Your tea translate Turkish
1,266 parallel translation
JESSEL How do you like your tea?
- Çayınız nasıl olsun?
I, uh, forgot to ask, how you take your tea in the morning.
Sabah çayını nasıl alırsın?
So just drink your tea, Mother.
Sen çayını iç, anne.
Miss Yeung, here's your tea.
Miss Yeung, çayınız.
Have your tea and try to sleep.
Çayını al ve uyumaya çalış.
Drink your tea before it gets cold.
Hadi soğumadan iç çayını.
You can have your tea and then....
Çayını iç, ve sonra..
My apologies for interrupting your tea, Mr Shannon.
İkindi çayınızı böldüğüm için özür dilerim, Bay Shannon.
Why don't you finish your tea first?
Neden önce çaylarınızı bitirmiyorsunuz?
- Excuse me, sir, your tea's ready.
Özürdilerim efendim, çay hazır.
At least drink your tea.
En azından çayını iç.
- Your tea's there. - Ta.
- Çayın orada.
Your tea getting's cold.
Çayınız soğuyor.
Here's your tea.
İşte çayın.
- Drink your tea please
- Buyurun, çay için.
Oh, you wanted to show me your tea?
Oh, bana çayını mı göstermek istiyordun?
At daybreak, after I prepare your tea, I go back to bed and the rest of the world can go to hell
Gece, çayını hazırlayıp yattıktan sonra dünyanın geri kalanının umrunda olmaması.
You finish your tea.
Siz çayınızı bitirin.
And if you will now keep your mouth shut... this unpaid servant will make your tea.
Ve eğer çeneni kapatırsan.... Bu uşaklar çayını hazırlayacak.
- Here's your tea.
- Buyrun çayınız.
- Here's your tea.
İşte çayın.
Linda, Mum says if you don't come in for Your tea now, shell give it to the dog.
Linda, annen çayını almak için hemen gelmezsen onu köpeğe vereceğini söylüyor.
Excuse me, enjoy your tea.
Affedersiniz, çayınızın keyfini çıkarın.
You and your parents are flying to London to take tea with Her Majesty.
Siz ve aileniz kraliçenin yanında çay içmeye davetlisiniz.
Pick up a nice bit of Fish for your tea,
Akşam yemeği için güzel bir balık alırız.
Kirik, after your morning port do you still drink tea?
Kirik, bu sabah seansından sonra hala çay içebiliyor musun?
Mmm. - You haven't had your tea.
- Daha çayınızı içmediniz.
It's your favorite mountain tea.
Bu senin en sevdiğin, dağ çayı.
Where'd you get your sugar for that tea?
Çay için şekeri nereden buldun?
Lady Alabaster would be pleased if you would take tea with her when you've finished your work.
İşinizi bitirdiğinizde, Leydi Alabaster çayını onunla içmenizden keyif duyacak.
... Banachia tea and you said, I remember your exact words...
Banachia çayından koyuyordun, dedin ki, kelimesi kelimesine hatırlıyorum...
I brought you some tea and I brought you some flowers to brighten up your room.
Sana çay, odanı canlandırmak için çiçek getirdim.
I thought you'd drank your last Long Island Ice Tea.
Bir daha Long Island Buzlu Çay içemeyeceğini sandım.
Building a career is not your cup of tea.
Bu bir kariyer senin çay fincanın değil. Görüşürüz.
How would it be, Miss Lemon, if you and I were to have tea with your sister this afternoon?
Acaba siz ve ben, Miss Lemon, bu öğleden sonra kız kardeşinizle bir çay içsek nasıl olur?
- Tea good for your nose?
- Çay burnun için mi?
That today may be the last time you sit in your favorite chair or watch the rain fall or enjoy a cup of tea by a warm fire.
En sevdiğiniz koltukta belki de son defa oturuyorsunuz ya da yağmuru seyrediyorsunuz veya ateş başında bir fincan çayın keyfine varıyorsunuz.
You and your fucking weed. You're a tea head.
Sen ve senin lanet olası otun.
What're you gonna have for your tea?
- Ne yiyeceksin?
You haven't finished your tea.
Çayını bitirmemişsin.
If that's not your cup of tea, we've also got
Sadece o da değil.
I'll make you a promise - one day we'll be in your new parish, sipping iced tea on the lawn, and this will all be just a memory.
Bir gün sen ve ben o yeni kilisende olacağız çimlerde soğuk çayımızı yudumlayacağız ve bunlar birer anıdan ibaret olacak.
You've made your last cup of tea in this house.
Bu evde son çayınızı yapmış oldunuz.
There's a kiss hello to put you off your tea. I wish I was able to talk to this man and ask him what it is about me that he doesn't like.
Keşke o adamla konuşup neyimden hoşlanmadığını sorabilseydim.
Not your cup of tea?
Çay olmadığı için mi?
Zahra, pour a cup of tea for your father.
Zehra, babana bir bardak çay ver.
So let me have the tea! Here, this is your parcel.
Puja, bu sana.
The young man wishes to know... if he might come to tea on Saturday afternoon with a view to mowing your lawn.
Genç adam bilmek ister ki... eğer o pazar öğleden sonra çaya gelebilseydi çimenlerinin biçildiğini izleyebilir.
The American Po Chi Lam would become your club house when you have time, you can have tea, chat, and practice Kung-fu here Build up a strong body
Amerikan Po Chi Lam'ı sizin vaktinizi geçirdiğiniz güzel bir yer olsun boş zamanlarınızda çay içebilir, konuşabilir, Kung-fu çalışıp vücudunuzu güçlendirebilir
Make you some tea, then you can go back to your Stargate Command.
Sna çay yapayım, sonra şu Yıldız Geçidi Merkezine geri dönersin.
You've got a terrible tea stain on your book
Kitabında korkunç bir çay lekesi var.
teaching 56
teague 25
teasing 24
tea time 16
teacher's pet 22
teacher conference 29
teach me 88
team leader 68
teach him a lesson 24
team captain 16
teague 25
teasing 24
tea time 16
teacher's pet 22
teacher conference 29
teach me 88
team leader 68
teach him a lesson 24
team captain 16
team effort 18
tear it up 38
team one 35
team two 31
teamwork 87
tear it down 20
tea's ready 17
teau 40
tear gas 28
teal'c 528
tear it up 38
team one 35
team two 31
teamwork 87
tear it down 20
tea's ready 17
teau 40
tear gas 28
teal'c 528