You look fine translate Turkish
1,084 parallel translation
You look fine.
İyi görünüyorsun.
- You look fine.
- Gayet güzelsin.
You look fine.
İyi gözüküyorsun.
- You look fine.
- İyi görünüyorsun.
You look fine.
Çok hoşsun.
You look fine to me.
Böyle iyisin.
You look fine way up there like that.
Orada çok hoş gözüküyorsun.
- I think you look fine.
- Bence iyi görünüyorsun.
You look fine.
- İyi görünüyorsun.
You look fine, boss.
Iyi görünüyorsun patron.
- You look fine!
- Cok iyi görünüyorsun!
You look fine, Charlie.
İyi görünüyorsun.
- I told you six times, you look fine.
- Altı kere söyledim, iyi görünüyorsun.
You look fine.
Çok güzel görünüyorsun.
But you look fine...
Ama harika görünüyorsun...
- You look fine, Rocky.
- Çok şıksın.
You look fine tonight, Phoebe.
Bu gece iyi görünüyorsun Phoebe.
you look fine.
İyi görünüyorsun...
- Do I look alright? - You look fine.
- Fena değilsin.
You look fine, girls.
Sizler de iyisiniz kızlar.
- Don't worry about it. You look fine. Turn around and back up.
Korkma, iyi görünüyorsun.
I'm hardly dressed for this. - You look fine. Have a couple of beers.
Tamam birkaç bira içelim.
You look fine.
Çok iyi görünüyorsun.
- You look fine.
- Hayır hiç de değil.
well, you look fine.
Bana iyi göründün.
You look fine now.
Şimdi daha iyi görünüyorsun.
You look fine from in here.
Buradan iyi görünüyorsun.
You look fine in that.
Onun içinde de güzelsin.
Look, you're doing fine.
Bak, su ana kadar cok iyiydin.
You look fine.
Harika görünüyorsun.
You've made this fine specimen of a grizzly look like a hairy cow.
Güzelim bozayı kıllı ineğe benzemiş.
You look just fine.
Çok iyi görünüyorsun.
Oh, you look so fine.
Ah, çok iyi görünüyorsun.
And look what happened. You'll be fine.
Bir de şu olanlara bak.
Mr. Kirkland, I can look real fine sometimes, you know?
Kirkland, isteyince gerçekten çok iyi görünürüm.
Couple of inches off the sleeves, a little off the skirt... and you'll look just fine.
Yakalardan 4-5 santim biraz da kollardan alınca şık olacak.
- Right. You look real fine.
Doğru, daha iyi görünüyorsun.
You look just fine down there... slithering in the mud like vermin.
Orada cok tatli görünüyorsun... camurlarin icinde hasarat gibi gezerken.
- You look fine, Fozzie.
- İyi görünüyorsun, Fozzie.
- Look, Hoss... if you wanna be my sidekick and chauffeur, that's fine.
- Bak Hoss... kankam ve şoförüm olacaksan tamam.
You look in pretty fine shape!
Çok iyi görünüyorsun!
You wanna stay around and look for'em? Fine.
Kalıp onları aramak istiyorsan kal.
Look, you're gonna be fine, so cheer up, okay?
Bakın, iyi olacaksınız, haydi neşelenin bakalım, tamam mı?
Look at all the fine prizes you can win.
Gördüğünüz tüm güzel ödülleri kazanabilirsiniz.
- Fine, fine, but you look hurt. Honestly, I'm fine.
- İyi, ama acılı görünüyorsun..
Now you look like a fine youngster.
Şimdi hoş bir delikanlı oldun.
And I'm sure you'll all agree we can look forward to a fine four years.
Eminim bizi çok güzel bir dört senenin daha beklediği konusunda hemfikirizdir.
Look, I can stay with the firm, and you're doing fine.
Bak, ben firmada kalabiliyorum ve sen iyi gidiyorsun.
I'm fine. You don't look so hot.
- İyi görünmüyorsunuz.
Look, if he's waiting to scare us, then fine, but I'm going back there, with or without you.
Eğer bizi korkutmak için bekliyorsa iyi. Ama oraya seninle ya da sensiz gideceğim.
Look. lf you don't want to take these, that's fine.
Bak, bu çiçeği istemiyorsan sorun değil.
you look so beautiful 108
you look good 800
you look amazing 345
you look beautiful 682
you look gorgeous 128
you look so pretty 62
you look nice 285
you look stunning 72
you look great 1239
you look hot 79
you look good 800
you look amazing 345
you look beautiful 682
you look gorgeous 128
you look so pretty 62
you look nice 285
you look stunning 72
you look great 1239
you look hot 79