmak için olmadık şeyler yaptık. Ama bize başka seçenek bırakmadınız.
That's why you left us at the fair?
Bu yüzden mi lunaparkta bizden ayrıldın?
Why have you left us for Gracchus and the mob?
Niçin bizi terk edip Gracchus ve ayaktakımının yanına geçtin?
He was really disappointed you left us that night
Dün gece bizi bırakıp gittiğin için hayal kırıklığına uğradı.
Then you left us, to follow hopes that lasted a season.
Ardından bir sezonluk umutların için bizi bırakıp gittin.
My dear James, when you left us we were a small service, under-financed, ludicrously ill-equipped.
Sevgili James, bizi bıraktığın zaman biz ufak bir servistik, parasız, komik ve kötü donanımlı.
You left us hangin " in the middle of our thing, man :
Doktor? İşin tam ortasında bizi bıraktın be.
You left us.
Bizi bıraktınız.
Why have you left us so early?
Neden bu kadar erken bizi bıraktın?
Finally, as evidence of the chain gang's value... as a character-builder, I have but to present to you... the very case that has been presented to us here today... the case of James Allen... who entered the chain gang as a worthless tramp... and who left it to become one of a great city's... most worthy and respected citizens.
Son olarak, sizlere pranga kampları sisteminin, karakter gelişimine katkısının değerine kanıt olarak, bugün burada bizlere sunulmuş olan davanın kendisini örnek gösterebilirim Pranga kampına işe yaramaz bir serseri olarak katılan ve oradan çok büyük bir şehrin en değerli ve saygın vatandaşlarından biri olmak üzere ayrılan James Allen'ın davasını.
I mean that after you saved your own hide and left us all to die in Marmorus you went to Karen and induced her to go to America with you.
Kendini kurtarıp, bizi Marmaruş'ta ölüme terk ettikten sonra... Karen'e koştun ve seninle Amerika'ya gelmesi için gözünü korkuttun.
- If you're trying to hoodwink us, we are certain to find it out sooner ar later, I and if such is the case, there is nothing left for us to do but mourn for you.
- Eğer bizi oyuna getirmeye... çalışıyorsanız elbet er ya da geç öğreniriz... ve eğer böyleyse... bize sizin için yasınızı tutmaktan başka bir şey kalmayacak.
Tell us what you did after you left Kerrigan.
Kerrigan'ın yanından ayrıldıktan sonra neler yaptığınızı anlatın.
You're doing business with the people... who robbed us, tortured us and left us to starve.
Bizi soyan, işkence eden aç bırakan insanlarla iş yapıyorsun.
You know, it wouldn't be so bad ifthey were... and only us two left alive.
Yani, hiç de fena olmazdı ölselerdi. Sadece ikimiz kalırdık hayatta.
I don't ask where you come from or what brought you here... although you've left us in no doubt as to your beliefs.
Nerden geldiğinizi yada nasıl geldiğinizi sormuyorum.. Buna rağmen, inançlarınızdan şüphe bırakmayacak şekilde açıkladınız.
Can you tell us when he left this nice peaceful world?
Dünyadan ne zaman ayrıldığını söyleyebilir misin?
If you have a spark of decency left in you, you won't come near us again!
İçinde bir nebze olsun terbiye varsa, bir daha yakınımıza bile gelmezsin!
... since you left, only us old folks remain... and little Ingrid who's studying in order to graduate.
Burada her şey gittiğin günkü gibi. Küçük Ingrid lise sınavlarına girmeye hazırlanıyor.
It'd help us if it could be established that she left of her own volition and you spent the rest of the night at home.
Dairenizden kendi iradesiyle ayrıldığı ve sizin de gecenin geri kalanını evde geçirdiğiniz kesinleşirse, bu bize büyük kolaylık sağlayacak.
All right, you tell us where it's at and there won't be nothing left of us but dust.
Tamam, bize nerede olduğunu söyle ve bizden geriye ancak bir toz bulutu kalır.
If we do lose you both, what's to become of us who are left?
İkinizi de kaybedersek kalanımıza ne olacak?
After you left last night, Mary Kate a couple of us persuaded Danaher to change his mind.
Evet, dün gece sen gittikten sonra Mary Kate, ikimiz Danaher'i fikrini değiştirmeye ikna ettik.
By the way, Maureen called after you left and wants us for dinner on Wednesday.
Bu arada, sen çıkar çıkmaz Maureen aradı bizi çarşamba günü yemeğe çağırdı.
Abandon us not, I beseech you, to the marauding tribes who would destroy what is left of our sustenance!
Bizi terketme, sana yalvarıyorum, yağmacı kabileleri yoket. bizi rızıksız bırakma!
Don't you see he left us alone on purpose?
Bizi neden yalnız bıraktığını anlamıyor musun?
Take it away from us, and what do you got left?
O da elimizden alınırsa, geriye ne kalır?
Perhaps if I left you two alone, you could persuade Martin that the only way for all of us is my way.
Belki de siz ikinizi yalnız bıraksaydım, Martin'i hepimiz için tek yolun benim yolum olduğuna ikna edebilirdin.
You can't expect us to nab the man instantly when he left no clues at all.
Hiçbir ipucu bırakmamışken adamı hemen enseleyeceğimizi bekleyemezsiniz.
If Bulldog and Number Four sailed away and left us here together, would you be sorry?
Eğer Bulldog ve Dört Numara bizi burada bırakıp gitselerdi, üzülür müydün?
You set foot in Blanco Canyon once more and this country's gonna run red with blood till there ain't one of us left.
Bir daha Blanco Kanyonu'na adımını atarsan bu bölge hiçbirimiz kalmayıncaya kadar kandan kıpkırmızı olur.
No, you abandoned us. Left us to our fate.
Bizi orada terk ettin, kaderimizşe baş başa bıraktın.
Now we have nothing left but the dirt you made of us.
Şimdi üzerimize attığınız iftiradan başka bir şeyimiz kalmadı.
You're sure you never left us alone the three of us. ... in the compartment?
Babam, Mitzi ile beni kompartımanda yalnız bırakmadığına emin misin?
I assure you, madam, Mr Jones means no more to me than the gentleman who has just left us.
Sizi temin ederim, madam Bay Jones benim için şu kapıdan çıkan adam kadar bile bir şey ifade etmiyor.
Well, if you must know, an American plane left us there.
Oraya bir Amerikan uçağı bıraktı.
- There you are! I thought you'd left us.
- Bizi terk ettiğinizi sandım.
When we left the planet Skaro, where did you ask the machine to take us to?
Skaro Gezegeninden ayrıldığımız zaman, makinaya bizi nereye götürmesini söylemiştin?
No, I don't think you're nuts enough to imagine that big fellow that's been following us ever since we left the bank.
Hayır, kaçık olduğunu sanmam. ... bankadan beri bizi izleyen iri herifi gördükten sonra sanmıyorum.
You've left us to mourn for you!
Kadınlarını bırakıp gittin!
Miss Conway has left the address you gave us, Mr. Lambert.
Bayan Conway verdiğiniz adresten ayrılmış Bay Lambert.
You know, we can't come back onboard once the last of us has left.
Son kişi de terk ettiğinde artık binemeyiz.
If we lose a man for every $ 100 dollars, That you win, soon there will be no one, they left us.
Eğer biz $ 100 kazanmak için bir adam kaybedersek, yakında hiç kimse kalmaz.
As you now leave your own seed on distant planets, so we left our seed behind us.
Sizin uzak gezegenlere tohumlarınızı bıraktığınız gibi, biz de arkamızda kendi tohumlarımızı bıraktık.
You let a handful of filth scare us, you got nothing left.
Birkaç pisliğin bizi korkutmasına izin verirsen, Elimizde bir şey kalmaz.
You might as well know everybody except us goes through life kissing right and left all the time.
- Şunu bil ki, biz hariç herkes... durmadan öpüşüyor.
You ran and left us like scared rabbits.
Korkak tavşanlar gibi kaçtınız ve bizi bıraktınız.
Worry about us. You haven't thought about them since we left.
Bıraktığımızdan beri bir kez bile aklına gelmediler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]