English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You look different

You look different translate Turkish

916 parallel translation
And you look different, too.
Sen de farklı görünüyorsun.
You look different
Değişik duruyorsun.
You look different than you did this morning.
Sabahkinden farklı görünüyorsun.
- You look different.
- Farklı görünüyorsun.
You look different. - I do?
Farklı görünüyorsun.
You look different, Joseph.
Farklı görünüyorsun, Joseph.
- You look different.
- Çok değişmişsiniz.
Yell when you get back, because you look different when you're clean.
Döndüğünde bağır, çünkü temizlendiğinde farklı görünüyorsun.
You look different more relaxed.
Farklı görünüyorsun. Daha rahatsın.
You look different on the field.
Sahada farklı görünüyorsun.
You look different.
Farklı görünüyorsun.
You know, you look different when you're dressed up.
Böyle giyindiğinde farklı görünüyorsun.
You look different somehow.
Biraz farklı görünüyorsun.
You look different.
Değişmişsin.
You look different somehow.
Görüntün biraz farklı.
You look different from your picture out front.
Ön tarafta bulunan resminizden farklı görünüyorsunuz.
You look different. Your dad's gonna be mad.
Kimse bana bunu söylemedi.
You look different in civvies.
Sen sivil elbise farklı görünür.
[Laughter] There was always this perplexed look on my face because she had no idea what was going on throughout all of these different scenarios of seeing ghosts and are they ghosts or are they, you know, just hallucinations of her own mind?
Suratımda sürekli bir şaşkınlık ifadesi vardı çünkü hayalet mi gördüğüm yoksa bunları kafamda mı canlandırdığım farklı senaryolar hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Don't I look different to you today?
Bugün gözüne farklı görünmüyor muyum?
Why, Egbert, you look like a different man!
Sanki bambaşka biri oldun, Egbert.
- Oh, you look so different.
- Çok farklı görünüyorsun.
Look, seems to me you're taking a pretty different tack.
Görünüşe göre oldukça sık fikir değiştiriyorsun!
You look different.
Değişik görünüyorsun.
- You look sort of different yourself.
- Sen de epey değişmişsin.
You look different.
Değişmiş gibisin.
All of a sudden, you look at things different than the way you did five years ago.
Aniden herşeye beş yıl önce baktığından farklı bakmaya başlıyorsun
Look, Jesse, in a few years the war'll be over, and everything will look different to you then and so would I.
Bak, Jesse, birkaç yıl içinde savaş bitmiş olacak ve o zaman her şeye farklı bakacaksın ve benim yaptığım gibi.
Well, you look so different somehow, Susan. I...
Çok farklı görünüyorsun, Susan.
Well, Mr. Jorgy, you look quite different.
Bay Jorgy, oldukça farklı görünüyorsun.
I was healthy enough a half hour ago... or do people look different to you when they're not horizontal?
Yarım saat önce yeterince sağlıklıydım ama yoksa insanlar yatay vaziyette değilken gözüne farklı mı görünüyor?
You don't look any different than when you went to college.
Koleje gittiğinki halinden daha farklı görünmüyorsun.
You look all different.
Değişmişsin.
No. You just look different, that's all.
Yalnızca görünüşün değişik.
You look a little different this morning.
Bu sabah biraz farklı görünüyorsunuz.
You look, somehow... different.
Biraz, şey, değişik görünüyorsun.
I thought you'd look different.
Daha farklı birini bekliyordum.
When I look with my eyes, you're a different man to the one I feel.
Gözlerimle baktığımda farklı birisin dokununca farklı biri.
You just look different
Çok farklı görünüyorsun.
Thanopoulos, he said, "If you're friend's smart he'll wanna look decidedly different to what he normally does."
Thanopoulos dedi ki, "Arkadaşın akıllıysa olduğundan daha farklı bir görünüşe bürünür."
Honus, if I'm gonna look different, you might as well smell different... now take the soap maybe it's got a false bottom...
Honus, eğer biraz farklı görünmek, farklı kokmak istiyorsan, al şu sabunu.. Belki farklı bie şey vardır.
They're all, you know, like all... You see these cars, they're strewn on the sides of the roads from the helicopters and in all different angles, you know. They look like jackstraws and stuff like that.
Şunlara bir bak hele, bütün şu arabalar, helikopterden öyle gözüküyor, yolların kenarlarına saçılmışlar ve, değişik açılarda... anlarsın işte, ortalığa rastgele dağılmış bir görüntü sergiliyorlar.
You could look at this in 100 different ways.
Buna 100 farklı şekilde bakabilirsin.
No. You look too different dressed like that.
Böyle giyinince çok farklı görünüyorsun.
You look completely different, splendid!
Tamamen farklı görünüyorsun, muhteşem!
Look, maybe if you were borough commander when this thing started, running this investigation, I'd feel different about testifying.
Bakın, bu iş başladığında işin başında olsaydınız bu soruşturmayı yürütüyor olsaydınız, ifade verme konusunda farklı düşünüyor olabilirdim.
- You look so different.
- Çok değişik görünüyorsun.
You're kidding me Do I look different?
kendimi koruyacak kadar ama çete hakkında daha çok bilmeliyim
Well... as far as I can see, you don't look any different from the rest of us.
Gördüğüm kadarıyla, bizlerden hiçbir farkın yok.
You can't look at a world so different from ours without wondering how both were made.
Bunların neden oluştuğunu anlamadan bizden farklı bir dünya olduğunu bilemezsiniz.
On second thought, you do look like a different man.
İyice düşündüm de, başka biri gibi görünüyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]