English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You shouldn't have come

You shouldn't have come translate Turkish

559 parallel translation
He probably shouldn't have come back to work so soon, but you know him.
Çok yakında işe geri dönemeyecek ama onu tanırsın.
- You shouldn't have come here.
- Buraya gelmemeliydin.
I shouldn't have come with you.
Seninle gelmemeliydim.
Frankie, you shouldn't have come.
Frankie, gelmemeliydin.
You shouldn't have come here.
Buraya gelmemeliydin.
I told you we shouldn't have come back.
Sana geri dönmemeliyiz demiştim.
- You shouldn't have come.
- Gelmemeliydin. - Gelmek zorundaydım.
You shouldn't have come here.
Buraya gelmemeliydiniz.
You know, you shouldn't have come down here.
Buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come in there.
- İçeri gelmemeliydin.
You shouldn't have come here today, darling.
Bugün buraya gelmemeliydin hayatim.
- You shouldn't have come.
- Buraya gelmemeliydin.
Charlotte, you shouldn't have come.
Charlotte, gelmemeliydin.
You shouldn't have come down here.
Buraya gelmemeliydin.
Loxi, you shouldn't have come down here.
- Buraya gelmemeliydim. Elbette bu beni ilgilendirmiyor ama Cutler seni 3 yıllığına bir balina avcısına sattı. - Öyle mi?
You shouldn't have come, it's too risky.
Buraya gelmemeliydiniz, çok tehlikeli.
I told you we shouldn't have come here!
Buraya gelmemeliydik dedim sana!
I said you shouldn't have come!
Sana gelmemen gerektiğini söylemiştim.
ANN, YOU SHOULDN'T HAVE COME HERE.
Ann, keşke buraya gelmeseydin.
You shouldn't have come here, Jonnie.
Buraya gelmemeliydin Jonnie.
Thanks for the apology, but you shouldn't have come back.
Özür için teşekkürler ama geri gelmemeliydin.
You shouldn't have come back, Will
Geri dönmeyecektin, Will
You shouldn't have come.
Gelmemeliydin.
"Pierre, you shouldn't have come."
"Pierre, gelmemeliydin"
Pierre, you shouldn't have come.
"Pierre, gelmemeliydin"
Oh, Pierre, you shouldn't have come.
Oh, Pierre, buraya gelmemeliydin.
You shouldn't have come.
Buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come back, Tom.
- Geri gelmemeliydin, Tom.
I shouldn't have made you come.
Seni buraya zorla getirmedim Henrik, ama gelmen beni gerçekten çok mutlu etti.
Appearing Day, you shouldn't have come here.
Yeni Gün, Buraya gelmemeliydin.
You shouldn't have come.
Gelmemen gerekiyordu.
You shouldn't have come over there tonight.
Bu gece oraya gelmemeliydin.
You shouldn't have come up here.
Buraya kadar gelmemeliydin.
You shouldn't have come here!
Buraya adımını atmamalıydın.
I shouldn't have asked you to come.
Gelmeni istememeliydim.
I knewed I shouldn't have come but, oh, I'm very crazy about him, you see, Miss French.
Gelmemeliydim biliyorum ama onun için çıldırıyorum Bayan French.
You shouldn't have come.
Gelmenize gerek yoktu.
- You shouldn't have come in here.
Buraya girmemeliydin. Biliyorum.
- You shouldn't have come here in the first place.
- Buraya hiç gelmemeliydin.
I shouldn't have come back to you.
Ben geri gelmemliydim.
Then maybe I shouldn't have come to you for help.
Belki de yardımına gelmemeliydim.
You shouldn't have come here in the first place.
Daha ilk başta buraya gelmemeliydin.
Emily, you... you shouldn't have come here.
Emily, sen- - Sen buraya gelmemeliydin.
You're fifteen, hardly that. You certainly shouldn't have come out here alone.
15 yaşındasın ve yalnız başına dolaşmamalısın.
You shouldn't have come, Nan.
Gelmene gerek yoktu Nan.
I told you we shouldn't have come.
Gelmemeliyiz demiştim.
You shouldn't have come in.
İçeri girmemeliydin.
- You shouldn't have come here.
- Buraya gelmemeliydiniz.
I told you we shouldn't have come.
Gelmemeliydik, demiştim sana.
You know, really, I shouldn't have come up here so early but we've been, sort of, drinking.
Gerçekten, bu kadar erken gelmemeliydim ama biz biraz içtik.
You shouldn't have come back to town, Billy.
Sen kasabaya geri dönmemeliydin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]