English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You look good

You look good translate Turkish

7,084 parallel translation
I could give you my thoughts, help you look good.
Sana fikir verir, iyi görünmene yardım ederim.
You look good.
- Güzel görünüyorsun.
It's a good look, man. You look good.
- Güzel duruyor dostum, iyi görünüyorsun.
I'm only interested in making you look good, okay?
Sadece seni daha güzel göstermeye çalışıyorum, tamam mı?
You look good.
- Güzel olmuşsun.
I mean, you look good especially considering- - is this place as bad as it seems?
İyi görünüyorsun. Yani durumunu düşünürsek... Burası göründüğü kadar kötü mü?
You look good.
Güzel görünüyorsun.
You look good.
İyi görünüyorsun.
Hoo! You look good, Ray.
Ooo, iyi görünüyorsun, Ray.
Look, I promise I'm only interested in making you look good, okay?
Bak, tek istediğim seni daha iyi göstermek, tamam mı?
You look good in that.
İyi görünüyorsun.
- You look good. - Oh.
İyi görünüyorsun.
- You look good, girl.
- İyi görünüyorsun.
- Hello. - You look good.
Önceleri ciddi değil sandım ama son olaylar öyle göstermiyor.
Yeah, so you look good.
Evet, böylece iyi görünürsün.
- You don't look good.
- Pek iyi gözükmüyorsun.
Take a good look around, because he is looking at you.
Etrafınıza iyice bir bakın çünkü o şu an size bakıyor.
Look, the way I see it, you and I make a pretty good team.
Bak, bence senle ben gayet iyi bir takım oluyoruz.
Okay, look, I know what a good person you are, but sometimes people think you might come off a little harsh.
Tamam, iyi birisi olduğunun farkındayım ama bazen insanlar biraz kırıcı olduğunu düşünüyor.
Look, I wouldn't bother you, but this is a good woman with something to offer.
Bak, rahatsız etmek istemezdim ama söz konusu olan yararlı ve iyi bir kadın.
- Did they get a good look at the streak's face? - Not you too.
- Şimşek'in yüzüne bakabilmişler mi?
You don't look good.
Pek iyi gözükmüyorsun.
You look pretty good for a guy who's been through what you've been through.
Senin yaşadıklarını yaşayan birine göre bayağı iyi gözüküyorsun.
Not that you don't make it look good, big guy.
İyi görünmediğinden dolayı demiyorum koca oğlan.
Uh-huh. Well, maybe after the FBI and the L.A.P.D. Get a good look at your client's servers, we'll agree with you.
Belki FBI ve polis müvekkilinizin ağ sunucularını inceledikten sonra bu fikre katılabiliriz.
You didn't get a good look... at who was in that Hazmat suit, did you?
Koruyucu elbise içinde kim olduğunu iyice göremedin, değilmi?
You-you look really good.
Çok iyi görünüyorsun.
Well, then you just look good for no reason, vince.
O zaman bir sebebi olmadan çok iyi görünüyorsun, Vince.
You get a good look at the guy?
- Adamı hatırlıyor musun?
You get a good look at them?
- İyi bakabildin mi?
You don't look so good yourself, sweetheart.
Kendine hiç iyi bakmıyorsun tatlım.
You look good.
- İyi görünüyorsun.
- You don't look so good.
- Pek iyi görünmüyorsun.
How about we both look at the pipes under the sink and tell you if they're good or bad?
İkimiz de lavabonun altındaki borulara bakalım ve iyi durumdalar mı değiller mi söyleyelim.
You still look good in my jackets, too.
Benim ceketimle bile güzel görünüyorsun.
Which is why it's good to be back here where there's a shity lawyer like you to make me look good.
Burada olmanın güzel bir tarafı da senin gibi boktan bir avukat yüzünden çok daha iyi görünmem.
Okay, look, you know I'm not good at this.
Tamam. Bak, bu işte iyi olmadığımı biliyorum.
Look, I-l know you got your noggin rattled real good, but-but once you see your people, well-well, maybe you'll start...
Bak, kafanın iyice sarsıldığını biliyorum ama kendi halkını gördün mü, belki...
- You do not look quite good.
- İyi görünmüyorsun.
A rent-a-cop uniform would look good on you.
Güvenlik görevlisi üniforması sende iyi durur.
You don't look so good.
Kötü görünüyorsun.
Ooh. - You don't look good. - [Breathing heavily]
Hiç iyi görünmüyorsun.
You look so good. You look amazing.
Harika görünüyorsun.
You don't look so good, chief.
Hiç iyi görünmüyorsun dostum.
You look pretty good, considering that they never found your legs.
Yine de oldukça güzelsin bacaklarını bulamamalarına rağmen hem de. Seni tanıyor muyum?
All right, now, you want to look good In a swimsuit like me come summertime, You're gonna want a lot of this and a lot of this, huh?
Yaz yaklaşıyor, eğer mayonun içinde benim gibi iyi görünmek istiyorsan... bundan ve bundan bolca yiyeceksin.
Look, despite all of this it's really good to see you.
Bak, tüm olanlara rağmen seni gördüğüme gerçekten sevindim.
You realize that doesn't look good?
Bunun kötü göründüğünün farkında mısın?
Did you get a good look at him?
Yüzünü görebildin mi?
Hi. You look really good.
Gerçekten iyi görünüyorsun.
And I want to be an equally good friend and tell you you should look in a mirror because "the Rachel" is so last century.
Ben de aynı şekilde iyi bir arkadaş olmaya çalışıyorum bu yüzden bir aynaya baksan iyi olur çünkü "Rachel" çok demode.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]