English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You seem good

You seem good translate Turkish

467 parallel translation
Isn't there one thing you seem to have forgotten, that our word's as good as, or perhaps a bit better than that of a jailbird.
Seninde unuttuğun bir şey var, bizim söyleyeceklerimiz bir hapisane kuşunun söyleyeceklerinden daha önemli.
You seem to be in an especially good mood today, Director.
Özellikle bugün ruh halinin daha iyi olduğunu görüyorum, Müdür.
- You don't seem to be in good humor.
- Neşen yerinde durmuyorsun.
- Now I don't seem good enough for you.
- Artık senin için yeterince iyi değilim.
You seem in a very good mood yourself.
Sizi de oldukça neşeli gibisiniz.
Godfrey, you seem to be a pretty good sort.
Godfrey, oldukça iyi bir adama benziyorsun.
You seem to be pretty good at this sort of thing.
Bu tip işlerde oldukça iyisin
It may seem a good reason to you but it doesn't to me.
İyi bir sebep olabilir, ama bence değil
Our good times must seem silly to you. You're so serious.
Gerçi bizim eğlencelerimiz sana saçma geliyordur, sen ciddi bir kızsın çünkü.
You seem to have made a pretty good start.
Oldukça iyi bir başlangıç yapmışsın gibi görünüyor.
- You seem to know a good many people.
Sizin de epey kişi tanıdığınız kesin!
Does it seem good to you?
Bunun iyi bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
I can't seem to hear you so good.
Seni iyi duyamıyorum.
You seem in good spirits!
Keyfin yerinde görünüyor!
[Guy] Seem to be treating you pretty good, huh?
Görünüşe göre sana hayli iyi hizmet ediyorlar, ne dersin?
You seem to be in a good mood.
Bakıyorum da bugün keyfin yerinde. Öyle tabii.
You know, things seem to be looking up around here, so I thought this might be a good time to discuss my own situation again.
Bilirsin, buralarda işler iyi gidiyor görünüyor, bu nedenle düşündüm ki, kendi durumumu yeniden düşünmek için bu iyi bir zaman olabilir.
I know you so little, but you seem to me... a good, wonderful and high-minded man.
Sizi çok az tanıyorum, ama benim gibi görünüyorsun... iyi, mukemmel, ve yüksek fikirli bir adam.
Tell me something, you seem so innocent, like a little girl, good and not sly.
Baksana, çok masum göründün bana küçük bir kız gibisin adeta.
- Well, you seem to be in good condition.
Gayet iyi görünüyorsun.
You certainly seem to be taking a good deal of trouble over it.
- Dilekçe vermekle.. davan ilerlemeyecek.
You seem to be both in good condition.
İkiniz de iyi gözüküyorsunuz.
You seem in good spirits.
Keyfiniz yerinde gibi.
I thought it might make a good crutch for you now you seem to be getting around pretty good.
Artık etrafta dolaşabildiğine göre,... sana koltuk değneği iyi olur diye düşündüm.
You don't seem to be having that good a time.
Pek iyi vakit geçiriyor gibi görünmüyorsunuz.
Wait, you seem to possess good kung fu what's your name please?
Dur, Kung Fu'un oldukça iyiymiş İsmini bağışlar mısın?
Breezy, as bad as bad can be, you-you seem to find something good in it.
Breezy, olabilecek en kötüden de kötü, sen-sen iyi bir şey yakalamış gibisin.
I know you're a good person and this legal system is the best in the world, but you... you can't seem to hear me!
İyi biri olduğunuzu ve bunun dünyadaki en iyi hukuk sistemi olduğunu biliyorum ama siz beni dinlemiyorsunuz!
You seem to be having a good time.
Gördüğüm kadarıyla keyfiniz yerinde.
You seem to be a damn good-shot!
Harika bir atıcısın demek ki!
You seem to be a kind and good man.
Siz iyi ve yardımsever birine benziyorsunuz.
Well, you seem like a good girl so I'm gonna do something that I hadn't ought to do.
Sen iyi bir kıza benziyorsun bu yüzden yapmamam gereken bir şeyi yapacağım.
You seem to have good anticipation.
Önsezilerin iyi gibi.
Yeah, you seem pretty good with that thing, though.
Evet ama sen çok güzel oynuyorsun.
- You seem to be in good shape here.
- Burada, durumunuz iyi gibi görünüyor.
You seem like a good sort.
İyi birine benziyorsunuz.
You guys seem to think you're too good for us.
Sen bizim için çok iyisin.
You and me seem to be gettin'along real good.
Sanki seninle iyi anlaşıyor gibiyiz.
You seem to be good at soccer!
Çok güzel top oynuyorsun!
You know, he was good, you know, but, as a kid, I couldn't seem to get close.
Bilirsin, iyi biriydi, amabir çocuk olarak, onayaklaşamadım.
You seem almost too good to be true.
Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyorsun.
Could you recommend a good clinical psychiatrist in the neighborhood? Yeah. We seem to have lost ours.
Evet, bu yakınlarda bildiğin iyi bir klinik psikiatristi var mıydı?
You seem to be having a good time.
İyi vakit geçiriyor gibisin.
You seem to be very good at that.
Bu işte çok iyi görünüyorsun.
You guys don't seem to have made a good impression.
Pek iyi bir izlenim bırakmış gibi değilsiniz.
Larry, you seem to have a good feel for this.
Larry, senin bu konuda hislerin kuvvetli.
Rabbi, you seem to be on the side of good.
Haham, iyi birine benziyorsun.
You seem like a fine boy, and I'm going to give you a good report.
İyi bir çocuğa benziyorsun ve senin hakkında iyi bir rapor yazacağım.
Good Lord, I seem to have finished my drink. If you'll excuse me.
Aman tanrım, içkim bitmiş gibi görünüyor.
You girls seem to be having a good time.
Kızlar, eğleniyor gibi gözüküyorsunuz.
You seem like you got a good heart in there somewhere.
Kalbinin derinliklerinde iyilik var gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]